Düşün-Ye-Koru ve Tasarruf Et
Dünya Çevre Günü (DÇG) Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nca 1972'den beri her yıl bir ana temayla kutlanmaktadır. Bu yılki DÇG'nin teması ise Düşün-Ye-Koru ve Tasarruf Et, gıda ayak izini azalt (Think-Eat-Save. Reduce your foodprint.) olarak belirlenmiş.
Melih Baş/CumhuriyetSürdürülebilirlik ilkesine ölçme veya önlem ilkesiyle yaklaşırsak, düşüncesizce, korumadan ve tasarruf etmeden yemek sürdürülebilir değildir.
Sürdürülebilirliğin iktisadî - ekolojik - toplumsal bileşenleri ve bunların dayandığı sermaye tiplerini ki, sırasıyla fiziksel sermaye - doğal sermaye - toplumsal ve beşeri sermaye, anımsamış olalım.
Sürdürülebilirlik yaklaşımında bunlar birbirleriyle yer değiştirebilir (güçlü yaklaşım) veya yer değiştiremez (güçsüz yaklaşım) olarak iki biçimde ele alınabilmektedir. Güçsüz ele alış biçimindeki yaklaşımda 'geriye dönülemezlikler' olacağı düşünülür.
Bu bağlamda, 'Katışıksız Ayarlanmış Tasarruflar (KAT)' denilen bir gösterge geliştirilmiştir. Bu göstergenin hesaplanması, beşeri sermaye için yapılan eğitsel harcamalar ile iktisadî sermaye için yapılan fiziksel sermaye yatırımları toplanmakta, bu toplamdan ekolojik varlıklar bağlamındaki doğal sermaye tüketimi ve CO2 kirliliğinin neden olduğu maliyetlerin çıkartılmasıyla yapılmaktadır. Bu gösterge ile, dünyadaki 'Katışıklı Yurt İçi Ulusal Gelir (GSYİH)' içindeki KAT ölçülmüş. 1993-2009 dönemi için yapılan hesaplamaya göre, Türkiye, GSYİH olarak yaklaşık yüzde 50 büyürken, KAT oranı yüzde 3 dolayında olmuştur (kıyaslama için örneğin Almanya'nın oranı % 15). Açıkça ifade etmek gerekirse, Türkiye doğadan aldığını fiziksel ve beşeri sermaye varlıklarına ekleyememiş, hazırı tüketegelmiş gözükmektedir. Hazıra dağ dayanmaz sözü Alman atasözü müydü acaba?
KAT göstergesine koşut başka ölçüm göstergeleri de (ekolojik ayakizi, karbon ayakizi vb.) vardır. Bunlara bu yılki DÇG (:WED) ana teması bağlamında bir başka gösterge daha eklenmiş oluyor: gıda ayakizi (foodprint). Bu yılki ana temanın amacı, bu gıda ayakizi bağlamında gıda israflarını ve gıda yitimlerini azaltma çalışmalarını azaltmak olarak saptanmış. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'ne (GTÖ) göre her yıl 1,3 milyar ton gıda israf edilmektedir. Bu nicelik Aşağı-Sahra Afrika bölgesinde üretilen miktara eşittir. Bu arada belirtmeden geçmeyelim; dünyada her yedi kişiden biri yatağa aç girmektedir, her gün 5 yaş altı 20.000 çocuk açlıktan ölmektedir. Açlıktan kim ölmüş ki atasözü Güney Afrika atasözü müydü? GTÖ'ye göre gıda üretiminin üçte biri ya israf edilmekte ya da kaybolmaktadır. Örnekse, bir büyükbaş hayvanın etinden hamburger üretmek için 16.000 litre su tüketilmektedir.
Dünya çapındaki gıda üretimi için kullanılan / tüketilen doğal kaynaklar şöyle: tüm yerleşilebilir alanların yüzde 25'i, taze su tüketiminin yüzde 70'i, orman arazilerinin yok olmasının yüzde 80'i, sera gazı çıkarımının yüzde 30'u; biyo-çeşitlilik yitimi ve arazi kullanım değişikliğinin en büyük etkeni.
Dolayısıyla gıda tüketim zincirindeki karar verme süreçlerinde sürdürülebilirliğin üç ayağı açısından da ussal ve KAT'ı arttıracak kararlar vermeliyiz. Bunun için şu başlıklar öne çıkıyor: Ekolojik - organik ürünleri tüketmek, yerel ürünleri tüketmek, kendi ürettiğini tüketmek, işlenmiş ürünleri tüketmemek, gereksiz ürün tüketmemek, aşırı gıda tüketip işlevsel açlığa düşmemek, yeryüzündeki gıda eşitsizliğine neden olan iktisadî açıdan sürdürülemez kapitalist dizgenin tuzaklarına düşmeyip ona karşı savaşım vermek vb.
Sonuç (DÇG savsözü):
Yemeden önce düşünün ve çevreyi korumaya el uzatın!