Düşler ötesine göçtü...
Yedinci sanatın yaratıcı yönetmenlerinden Raùl Ruiz yaşamını yitirdi.
cumhuriyet.com.trŞilili yönetmen Raùl Ruiz’in (1941-2011) her filmi, merakla beklediğim gizemli bir yolculuktu. Düşsel dünyalarla gerçekler arasında görünmez köprüler kurmayı başaran, o daldan bu dala atladığı için sınıflandırılması olanaksız, çok yönlü, derin bilgili, üstün yetenekli yaratıcı bir yönetmendi. Bazen çok hızlı, neredeyse çala kamera çektiği filmlerin temasal ve biçemsel bütünlükleri şaşırtıcıydı.
44 yıllık sinema yaşamına büyük bir bölümü seyirci önüne gelemeyen 100’den fazla film sığdırmıştı. Her biri yepyeni bir sinema serüveni olan filmlerinin gerçeküstü boyutundaki şiirselliği yakalamayı başaran izleyici, tadına doyulmaz anlar yaşardı.
Çağdaş bir Binbir Gece Masalları anlatıcısıydı Raùl Ruiz. Giriş, gelişme ve sonuç bölümleri olan klasik romanları çok sevdiğini söylerdi. Balzac, Giono, Proust, Stevenson, Kafka gibi birçok ünlü yazarı sinemaya uyarlamıştı.
19. yüzyıl Portekiz’inde, aristokratik çevrelerde geçen son filmi “Lizbon’un Sırları” da bir edebiyat uyarlamasıydı. Dört buçuk saat süren ama bir solukta izlenen dallı budaklı olağanüstü bir anlatı becerisi sergilediği bu filmiyle, Fransız sanat sinemasının önemli ödülü Louis Delluc Ödülü’nü geçen yıl kazanmıştı.
Marcello Mastroianni, Catherine Deneuve, Isabelle Huppert, John Malkovich gibi oyuncuları yönettiği büyük bütçeli filmleri ve 1996’da “Üç Yaşam, Bir Ölüm” ile Cannes’da Altın Palmiye yarışına katılması, Raùl Ruiz’in geniş kitlelere açılmasına da olanak sağlamıştı.
İlk kez Locarno’da, 1969 yılında, ikinci filmi olan “Çok Hüzünlü Kaplanlar” (1968) ile Altın Leopar’ı Eric Rohmer ile paylaşan Raùl Ruiz’in birçok filmi, dünyanın belli başlı festivallerine seçilmişti.
Doğduğu Şili’de hukuk ve teoloji eğitimi gördükten sonra tiyatro ve sinemaya merak salan, politik yaşama ilgi duyan ve Salvador Allende’nin danışmanlarından olan genç Raùl Ruiz, 1973’te askeri diktatörlükten kaçarak Fransa’ya sığınmıştı.
Fransız vatandaşlığını da alan yazar ve yönetmenin cuma günü bir Paris hastanesinde kanserden ölümünün Fransız sinema ve siyaset dünyasında uyandırdığı yankılar arasında, yabancı karşıtı politikası giderek sertleşen Fransa’nın Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin övgü dolu sözlerle, ülkesinin sığınmacılara kucak açmasından dem vurması da ayrıca dikkati çekiyordu.
İsteği üzerine Şili’de toprağa verilmek üzere uğurlanmadan önce, yarın Paris’te, Raùl Ruiz için dinsel tören düzenlenecek.
Yönetmenin birçok filminin yapımcısı Paulo Branco, Ruiz’in Şili’deki çocukluğunu konu alan, çekimini tamamladığı son filmi “Débâcle”ın (Bozgun) gösterime gireceğini duyurdu.
Raùl Ruiz yedinci sanat tarihinde iz bırakacak güçte, yaratıcı bir yönetmendi. Sanat sineması çevreleri dışında yeterince tanınmıyor olmasını da pek umursamazdı galiba…
Değişik kültürlerden ve sanat dallarından beslenen kendine özgü renkli dünyaların yaratıcısı Raùl Ruiz’i yeniden keşfetmek gerekiyor.