Düş gücünün izleri: TROYA...

‘Düşler Ülkesi: Troya’ sergisi Derya Yücel’in küratörlüğünde 27 Temmuz’da açılacak. Bir ay sürecek sergide, baskı, cam, enstalasyon, fotoğraf, grafik tasarım, resim, seramik, video yapıtları sanatseverlerle Çanakkale’de Piri Reis Müzesi’nde, 19 Eylül- 19 Ekim tarihleri arasında ise İstanbul’da Arkeoloji Müzesi’ne bağlı Darphane-i Amire’de buluşacak.

Troya’nın UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne kabulünün 20. yıldönümü nedeniyle 2018, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Troya Yılı’ ilan edildi. Etnik Popüler Sanatları Koruma ve Geliştirme Derneği (EPOS 7) ve yeni nesil sanatçı platformu BASE işbirliğinde, Kale Grubu’nun destekleriyle düzenlenen ‘Düşler Ülkesi: Troya’ sergisi de Troya’yı özgün kılan, savaş, güç, medeniyet destanı ile mücadele, hayal gücü ve ilham kültürünün bir bileşimi olması ve bu ilhama kulak veren yeni nesil sanatçıları bir araya getirmeyi amaçlıyor. Yücel serginin, Base 2017 katılımcısı genç sanatçılar ile 18 Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerine açık bir proje çağrısıyla başladığını söylüyor ve ekliyor; “Bu sergi, Troya gibi binlerce yıldır etkisini sürdürerek yaşayan bir mitolojiye bugünden bakmayı öneriyor. Sanatçılar, Troya üzerine yaptıkları araştırmalarla beslendikleri, bireysel sanat üretim yöntemleri ile geliştirdikleri yapıtları üzerinde aylarca yoğun bir emekle çalıştılar. Hem ortaya çıkışı ve oluşumu hem de izleyici ile mekânda karşılaşma sürecine dek bu sergi, genç sanatçıların ortak bir olgu olarak Troya’ya bakışlarındaki anlatım zenginliğinin bir paylaşımı olarak izlenebilir. Genç sanatçıların, formasyonları, aldıkları akademik eğitim, estetik yönelimleri, sanatı dolayısıyla dünyayı anlamlandırma biçimleri farklılıklar taşısa da bu sergi, ortak konuları, dünü-bugünü, tarihsel olanla günceli özgün bir ilhamla anlamlandırmaları ve yeniden ele almalarını sağladı.”

29 genç sanatçının katılımıyla gerçekleşen sergi için Yücel, “Günümüz sanatını, sanatçı-yapıt-izleyici/ toplum arasında cereyan eden, estetik iletişim alanı yaratan bir eylem olarak görüyorum. Troya da, genç sanatçıların bu iletişim alanını kişisel ifade olanaklarıyla genişletmelerine ilham veren bir proje oldu. Geleneksel, konvansiyonel, dijital ya da güncel anlatım yöntemleri çerçevesinde ürettikleri, resim, seramik, heykel, baskı, enstalasyon, fotoğraf, grafik tasarım, video gibi farklı mecralardaki yapıtlarının izleneceği sergi, kadim efsaneleri güncel ve disiplinler arası anlatım pratikleriyle yeniden yorumlayarak nesilleri birbirine bağlıyor” diyor. Aynı zamanda sergi, genç sanatçıların bir olguya karşı bakış açılarını, öznel perspektiflerini, duygulanımları ve ele aldıkları form/biçim yaklaşımlarındaki farklılıkları da gözlemleme olanağı da sunuyor. Yücel, “Sanatseverler, kadim efsanelerden günümüze dünyanın ve insanlığın sonu gelmez yaşam serüveninin sanat yapıtı olarak ortaya çıktığını gözlemledikleri ve Homeros’un binlerce yıl öncesine dayanan düş gücünün izlerini başka yaratıcı formlarda izleyebilecekleri bir sergiyle karşılaşacaklar” diyor.