Duruşma salonu karıştı
Ergenekon davasında eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür tanık olarak dinlendi. Dava sanıklarından Yalçın Küçük'ü Eymür'e yönelttiği sorularla ilgili uyaran Mahkeme Başkanı, Küçük'ün salondan çıkarılmasını istedi.
cumhuriyet.com.trMahkeme başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin, ''Ergenekon konusunda bildiklerinizi anlatın'' demesi üzerine Eymür, ''Ergenekon'la ilgili çok şey bilmiyorum. Bu yapılanmaya ilişkin soruşturma, ben Amerika'dayken başladı. Bilgilerim genelde kulaktan dolma, duyuma dayalıdır'' ifadesini kullandı.
Eymür, davanın sanıklarından Doğu Perinçek ve birçok sanık ile uzun zamandır sorunları olduğunu anlatarak, şunları söyledi:
''Bizi sürekli ifşa ettiler. Terör örgütünün hedefi haline getirdiler. Hala da devam ediyorlar. Yakın zamanda mahkemenizde Alaattin Çakıcı'nın da tanıklığına başvuruldu. Çakıcı'nın anlattıkları bazı basın yayın organlarında yer aldı. Bunların hepsi asılsız, yıpratmak amaçlı yapılan şeyler. Bu iddiaların komik olduğu, yapılan soruşturmalar neticesinde ortaya kondu. İddiaları soruşturan cumhuriyet savcılığı, kovuşturmaya yer olmadığı kararını verdi.''
''Veli Paşa'yı tanıyorum''
Mahkeme başkanı Özese, sanıklar arasında tanıdıklarının olup olmadığı sorması üzerine Eymür, ''Veli Paşa'yı tanıyorum. Mardin'de birlikte çalıştık. Ben bölge müdürüydüm. O da Mardin tabur komutanıydı. Güler Kömürcü Amerika'da komşumdu. Tuncay Özkan'ı da tanırım'' dedi.
Daha sonra mahkeme heyeti başkanı Hasan Hüseyin Özese, soruşturma aşamasında verdiği ifadesini okuyarak Eymür'e eklemek ya da değiştirmek istediği bir şey olup olmadığını sordu.
Savcıya kendi ayağıyla gittiğinin söylendiğini belirten Eymür, ''Çok önemli olmamakla birlikte, ben kendi ayağımla giderek ifade vermedim. Savcılığa, çağrılmam üzerine gittim'' dedi.
Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in, Ergenekon yapılanmasını ilk ne zaman duyduğunu sorması üzerine Eymür, kural dışı güçler olduğunu bildiğini belirterek, ''Nato örgütlenmesinin isminin Ergenekon olup olmadığını bilmiyorum'' diye konuştu.
Eymür, Ergenekon adını ilk defa ABD'de bulunduğu sırada, 2000 yılından sonra duyduğunu, yöneticilerinin arasında eski bir MİT mensubunun olduğunu öğrendiğini ifade etti.
Savcı Pekgüzel'in ilk kez 1997 yılında bazı yazarlar tarafından gündeme getirilen Ergenekon örgütüne ilişkin MİT'te herhangi bir çalışma yapılıp yapılmadığını sorması üzerine Eymür, şunları kaydetti:
''Genel olarak Susurluk raporunda ismi geçmese bile buna yönelik, siyasi yapılanmaya doğru gidildiği ve ağır silahların kullanıldığı bir çeteleşmeden bahsedildi. Daha sonra bu raporun doğru olduğu da ortaya çıktı. Yapılanmanın ismi ne olursa olsun devletin içinde illegal bir yapılanmaydı. Devletin içindeki kontrolsüz yapıların milli gayelerle kurulsa bile zamanla devletin aleyhine döneceğini düşünüyorum.''
''Doğru dürüst bir çalışma yapılmadı''
Savcı Pekgüzel'in yorum yapmaması konusunda uyararak soruyu tekrarlaması üzerine Eymür, dönemin başbakanı Necmettin Erbakan'a bir rapor sunulduğunu belirterek, ''Abuk sabuk bir rapor yazıldı. Toplanan bilgiler alt alta konuldu. Hatta Fethullah Gülen'den bahsediliyor, hiç alakası olmadığı halde. Bu işin başında Mithat Alpay vardı. Doğru dürüst bir çalışma yapılmadı. Benim yazdığım raporlar da ortadan kaybedildi'' dedi.
Ergenekon kitapçığı ve şemasının hazırlanmasında görev alıp almadığı sorulan Eymür, o dönem MİT'te görevi bulunmadığını, şemalardan haberi olmadığını, basından takip ettiğini söyledi.
Danıştay saldırısı sonrasında Yeditepe Hukuk Bürosu'nda ele geçirilen Ergenekon belgesinin ''atin.org'' sitesinden 2 Eylül 2002 tarihinde çıktı olarak alındığını belirten savcı Pekgüzel'in, yazının kendisine ait olup olmadığını sorduğu Eymür, yazıyı inceleyerek kendisine ait olduğunu söyledi.
Savcı Pekgüzel'in, Ergenekon belgesinin Doğu Perinçek tarafından yazıldığı ve Perinçek'in yeniden yapılanma içinde görev aldığına ilişkin bilgilere nasıl ulaştığı yönündeki sorusunu Eymür, şu şekilde yanıtladı:
''30 yıldan fazla istihbaratta çalıştım. Geniş bir tanıdık muhitim var. Bir çok bilgi bana gelir. Ben kafama göre süzerim. Yazılarımda abartma yoktur. Doğu Perinçek'i 70'li yıllardan beri tanıyorum. Bu tip faaliyetler içerisinde olduğunu biliyorum. Bunu yapabilecek kapasitede olduğunu düşünüyorum. Senelerin verdiği birikime dayanarak yazdım.'' Duruşmaya, öğle arası verildi.
Duruşmada, tanıklık yapan eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, ''Türkiye'de birçok ülke, hatta müttefik dediğimiz birçok ülke istedikleri şekilde at koşturuyorlar. Basını ve kamuoyunu yönlendiriyorlar. Biz de üzüntü içinde olanları takip ediyoruz'' diye konuştu.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin, söz konusu ülkeleri sorduğu Eymür, bu ülkelerin Amerika ve Almanya olduğunu söyledi.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in sorusu üzerine Eymür, ''Amerika'nın Türkiye'de çok etkin olduğu bir gerçek. Ben, üst düzey bir MİT yöneticisi olarak bile Genelkurmay'a randevu ile gidebilen biriyim. Ancak Amerikalı meslektaşlarımın Genekurmay'da istedikleri gibi dolaştıklarını biliyorum'' cevabını verdi.
İnternet siteleri
Savcı Pekgüzel'in, ''gercekergenekon.4t'' isimli internet sitesinde yayınlanan ve dava konusu Ergenekon örgütü yapılanmasıyla alakalı yazıları okuyarak sorduğu sorulara Eymür, sitenin iddia edildiğinin aksine kendisine ait olmadığını söyledi.
Savcı Pekgüzel'in, Eymür'e ait olduğu söylenen bazı internet sitelerinde çıkan bazı yazılarla ilgili sorular sorması üzerine Eymür, ''Bana ait olduğu iddia edilen birçok site vardı. Ben hiçbir şeyi gizli yapmadım. Her zaman açık adım ile riskleri de alarak yazdım. Zaten bu kadar siteye yetişmem de mümkün değil. Tek başına yazan bir insanım. Yanımda bir ekip de yok'' dedi.
Pekgüzel'in, Eymür'e, internet sitesinde yayınlanan ve Eymür'e ait olduğu ileri sürülen ''Aydınlığın ipleri kimin elinde'' başlıklı yazıyı sorduğu sırada tutuklu sanık eski Aydınlık dergisi Genel Yayın yönetmeni Deniz Yıldırım bu sorunun sorulmasına itiraz etti.
Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu İşçi Partili sanıkların avukatı Hasan Basri Özbey de ''Savcı soruyu sorarken 'çok önemli bir tespit' diyerek sordu. Bu da kendisinin bu başlığa katıldığı anlamına gelmektedir. Yorum yaparak soru sormasına itiraz ediyoruz'' dedi.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Özese de savcı Pekgüzel'i, yorum yapmadan soru sorması konusunda uyardı.
''Aydınlıkçıların anti Amerikancı olduğunu düşünmüyorum''
Eymür, bir başka soru üzerine, ''Aydınlıkçıların anti Amerikancı olduğunu düşünmüyorum. Bunu da ilişkide olduklarını bildiğim iki Amerikan casusuna dayandırıyorum. Birine kitap bastırdılar. Diğeri de haber kaynaklarıydı. ABD'deki Aydınlık muhabiri, bir Yahudi'dir ve ABD vatandaşıdır'' ifadesini kullandı.
Savcı Pekgüzel, ''İnternet sitesinde sizin alıntılarınızdan oluşan bir yazı ve devamında sizin yorumunuz olduğu anlaşılan bir yazı var. Ergenekon belgelerinde doğruların yansıtıldığını söylüyorsunuz'' demesi üzerine Eymür, bütün belgelere olmasa da katıldığı belgeler olduğunu söyledi.
Eymür, bu konuların hangileri olduğununun sorulması üzerine de üzerinden çok zaman geçtiği için hatırlayamadığını, tekrar okuyarak hatırlayabileceğini ifade etti.
Tarık Ümit soruşturması ile ilgili bilgisi sorulan tanık Eymür, ''Tarık Ümit tahkikatı engellenmiştir. Tahkikatı yürüten subay görevden alınarak Veli Küçük'ün emrine verilmiştir. Veli Küçük'e bu durumun aslını sorduğumda da bana 'Korunsun diye verilmiştir' cevabını verdi'' dedi.
Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Mehmet Eymür'ün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunduğu bilgi notunu okuyarak, sorular yöneltti.
Savcı Pekgüzel'in bu notta yer alan Sedat Peker'in Veli Küçük'e bir araba hediye ettiği ve bu arabanın Küçük'ün kızı tarafından kullanıldığı bilgisini nereden aldığını sorduğu Eymür, böyle bir bilgisi olmadığını söyledi.
Savcı Pekgüzel'in ''Neye dayanarak yazdınız?'' şeklindeki sorusuna Eymür'ün ''Ben mi yazmışım?'' diyerek cevap vermesi salonda gülüşmelere neden oldu.
Aynı bilgi notunda JİTEM'in Veli Küçük tarafından kurulduğunun anlatıldığını, davanın sanıklarından Arif Doğan'ın da JİTEM'i kendisinin kurduğunu söylediğini hatırlatan savcı Pekgüzel, Eymür'e bu konudaki bilgilerinin neye dayandığını sordu.
Eymür de, ''Veli Küçük, kendisi anlatırdı. Yakın bir dostluğumuz vardı. Mardin'de görev yaptığımız sırada yakınlaşmıştık. Böyle küçük yerlerde herkesle ahbaplık kurulmuyor'' dedi.
''Veli Küçük'e Dışişleri ve MİT'ten ikaz''
Veli Küçük'ün Doğu Perinçek ile yakınlığını garipsediğini ve bunu kendisine de söylediğini belirten Eymür, bilgi notunda Küçük'ün, Irak'taki dinci gruplarla bağlantısı olan Yusuf Ziya Arpacık ile ilişkisinden bahsettiğinin hatırlatılması üzerine, ''Veli Küçük bana, Kerkük üzerinde çalışmalar yaptığını, Dışişleri ve MİT'ten bu nedenle ikaz aldığını söyledi. Başımıza çuval geçirme olayları bu tip faaliyetlerden kaynaklanıyor belki'' diye konuştu.
Davanın sanıklarından Semih Tufan Gülaltay'ın kendisiyle ilgili beyanları okunarak sorular yöneltilen Eymür, şunları söyledi:
''Ben kendisiyle görüştüğümü hiç hatırlamıyorum. Onunla görüşüşerek 4-5 saat harcayacak vaktim yoktu. Abuk sabuk bir adam. PKK konusunda kendisinden yardım istediğimizi söylemiş. Öyle bir kapasitesi olsa isterdik. Tahsilat işlerine bakan bir adam. Bunlar benim hatırladığım şeyler olmadığı gibi doğru olduğunu da düşünmüyorum. Kendini önemli bir şahıs gibi göstermek istiyor.''
Eymür, Tuncay Güney'i hiç tanımadığını, sadece aldığı bir bilgi üzerine çift meslekli olduğunu yazdığını söyledi.
Tutuklu sanıklardan Doğu Perinçek hakkında ''fabrikatör'' kelimesini ilk kullanan kişi olduğunu, dava dosyasında ''fabrikatör'' adlı bir belge bulunduğunu belirten savcı Pekgüzel, Eymür'e dava dosyasındaki belgenin kendisine ait olup olmadığını sordu.
Belgeyi inceleyerek kendisine ait olmadığını belirten Eymür, ''Ben yalan haber yayan manasında kullandım bu sözü. Söz konusu belgede belki benim yazımdan esinlenilmiştir'' diye konuştu.
''Hafızam eskisi gibi değil''
Savcının bazı sorularına ''hatırlamadığını'' söyleyerek karşılık veren Eymür, ''Benim computer doldu artık. Hafızam eskisi gibi değil'' dedi.
Mahmut Yıldırım'ı operasyonlarda kullanıp kullanmadığı sorulan Eymür, ''Kullandık. Kişi olarak sadece ben değil. Bir takım hiyerarşik yapılar içinde kullanıldı. Biz bu işlemleri yaparken aranan bir kişi değildi'' diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan Doğu Perinçek'in, eski MİT görevlisi Nuri Gündeş'in anılarına dayanarak ''CIA ile işbirliği yaptığınız söyleniyor, doğru mu?'' sorusunu yönelttiği Eymür, ''Çocuk yazısı, ilk okul çocuğu gibi cahilane yazılmış bir kitabı bıkmadan okudunuz mu?'' dedi.
Eymür, Nuri Gündeş'in de o dönem üst düzey görevli olduğunu hatırlatarak, ''Bu konuda ne yapmış peki, böyle bir şey olur mu?'' diye konuştu.
Pekinçek'in, MİT'in yaptığı bir açıklamada, görevli bulunduğu Kontrterör Dairesi'nin ''kuruluş ve işleyişinin tartışmalı olduğunu'' bildirdiğini söylemesi üzerine Eymür, Emre Taner ile görüştüğünü, kendisinden özür dileyerek ''kızgınlıkla yazılmış şeyler olduğunu'' söylediğini anlattı.
Ziverbey Köşkü
Doğu Perinçek'in Ziverbey Köşkü'nde işkence edilenlere ''Burası kontrterör, anayasa, babayasa yoktur'' denilip denilmediğini sorması üzerine Eymür, ''Bu sözü rahmetli Memduh Ünlütürk söylerdi. 'Siz gerilla olduğunuzu iddia ediyorsunuz, biz de kontrgerillayız' anlamında söylüyordu. Bunda acayip bir şey yok. Memduh Paşa insancıl iyi bir paşaydı. Memleketini seven biriydi, zaten fazla yaşamadı'' dedi.
Perinçek'in, 34 gün boyunca Ziverbey Köşkü'nde kaldığını ve bu sözü her gün duyduğunu belirtmesi üzerine Eymür, ''135 sayfalık ifadeyi bu yüzden mi verdiniz?'' diye sordu.
''Benim ifadem tertemiz'' diyen Perinçek ile Eymür arasında bu konuda yaşanan kısa tartışma başkan Özese'nin müdahalesiyle yatıştırıldı.
Perinçek'in, MİT tarafından kendisine görev verilmediği halde İşçi Partisi'ni neden izlediğini sorması üzerine Eymür, ''78'de bizi sayfa sayfa deşifre ettiniz. Bu hainliği neden yaptınız? Biz bir arkadaşımızı şehit verdik. Hiram Abbas'ın arabasının, kendisinin resmini bastınız. Adresini verdiniz'' dedi.
Doğu Perinçek'in, savcılık ifadesinde kendisiyle ilgili bazı bilgileri yanlış verdiğini bildirmesi üzerine Eymür, bunların sehven yazıldığını kaydetti.
Perinçek'in sorusu üzerine, İkinci MİT raporunu da kendisinin hazırladığını belirten Eymür, raporun bir kısmını eski bir emniyet müdürüne verdiğini söyledi.
''Raporu Ecevit'e iletmesi için vermiştim. O bölüm de sizin yayınladığınız bölümdü zaten'' diyen Eymür, 1. MİT raporunu da kendisinin hazırladığını, ancak raporun Aydınlık Grubu tarafından kamuoyuna duyurulduğunu dile getirdi. Doğu Perinçek'in, ''Peki İkinci MİT raporunda bizim ilave ettiğimiz bir konu ya da tahrifat yaptığımız bir belge var mıdır?'' diye sorduğu Eymür, ''Sonradan alay mevzu edecek bir şey buldunuz, sulandırdınız. Raporda yer alan milletin yatak odasını haber yaptınız'' diye konuştu.
Bunun üzerine Perinçek, ''Tabii kimse, yatak odasının dinlenmesini istemez'' dedi. Eymür ise ''İstihbaratta yatak odaları çok önemlidir. Parti başkanlarını düşürecek bilgiler çıkabilir'' iddiasında bulundu. Perinçek'in, ''Benim yatak odamı da dinlediniz mi?'' sorusu salonda gülüşmelere neden oldu.
Duruşmada, daha sonra sanıklardan Yalçın Küçük, Mehmet Eymür'e soru sormak için söz aldı. Yalçın Küçük'ün, tanık Eymür'e, ''İfadelerinize göre ben hem burayı (Ergenekon örgütünü) hem PKK'yı yönetiyorum'' demesi üzerine Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, sanık Küçük'ten yorum yapmamasını ve soru sormasını istedi. Bunun üzerine Eymür, ''Ben Amerika'da da ifade verdim. Orada ifademi motomot yazıyorlar ama burada savcı bey yazdırdığı için birebir değil. Küçük, PKK ile iletişimde olduğu için hedefimizdeydi'' dedi.
Bunun üzerine Küçük'ün, ''Benim MİT ile herhangi bir ilgim oldu mu?'' sorusunu yönelttiği Eymür, böyle bir bilgisinin olmadığını ifade ederek, ''Bana verilen bilgileriniz doğrultusunda, yurt dışındaki faaliyetlerinizi zaman zaman izliyorduk'' yanıtını verdi.
Küçük de cevaben, ''Benim bu örgüt ile ilgimi teyit edecek deliliniz var mı?'' diye sordu. Eymür, bu soruya ''Sizin bu örgüt ile ilginizi teyit edecek bir bilgim yok'' cevabını verdi.
Sanık Küçük'ün, Abdullah Öcalan'a yönelik suikast konusunda devlet içinde bir ihtilaf olup olmadığını da sorduğu Eymür, ''Evet, oldu. Benim adamlarım arasında bile suikasta karşı olanlar vardı. Ancak bana detayları gelmedi'' dedi.
İzleyiciler salondan çıkartıldı
Yalçın Küçük, tanık Mehmet Eymür'e sorularını sürdürürken, Mahkeme Başkanı Hüseyin Özese, yorum yapmadan soru sorması konusunda Küçük'ü tekrar uyardı.
Küçük'ün aynı şekilde sorularını devam ettirmesi üzerine Başkan Özese, soru sormasına izin vermedi. Küçük de, ''Benden niye korkuyorsunuz? Ben burada sanığım. Tanığın bilgisini çıkartmak için soru soracağım'' diye bağırırken, Özese de Küçük'e sakin olması konusunda uyardı.
Küçük'ün konuşmaya devam etmesi üzerine Başkan Özese, Küçük'ün salondan çıkmasını istedi. ''Ağzımı açtığım zaman niye korkuyorsunuz'' diyen Küçük, yanındaki kitaplarını ve evraklarını da toplamak istedi. Küçük'ün bir yandan da bağırması üzerine Başkan Özese, görevlilerden Küçük'ü dışarıya çıkartmalarını istedi.
Bu sırada izleyiciler, alkışlar ve sloganlarla Küçük'ün salondan çıkartılmasını protesto etti. Mahkeme Başkanı, bunun üzerine duruşmaya ara verdi.
Başkan Özese, aranın ardından izleyicilerin ''salonda slogan attıkları'' gerekçesiyle duruşmaya alınmayacaklarını bildirdi.
''Veli Küçük, güzel saz çalar''
Duruşmada, tutuklu sanık gazeteci Tuncay Özkan da tanık Mehmet Eymür'e soru yöneltti.
Özkan'ın, ''Benim bu yapılanma içinde olduğuma dair bir bilgi, belge veya duyumunuz var mı?'' sorusuna Eymür, ''Hayır. Ama, 'Beni de alın' diyordun, aldılar işte'' cevabını verdi. Bunun üzerine Tuncay Özkan'da, ''Şimdi de 'bırakın' diyorum ama bırakmıyorlar'' dedi.
Sanıklardan Veli Küçük'ün avukatı Zeynep Küçük'ün ''Veli Küçük'ü nasıl tanırsınız'' sorusuna Eymür, ''Güzel saz çalar, şarkı söyler. Güzel günlerimiz geçti. Ancak biraz hayal kırıklığım var'' karşılığını verdi.
Avukat Küçük'ün, hayal kırıklığının sebebini sorması üzerine Eymür, ''Doğu Perinçek ile olan yakın teması, Tarık Ümit olayı gibi şeyler Veli Küçük'e karşı bende hayal kırıklığı yarattı'' diye konuştu.
Eymür, avukat Küçük'ün, ''Veli Küçük'ün yasadışı bir iş yaptığına dair bir bilgi veya görgünüz var mı?'' sorusunu, ''Cevap vermek istemiyorum. Tereddütte kaldığım için ağzımdan çıkan şeyler Veli Küçük'ü rahatsız etmesin diye'' diye yanıtladı.
Doğu Perinçek'in avukatlarından Hasan Özbey'in Mehmet Ağar ile Tansu Çiller'in MOSSAD yetkilileriyle görüşüp görüşmediğini, kendisinin bu görüşmede dışarıya çıkarılmasının kurallara uygun olup olmadığını sorduğu Eymür, görüşmenin doğru olduğunu, kendisinin dışarıya çıkarılmasının ise kurallara aykırı bulunduğunu kaydetti.
Avukat Özbey'in ''Hizbullah'ı Doğu Perinçek'in yönlendirdiğini yazdınız. Bu doğru mu?'' sorusu üzerine Eymür, ''Siz benim hakkımda bir sürü şey yazınca ben de böyle arada doğru olmayan şeyler yazıyordum'' dedi.
Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu, Eymür'e, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 30 Kasım 2011 tarihinde alınan ifadesinde, ''MİT'in bazı zafiyetlerinin giderilmesi için Özel Harp Dairesi'nden 5-6 kişilik bir ekibin getirildiğini, bu ekip içinde yer alan Kaşif Kozinoğlu'na kendisinin karşı çıktığını ancak en kıdemlileri olan Orhan Çoban'ın 'Biz ekip olarak gelir, ekip olarak gideriz' dediğini, Kozinoğlu'nun kaldığını, bir süre sonra altındaki astsubaylara Akın Birdal'ı öldürmek için hazırlık yapmalarını söylediğini öğrendiğini, bu konuda ifade alarak Kozinoğlu'nu cezalandırdığını'' anlattığını hatırlattı.
Olayın doğru olduğunu belirten Eymür, ''İsimde yanlışlık yapmışım orada. Akın Birdal değil Murat Bozlak olacaktı'' dedi.
Mahkeme Başkanı Özese'nin, ''Hizbullah hakkında bildikleriniz varsa anlatır mısınız?'' sorusuna Eymür, ''Hizbullah'ın kurulmasının arkasında resmi kurumlar olduğu kesin ancak sonradan kontrolden çıktı. Aynı İsrail'in Hamas'ı kurması gibi. Hamas İsrail'in başına bela oldu'' yanıtını verdi.
Başkan Özese'nin, ''Resmi kurumlar hangisi?'' sorusu üzerine Eymür, ''Bilmiyorum'' dedi.
Eymür, bu konudaki kayıtların MİT'te bulunduğunu, istenmesi halinde mahkemeye gönderileceğini ifade etti.
Mehmet Eymür'ün tanık olarak dinlenilmesi işleminin tamamlanmasının ardından, duruşma yarına bırakıldı.