Dünyada yüzde 20 büyüyen kruvaziyer pazarı Türkiye’de neredeyse bitti

Türkiye, turizmin her alanında pay kaybı yaşarken en büyük kayıp, kruvaziyer turizminde yaşandı. Sektörün Akdeniz’deki yüzde 11-12’lik payı, yüzde 1.5’e düştü.

Ali Can Polat

Kruvaziyer turizmi, salgın sonrasında da umut vermiyor. 15 Temmuz darbesinden itibaren rotadan çıkan Türkiye’nin en önemli 11 limanından hiçbiri kruvaziyer gemilerinin rotasına giremedi. Akdeniz’de bir zamanlar aldığı pay yüzde 11-12’ye çıkan sektörün 2021’de aldığı pay sadece yüzde 1.5’e düştü. Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı verilere göre 2019 yılında Türkiye’ye sadece 344 kruvaziyer gemisi yanaştı. 2020 yılında sadece beş gemi gelirken 2021’de ise 40 gemi bekleniyor.

Türkiye Liman İşletmecileri Derneği (TÜRKLİM) “Türkiye Limanlarının Ekonomik Etki Analizi” başlığıyla sektörü detaylı inceleyen bir rapor hazırladı. Raporun önemli konularından birini de kruvaziyer turizmi oluşturdu. Türkiye’ye 2013 yılında, kruvaziyer gemileri ile toplam 231 bin yolcu gelirken bu rakam turizmin de büyük krize girdiği darbe sonrası 2016’da 73 bine geriledi. Limanları bir türlü büyük kruvaziyer şirketlerinin rotasına giremeyen Türkiye’de salgın öncesi 2019’daki yolcu sayısı ise 35 bine düştü.

2020 itibarıyla başlayan salgın ise dünyada kruvaziyer sektörüne büyük darbe vurdu. Büyük gemiler seferden çıkarken, Türkiye de tamamen listeden çıktı. Bu alanda iddialı olduğunu Galataport gibi bir yatırımla gösteren Türkiye için sektörün umudu 2022 yılı. 

BÜYÜK LİMANLAR GEREKLİ

TÜRKLİM Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Genç, bu sektörün salgında darbe alsa da turizmin en fazla gelişen alanlarından biri olduğunu belirti. Türkiye limanlarının destinasyon ülkesi olarak uğrak limanları olduğunu kaydeden Genç, şu bilgileri verdi:

“Ülkemizdeki en önemli iki liman Kuşadası ve İstanbul kruvaziyer limanlarıdır. Doğru bir strateji ile İtalya ve İspanya’nın ardından dünyadaki üçüncü ülke olabilme potansiyelimiz var. Nedir bu stratejiler? Örneğin, dünyada 2017’ye kadar popülaritesi giderek artan, başta Türkiye olmak üzere Gürcistan, Rusya, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan gibi ülkelerin paydaş olduğu ‘Karadeniz Kruvaziyer Pazarı’nın önemli giriş kapısı İstanbul’dur. Ancak İstanbul’un birçok sayıda büyük kruvaziyer gemiye aynı anda hizmet verecek bir limana sahip olmaması, Karadeniz kruvaziyer pazarının gelişiminin önündeki en büyük engeldir. Galataport bu açığı kapatabilir.”

SALGINI YENMEDEN DÜZELMEZ

Raporda tüm sektör için yeni bir planlama yapılması önerilirken kruvaziyer için de Z kuşağını dikkate alan sürdürülebilir ve dijitalleşmiş bir sektör önerisinde bulunuldu. Ancak turizm sektörü temsilcilerinin de vurguladığı gibi dünyada koronavirüs salgını bitmeden bu sektörün yeniden eski günlerine ulaşmasının mümkün olmadığı da görülmektedir. 

LİMANLAR YETERSİZ KALIYOR 25 YILLIK PLAN YAPILSIN

TÜRKLİM’in raporunda Türkiye’nin, bölgenin merkez limanı olma hedefi bulunduğunu belirten Genç, “Türkiye, jeopolitik konum itibarıyla merkez liman olmaya çok müsait ama ne yazık ki altyapımızı diğer ülkelere çok iyi anlatamıyoruz. Lojistik sektöründeki mevcut potansiyelimizi bütün dünyaya anlatabilmeliyiz” dedi. Raporda yer alan saptamalardan bazıları şöyle:

- Dünyada gemi boyutları büyüyor. Limancılığımızın bu büyük gemilere göre şekil alma zorunluluğu oldu. Liman sektöründe 25-50 yıllık planlamalar yapılması gerekiyor. Süveyş Kanalı’nda bütün dünya yaşadı bunun bedelini. 

- Türkiye kendine bir yol haritası çizmek zorunda. Raporumuza göre atılacak en önemli adımlardan birisi de dijitalleşmedir. Çünkü kapasite kullanımını artırıyor.

- Bir de Yeşil Liman, Yeşil Mutabakat gibi konulara dikkat etmek gerek. Kendimize 0 karbon emisyonu hedefi koymalıyız. Paris İklim Anlaşması’nı imzalamak zorundayız.