Dünya nereye biz nereye
İngiltere’de bikinili modelin yer aldığı reklam panosu seksist bulunduğu için eleştiriliyor, Türkiye’deyse bikinili reklamlar müstehcen olduğu için ‘sansürleniyor’.
Damla YurLondra’da bir protein markasının “Bedeniniz plaja hazır mı?” yazılı reklam panolarını ‘seksist’ olmakla suçlandı. Kas yapıcı bir tür toz olan bu proteinin reklam panolarında bikinili bir kadın kullanıldı. Kadınlar için mükemmel beden vaat eden bu reklam panolarının gerçeği yansıtmadığı gibi seksist bir yaklaşımı olduğunu savunan kadınlar sosyal medyadan #eachbodyready (her vücut hazırdır) etiketiyle ‘mükemmel olmayan’ fotoğraflarını paylaştı. Ayrıca Change.org’da reklamın kaldırılması için başlatılan kampanyaya 44 bini aşkın kişi imza verdi.
Türkiye’de ‘vücut’ tartışmaları seksizimden değil bedene sansür üzerinden ilerliyor. Sansür 2003’te Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’ndeki panolardan Çek model Adriana Karembeu’nun bikinili resimlerinin Hac dönemi olduğu gerekçesiyle indirilmesiyle başladı. 2014’de Nivea güneş kremi reklamındaki bacakları görünmeyen kadınlar, Kom markasına ait bikini reklamlarındaki kadınların kasıktan aşağısının görünmemesi, Penti’nin uzanmış iki kadının bacaklarının olduğu bölüme bant çekilmesi de örneklerden bazılarıydı. Medya İzleme Grubu (MEDİZ) kurucularından Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Hülya Uğur Tanrıöver dünyayı ve Türkiye’yi değerlendirdi. Dünyanın tartıştığı bikinili afişi “Kadınlara karşı ayrımcılık yaptığı açıktır. Feministler tarafından kınanmasını destekliyorum” diye yorumlayan Tanrıöver Türkiye kadın bedeninin daha az kullanıldığı, bu tür “seksi” pozların azaldığı dikkat çekti.
Müstehcenlik gündemde
Tanrıöver, “Cinsiyetçilik sadece ‘çıplak kadın bedeni’ üzerinden yapılmaz. Kadınları geleneksel rollere hapseden, erkeklere bağımlılıklarını pekiştiren, hayatın kimi alanlarında kadınların olmadığının altını çizen, dil düzeyinde ayrımcılık yapan reklamlar halen varlığını sürdürmekte. ‘Medyada cinsiyetçilik’ başlığı altında bu konuya duyarlı gibi görünen muhafazakar iktidar aslında cinsiyetçiliği değil ‘müstehcenlik’i gündemde tutup, kalanıyla ilgilenmeyerek çifte standardını ortaya koymaktadır” dedi.