'Dua edin ülkemiz düzelsin gidelim'
Claudia’nın en büyük rahatsızlığı “rahatsızlık vermek”. Benim “sığınmacı duasına çıkıldı” tespitimi tersine çevirerek diyor ki: “Dua edin ülkemiz düzelsin ve gidelim.”
Ceyda Karan
‘Böyle sorun yoktu’
“Ben bir Hıristiyanım. Savaştan önce benim ülkemde fakiri de vardı, zengini de; Hıristiyanı da vardı Müslümanı da; modern yaşayanımız da vardı, geleneksel de... Biz aramızda hiç böylesi sorunlar yaşamıyorduk” diyor. Babasını ve ağabeyini savaşta yitirmiş, annesiyle soluğu Türkiye’de almış. Türkçe dahil tam 7 dil biliyor. Çok güzel Türkçe konuşuyor. Ülkesini hukuk fakültesinde okurken terk etmiş. Şimdi 9 Eylül Üniversitesi sınavlarına hazırlanıyor.
‘Sığınmacı duası’
Panelde 29 Nisan 2011’de ilk sığınmacı kafilesinin Türkiye’ye girişinden beri yaşanan dramı ve nedenlerini ele aldık. 30 Nisan’da Ankara’da düzenlenen ‘mülteci zirvesi’nde Beşar Esad’ın devrileceği zannıyla üç ay içinde 500 bin-1 milyon sığınmacı beklentisi ortaya konularak uluslararası müdahale için zemin yaratmak amacıyla adeta “sığınmacı gelsin duasına çıkıldığı” günleri anımsattık. Öngörü tutmamış, gelen 15 bin sığınmacının yarısı dönmüştü. Ama en baştan silahların karıştığı bu savaşta 2012 yazında artık onbinlerce sığınmacıdan söz ediyorduk. İşte Claudia da onlardan birisiydi. Sorunun tek çözümünün “savaşın durdurulmasından geçtiğini” gayet iyi bilenlerinden...
Panelin soru-cevap kısmında “Suriyeli sığınmacılara aylık ödendiği, sınavsız okullara alındıkları, ulaşım ücreti ödemedikleri ve meşhur oy kullandıkları” dedikoduları gündeme taşındı. Claudia dayanamayıp patladı: “Biz Hıristiyan olduğumuz için Türkiye’ye geldiğimizde katkı payı almadık. Ne de yol parası. Bize sınavsız üniversitelere giriyorsunuz diyorlar. Bu doğru değil. Bize dair söylenenler dışarıdan göründüğü gibi değil. Ben çalışıyorum ama çalışma hakkım yok. Çalışıyorum ama sigortam yok.”
‘Rahatsızlık vermek’
Türkiye’ye en çok “sağlık” için teşekkür ediyor. Fakat hastanelerde dil sorunu yaşandığını anlatıyor. Annesiyle birlikte gönüllü tercümanlık yapan Claudia, “Hastanelerde en azından biri iki tercüman olsa...” diyor.
Claudia’nın en büyük rahatsızlığı ise “rahatsızlık vermek”. Benim “sığınmacı duasına çıkıldı” tespitimi tersine çevirerek diyor ki: “Dua edin ülkemiz düzelsin ve gidelim.”