DT ile Sayıştay arasında ilginç 'büyükşehir' tartışması
Sayıştay, Devlet Tiyatroları’nın (DT) bölge müdürlerinin “görevin gerektirdiği bilgiye sahip olmadıklarını” belirledi. Genel müdürlük yetkin sanatçıların büyükşehirleri tercih ettiğini belirtti. Sayıştay ise “atanma şartlarını taşıyan yüzlerce sanatçı bulunmaktadır” dedi.
SELDA GÜNEYSUSayıştay’dan, Devlet Tiyatroları’na (DT) bağlı 12 bölge tiyatro müdürlüğünün 10’unda, “müdürlerin asaleten atanmış olmasına karşın, görevlerini gerektirdiği bilgiye sahip olmadan yaptıkları, müdürlüğe ilişkin harcama yetkilerini yardımcılarına devrettikleri” uyarısı gelince, DT Genel Müdürlüğü’nden Sayıştay’a dikkat çeken yanıt verildi. DT’nin yanıtında, “Uzun yıllar görev yapan sanatçıların, Konya, Van, Diyarbakır, Erzurum, Adana, Trabzon, Sivas gibi bölgelerde yaşamalarının sanatsal açıdan kısırlaşmalarına neden olduğu” ileri sürüldü.
Bu nedenle de sanatçıların “sanatsal faaliyetlerin daha çok bulunduğu büyükşehirlerde bulunmak istedikleri, anılan bölgelere üniversitelerden yeni mezun olmuş ve sanatçı olmak isteyenlere ‘stajyer sanatçı’ sınavı ile eleman temin edildiği” savunuldu.
Sayıştay, DT’ye ilişkin hazırladığı raporda, genel müdürlüğe bağlı bölge müdürlüklerine ilişkin ciddi uyarılarda bulundu. Sayıştay’ın uyarısında, “Diyarbakır DT Müdürlüğü’nde asilde bulunması gerekli şartları taşımayan oyuncuya, tedviren görevlendirilerek harcama yetkisi verildiği görülmüştür. DT kanuna göre; ‘İhtiyaca göre Ankara ve İstanbul dışında genel müdürlüğe bağlı olarak kurulacak tiyatrolar, tercihen rejisör niteliğinde bir müdür yönetiminde yönetileceği’ hükmolunmuştur. Genel müdürlüğe bağlı 12 tiyatro müdürlüğünün 10’unda müdürler asaleten atandığı halde, görevin gerektirdiği bilgiye sahip olmamaları nedeniyle harcama yetkileri yardımcılarına devredilmişken, burada aksi bir tasarrufta bulunularak 657 sayılı kanunda yer almayan bir görevlendirme usulüyle, harcama yetkisinin bilgi ve deneyimi olmayan bir çalışana verilmesinin mali sorumluluk yönüyle sakıncalı olduğu düşünülmektedir. Dolayısıyla idarenin bahsedilen standartları dikkate almayarak söz konusu görevlendirmede keyfi davrandığı kanaati oluşmuştur” denildi.
‘Sanatsal açıdan kısırlaştırıyor’
Kuruluş yasasına göre “ülkenin her yerinde sanatın yaygınlaştırılmasını sağlama” görevi bulunan DT’nin genel müdürlüğünden ise Sayıştay’ın uyarısına dikkat çeken şu yanıt geldi:
“DT müdürlüğünde uzun yıllar görev yapmış sanatkarlarımızın Konya, Van, Diyarbakır, Erzurum, Antalya, Adana, Trabzon, Sivas gibi bölgelerde yaşamasının sanatsal açıdan kısırlaşmasına sebep olacağından ve Sanatsal faaliyetlerin daha çok bulunduğu büyükşehirlerde bulunmak istemelerinden; anılan bölgelere üniversitelerden yeni mezun olmuş ve sanatçı olmak isteyenlere kurumumuz tarafından yapılan ‘stajyer sanatçı’ sınavı ile eleman temin edilmekte ve bu bölgelerde stajyerlik de dahil olmak üzere 6 yıl hizmet şartı ile bu bölgelerde çalıştırılmaktadır. Temel amacımızın yerli ve yabancı eserlerle halkın genel eğitimini, dil ve kültürünü yükseltmek, Türk dilini yerleştirmek ve şive birliğini meydana getirmek, temel değerler üzerinde doğru yargılara varılmasını sağlamak olmasından bahisle DT olarak herkese ulaşabilmek için bölge müdürlüklerimiz artırılmaya çalışılmaktadır. Ancak her bölgede görev yapan sanatkarlarımız, 657 sayılı kanunun 68/B şartlarını taşıyamadıklarından dolayı tedviren atama yoluyla bölge müdürü olarak görevlendirilmektedirler. Ayrıca, bölgenin en üst amiri niteliğinde olan bölge müdürünün yetki devri kendi ehliyetinde olduğundan genel müdürlükçe bir işlem yapılamamaktadır.”
‘Şartları taşıyan sanatçı var’
DT’nin savunmasını inceleyen Sayıştay ise “savunmayı yeterli bulmadı.” Sayıştay, bu kez de DT’ye şu uyarıda bulundu:
“Genel müdürlük bünyesinde söz konusu atanma şartlarını taşıyan yüzlerce sanatçı bulunmaktadır. Ancak idare, yönetici atamasında 657 sayılı Devlet Memurları Yasası ile Kamu İç Kontrol Standartları Tebliği hükümlerini dikkate almamıştır. Ödeneğin harcama yetkilisinin, üst yönetici tarafından belirlenmesi gerektiği açıktır. İdare, kamu kaynağının etkin,verimli ve hukuka uygun kullanılmasını teminen; yönetici atanmasında, harcama yetkilisinin ve yetki devrinin belirlenmesinde yukarıda bahsedilen standartları dikkate alarak keyfiyetten uzak tasarruflarda bulunmalıdır.”