DSP'li İçli isyan etti

DSP Genel Başkan adayı Tayfun İçli, 17 Mayıs'ta yapılacak olağanüstü kurultay öncesinde, DSP yönetimini "hoşgörüsüzlükle" suçladı. Genel başkanlık yarışında engellendiğini belirten İçli, "Delegelere ulaşamıyorum, telefonları verilmiyor, engelleniyorum. Milletvekilleri de bölünmüş durumda. İç barışın mutlaka sağlanması lazım" dedi.

cumhuriyet.com.tr

DSP'de kurultaya 5 gün kalmasına rağmen sular durulmuyor. 5 adayın yarışacağı kurultay öncesinde adayların DSP yönetimine yönelik eleştirileri de sürüyor. DSP Eskişehir Milletvekili ve DSP Genel Başkan adayı Tayfun İçli, kurultay öncesinde DSP yönetimine "ciddi bir hoşgörüsüzlüğün egemen" olduğunu söyledi. Parti Meclisi'nde de tutarsızlık olduğunu savunan İçli, kendisinin genel başkanlık yarışında engellendiğini iddia etti.

Parti tarafından, kendisine delege listelerinin, telefonlarının verilmediğini öne süren İçli şunları dedi:  "Delegelere ulaşamıyorum, engelleniyor. Milletvekilleri de bölünmüş durumda. İç barışın mutlaka sağlanması lazım. Ciddi bir hoşgörüsüzlük egemen hale getirildi, yönetim tarafından. 17 Mayıs bir fırsattır ve kaçırılırsa, Demokratik Sol'u kötü günler bekliyor olacak."


İçli, parti yönetimini delegelere şikayet etti

Öte yandan, olağanüstü kurultayda yalnızca genel başkan seçilmesine de tepki gösteren İçli, DSP üyeleri ve delegelerine "partideki bozuk düzen değişmeli" çağrısı yapan bir de uyarı mesajı gönderdi.

Olağanüstü kurultayın DSP için "tarihi bir fırsat" olduğunu vurgulayan Tayfun İçli, "Olağanüstü kurultay sadece yeni genel başkan seçmek için toplanmamalıdır" dedi.

İçli delegelere yönelik mesajında, DSP'nin "bir aile şirketi" anlayışıyla ve belirli bir zümre tarafından "ahbap çavuş ilişkileriyle" yönetildiğini öne sürerek şunları dedi:
"Artık bu gidişe dur deme zamanı gelmiştir. DSP tüzüğünde öngörülen yeter sayıda imzayla verilen bir önergeyle parti meclisi ile merkez disiplin kurulu üyelerinin de seçiminin yapılması gerekmektedir. Sadece genel başkanın istifa etmesi, genel başkanın gitmesi ile sorun giderilemez. Genel başkana kurnazca tuzak kurarak sorumluluğu sadece onun üzerine yüklemek suretiyle istifasını sağlayanlar, sonra da başka ittifaklarla koltuklarını koruma arzusunda olan sorumlu yöneticiler de gitmelidir. Partimizi olağanüstü kurultaya götüren nedenler, parti politikaları, genel ve yerel seçimler ile parti gelir ve giderleri gibi konular sorgulanmadan, tartışılmadan yapılacak bir kurultay gerçeklerin üzerini örtmenin ötesinde, halkımızı, örgütümüzü ve kendimizi kandırmaktan başka bir amaca hizmet etmez."

Tayfun İçli ayrıca, kurultayın halka kapalı gerçekleştirilecek olmasını ise şöyle eleştirdi:
"Daha önce de açıkladığım gibi; bizler siyaseti hak ve halk için yapmaktayız. Halkımızın davet edilmediği, katılamadığı, sanki gizlilik içerisinde yapılacak bir kurultayı içimize sindiremeyiz. Partimizin il, ilçe, belde örgütleri ile parti üyelerinin davet edilmediği bir olağanüstü kurultay saydamlıktan, katılımcılıktan uzak olduğu gibi, böyle bir yaklaşımı parti üyelerimize ve örgütümüze büyük bir saygısızlık olarak kabul ederim."