DSİ Genel Müdürü: Son 44 yılın en kurak dönemini yaşadık

DEVLET Su işleri (DSİ) Genel Müdürü Murat Acu, geçen yıl son 44 yılın en kurak döneminin yaşandığını açıkladı.

DHA


2003 yılı başında toplam sulanabilir alan 48 milyon dekar iken, son 15 yılda 17 milyon dekar arazinin sulamaya açıldığına belirten DSİ Genel Müdürü Murat Acu, "Ülkemizde toplam 85 milyon dekar sulanabilir zirai arazinin, 65 milyon dekarı sulamaya açılarak, sulu tarım ile birlikte çiftçilerimize 32 milyar TL zirai gelir artışı sağlandı. Sulu tarıma geçiş başta tarım sektörüne hizmet sunmakla birlikte diğer sektörlere de itici bir güç olmaktadır. Ziraat ile beraber gübreci, nakliyeci ve işçi olmak üzere ziraate dayalı sanayiye ve hizmet sektörüne de (lojistik, ticaret vs. gibi) önemli katkılar sağlanmış, tarım bu sektörlerin lokomotifi haline gelmiştir'' diye konuştu.

SUYUMUZUN DÖRTE  ÜÇÜ SULAMADA KULLANILIYOR
DSİ Genel Müdürü Murat Acu, ülke genelinde kullanılan suyun 40 milyar metreküpünü  (yüzde 74) sulamada, 7 milyar  metreküpünü (yüzde 13) içme-kullanma suyu, 7 milyar metreküpünü (yüzde 13) sanayi suyu olarak kullanıldığını belirtti. Acu şunları söyledi:

''Basınçlı borulu şebekelerin yapımının artırılması ve klasik yöntemlerle sulama yapılan eski sulamaların rehabilite edilmesi ile sulamada kullanılan yüzde 74’lük su oranının düşürülmesini hedeflemekteyiz. Sulama projelerinde önceliğimiz  5 yıldızlı projelerdir. DSİ tarafından geliştirilen sulama projeleriyle zirai sektörde 6,5 milyon kişiye ilave istihdam imkanı sağladık. Bu sayı dikkate alındığında, DSİ projelerinin takriben 18 milyon kişinin geçiminin sağlanmasına doğrudan veya dolaylı rol oynadığı ortaya çıkmaktadır. Sulama ve sulamanın etkisiyle daha etkin ve yoğun teknoloji kullanımı, uygulanan zirai teknik ve kültürel uygulamaların etkisiyle tarımda sağlanan verim artışları, üretim deseninin çeşitlenmesi, çiftçi gelirlerinde doğrudan ve dolaylı artışa sebep olmaktadır. Bu durum bir yandan kırsal kalkınmanın hedeflerinden olan yoksulluğun azaltılması gayesine hizmet etmekte; bir taraftan da hayat kalitesini yükselttiği için göçü önlemektedir.''

KLASİK SULAMAYA ARTIK SON
DSİ Genel Müdürü Murat Acu , klasik sulama sistemlerini terk ettiklerini belirterek, ''DSİ’ce geliştirilen sulama sistemlerinin mevcut yapısına bakıldığında yüzde 35 klasik sistem, yüzde 40 kanalet, yüzde 25 borulu kapalı sistem uygulandığını görülüyor. Bu oranın bütün sulama projelerinde, etkin bir sulama yönetiminin ve önemli miktarlarda su tasarrufunun sağlanması maksadıyla yeni yapılacak projeler ve eski sulama sistemlerinin rehabilitasyonu ile yüzde  45-50 seviyelerine ulaşmasını öngörüyoruz. Bu politika kapsamında ülkemizde borulu sulama sisteminin kullanıldığı alanlar 2009 yılında 278 bin hektar iken 2017 yılında yaklaşık 1 milyon hektara yaklaştı. Yeni yapılan sulama projelerinde borulu su dağıtım şebekesi yoğun bir şekilde kullanılıyor. Yatırım programında olan sulama projeleri tekrar gözden geçirilerek, mümkün olan açık sulama sistemleri, kapalı sulama şebekelerine dönüştürülüyor. Bu sistemlere geçmek için çiftçiler teşvik edilerek gereken kolaylıklar sağlanıyor" dedi.

Hedeflerinin 2023 yılına kadar; 85 milyon dekar olan ekonomik sulanabilir arazinin tamamını sulamaya açmak olduğunun altını çizen Acu, "Hedefimiz yüzde 25 olan borulu sistem oranını; 2019 yılında  yüzde 36, 2023 yılında yüzde 49 seviyesine çıkarmaktır. Bu bağlamda bütçe imkânları doğrultusunda, işletmeye açılmış açık sistem sulamaların kapalı sisteme rehabilitasyonları yapılmaktadır" diye konuştu.

GÖLET PROJELERİNE AĞIRLIK VERİLECEK
Gölet  projeleri ile hem kırsal kalkınmanın sağlandığı hem de su kaynaklarının korunduğunu söyleyen DSİ Genel Müdürü Acu, "Sulama projeleri ile kırsaldaki göçün önlenerek vatandaşın yerinde istihdamı sağlanacak, tarım ve hayvancılığın gelişmesine katkı sağlanacak, gelir artışı elde edilecek. Ülkenin mevcut depolama kapasitesinin arttırılması ile küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin azaltılması sağlanacak, yeraltı suyu potansiyeli emniyetli rezervde tutulacak, yeraltı suyundan pompajlı sulamaların cazibeli sulamaya dönüştürülmesi neticesinde enerji tasarrufu sağlanarak üretim maliyeti düşürülecek, taşkın zararları ve toprak erozyonu önlenecektir" dedi.