Dört mevsim yalnızlık ve bir kadın, İris

Büyükşehrin kalabalığına sıkışmış genç bir kadındır İris. Çocukluğunda yaşadığı ağır travmayı geride bırakma umuduyla altına imza attığı evliliği, günün birinde sıra dışı bir olayla altüst olur. İris, bundan sonra çıktığı serüven dolu yolda, yalnızca hayatın üstü örtülü gerçeklerini değil, kendi gerçeğini de keşfedecektir.

Tansiyonun bir an bile düşmediği bu çetrefilli hikaye günümüz şehir insanının politik ve psikolojik yaşamının fotoğrafını çekiyor.

Editörün Notu:

İRİS, gerek kurgusu, gerek üslubu, gerekse “inandırıcılık” öğeleri açısından edebiyatımıza yepyeni bir soluk getireceğine inandığım eşsiz bir roman. İnandırıcılık sözcüğünü altını çizerek belirtiyorum çünkü bir evlilik dramı olarak başlayıp usul usul gerilime, ardından da katıksız bir polisiyeye evrilen bir hikâye kaleme almak gerçek anlamda yürek ister ve bunda başarılı olmak da çok zordur. İnsanları kendinize güldürebilirsiniz. Çağımızın biçimsel postmodern romanının içine düştüğü açmaz da burada yatıyor zaten: Ben yaptım oldu zihniyeti. Ama okuyucuyu kandırmak kolay değil. İşte edebiyatımızın bu genç yeteneği çoğu usta kalemin yapmak isteyip de yapamadığı, beceremediği şeyi başarıyor. İRİS oya gibi işlenmiş kurgusuyla bir köşeye çekilip yalnızca onunla baş başa kalmak isteyeceğiniz “farklı” bir roman.

Destek Yayınları/ Edebiyat/278 syf./19 TL