"'Dönerci cinayeti' değil, ırkçı cinayet"
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Almanya'da yaşanan ırkçı cinayetlerin, sıradanlaştırılmak için "dönerci cinayeti" olarak adlandırıldığını belirterek, "Bunun adı ırkçı cinayetlerdir. Adı da budur unvanı da budur" dedi.
cumhuriyet.com.trAlmanya'nın Frankfurt kentindeki Holiday Inn Otelinde Türk vatandaşlarıyla bir araya gelen Davutoğlu burada yaptığı konuşmada "Avrupa kültürünün yeni bir aşıya ihtiyacı var. Bu aşıyı sağlayacak olan kültürel derinlik bizde mevcut" dedi.
Davutoğlu Almanya'da yaşayan Türklerin hiç çekinmeden sahip olduğu kültürel tarihi aidiyeti onurla taşımalarını isteyerek, "Aynı zamanda Almanya'da diğer vatandaşların sahip olduğu her hakkı kullanarak onlarla birlikte anlayış içinde karşılıklı bütünlük ve saygı içinde ama onurlu bir saygı lütfedilen saygı değil onurlu bir saygı içinde birlikte yaşamak işte entegrasyon budur. Ama bir tarafın bir tarafa yaşama hakkı lütfettiği, kültürel hak lütfettiği diğer tarafın ezik bir şekilde bunları yaşamaya çalıştığı düzenin adı entegrasyon olmaz. Onun adı ikili bir yapı olur" diye konuştu.
Davutoğlu 1961 yılında Sirkeci'den trene binenlerin çocuklarının bugün Almanya'da parti eşbaşkanı veya Federal Meclis olan Bundestag'da milletvekilleri olmalarının başarı örneği olduğunu ifade etti.
Davutoğlu dünyada farklı milletlere bakış açısı olarak verdiği örnekte, "11 Eylül olaylarında dünyaya öyle bir hava yayıldı ki adı Ahmet, Hasan veya Ayşe olan insanlar potansiyel tehlike olarak görüldü. Herkes havalimanında aranırken Müslüman olanları ayrı aradılar. Sorgulanması gereken anlayış kendisininden olmayanı tehdit gören anlayıştır. Ne oldu Norveç olayı? Şimdi de Almanya'daki bu ırkçı saldırılar aslında bu tür radikal eğilimlerin zihniyeti arasında bir fark olmadığı ortaya koydu. 11 Eylül saldırısını yapanlar ile Norveç'teki terör saldırısının yapanların dünya görüşü arasında ne fark var, görülebilir. Ama şu var 'belli ırklar bu tür tehditleri yapmazlar ama diğerleri her zaman yapabilir' anlayışı hakim. Bugün kaynaklanan risk yabancı düşmanlığından kaynaklanan bir risk" şeklinde konuştu.
Almanya'da aşırı sağcılar tarafından öldürülen Süleyman Taşköprü ailesinin babasının polis tarafından ilk zanlı olarak suçlanmasını eleştiren Davutoğlu, "Sanki Türkler arasında aile şiddeti yaygındır, olmuşsa bu olay ya uyuşturucudandır ya da şiddettendir. Bu çok acı bir olay belki o baba için çok daha öldürücü olan kendi oğlunun ölümü ile ilgili kendisin sorumlu tutulmasıdır, sorgulamada her şey göz önüne alınır. Sanki Türklerde şiddet eğilimi yaygındır gibi hissettirmek psikolojik bir hastalıktır. Ne şart olursa olsun Almanya'daki hiç bir vatandaşımız sahipsiz kalmayacak" diye konuştu.
Almanya ve Türkiye'nin en iyi hukukçularından bir heyet oluşturarak davaların takip edileceğini ifade eden Davutoğlu, "Devletimizin maddi desteği ile hiç bir vatandaşın 'masrafı nasıl karşılarım' diye düşünmeyeceği bütün hukuki takibini biz yapacağız. Biz hiç bir yerde vatandaşımızın hukukunu yerde bırakmayız. Almanya ile karşı karşıya olduğu anlamı çıkmasın. Bunu Almanya ile birlikte yapacağız, onlar da bizim safımızda karşımızda değil. Bu hukuk ve insan hakları mücadelesidir. Avrupa değerleri içinde bu mücadeleyi vereceğiz. Bir daha kimse sabah kalktığında çiçekçi ya da döner dükkanında saldırıya maruz kalırım korkusu yaşamayacak" şeklinde konuştu.
Almanya'da yaşanan ırkçı cinayetlerin "Döner cinayeti" gibi bir daha adlandırmamasını isteyen Ahmet Davutoğlu, "Öyle adlandırdılar sırf sıradanlaştırmak için. Bunun adı ırkçı cinayetlerdir. Adı da budur unvanı da budur. Bununla mücadele etmek herkesin her insanın vazifesidir" dedi.
Tarihe damgasını vuran milletlerin hareketli milletler olduğuna işaret eden Davutoğlu, "Sabit bir millet değiliz milletimiz hareketli tarihte nasıl böyle olmuşsak şimdide bunu yaşıyoruz. Geleceği belirleyecek olan milletler sürekli hareket halinde olan milletlerdir" diye konuştu.