Dönem çalgılarıyla Barok
Aura Musicale Budapest topluluğu İstanbul'daydı.
cumhuriyet.com.trBirkaç yıldan beri Notre-Dame de Sion Lisesi (NDS) konser salonunda güzel konserler izliyoruz. 21 Mayıs akşamı da NDS – Mehmet Mestçi (Artisan) işbirliğiyle ülkemize gelen Aura Musicale Budapest topluluğunu dinledik.
Dünyanın önde gelen barok orkestralarında çalan, Barok çello çalıcısı Balazs Mate’nin öncülüğü ve sanat yönetmenliğinde 1995’de kurulan topluluğun kadrosu, çalınacak izlenceye göre üçle yedi arasında değişiyor. Genç Barok çalıcılardan oluşan topluluk İstanbul’a, Balasz Mate ile birlikte, iki barok kemancı Laszlo Paulik ve Eva Posvanecz, Güney Afrikalı org ve klavsen çalıcısı Jeremy Joseph ve Alman bas bariton Dominik Wörner’den oluşan beş kişilik bir kadroyla gelmiş.
Topluluğun en önemli özelliği Barok dönem çalgılarını kullanması ve yapıtları o dönemde çalındıkları biçemde seslendirmesi. Bas bariton Wörner’in de sesini aynı biçemde kullandığını söylemeye ise sanırım gerek yok.
Konserin ilk bölümü İngiliz Henry Purcell’in (1659-1695) iki yapıtıyla başladı. Bestecinin Do Majör Üçlü Sonat’ı ile iki şarkısının ardından Haendel’in Re Majör Dörtlü Konçertosu’nu ve Bach’ın “Amore traditore” adlı kantatını dinledik. Sonat ve konçertoyu tüm topluluk seslendirirken, şarkılarla kantatta bas bariton Wörner’e klavsen ve çello eşlik etti.
İkinci bölüm yine Purcell’in tüm topluluğun seslendirdiği Mi Bemol Majör Üçlü Sonat’ıyla başladı. Wörner’in klavsen – çello eşliğinde söylediği Haendel’in “Spande ancor” kantatının ve Vivaldi’nin Si Bemol Majör Çello Sonatı’nın ardından tüm topluluğun eşliğinde Wörner’den Haendel’in “Apollo ve Defne” kantatından “La terra e liberata” sahnesini dinledik.
Barok dönem tınısını ve ruhunu duyumsatan bir konserdi. Salonun sıcaklığına karşın keyifle izledim. Çalgıların akortlarının bozulmaması için klimanın çalıştırılmamasını da elbette anlayışla karşılıyorum. Ancak bir de eleştirim var bu güzel konserin düzenleyicilerine:
Konser öncesi tüm dinleyicilere yetecek sayıda bilgilik yoktu. Konser çağrılığının (davetiye) ise, kullanılan koyu renkler nedeniyle, okunması olanaksız. Gelecek konser döneminde bu konulara da özen göstermelerini diliyorum.