Dolar/TL’de Katar’ın çizdiği pembe tablo kalıcı mı?
Ekonomist Evren Devrim Zelyut, Dolar/TL’deki son gelişmeleri Cumhuriyet.com.tr’ye değerlendirdi...
M. Birol Güger2018 Brunson şoku sonrası Türkiye dolar ile yatıyor, dolar ile kalkıyor. Hane halkları ve girişimciler dolar ne olacak sorusunun cevabını bulmaya çalışıyor. Haksız da sayılmazlar zira hane halkı küçük de olsa tasarrufunu enflasyon karşısında korumak için doları çıkış yolu olarak görüyor. Girişimciler açısından baktığımızda ise üretim için gereken yarı mamuller/ ham maddeler dolar karşılığı yurtdışından getiriliyor. İşte bu gerekçeler dolar/TL’nin önümüzdeki dönemde değerinin ne olacağı sorusuna hayati bir önem yüklüyor.
Biz de 7 Mayıs 2020’de 7,26 rekor seviyesini gördükten sonra geri çekilmeye başlayan dolar/TL kuru hakkında önceki öngörüleri isabetle çıkmış bir ekonomistle görüştük. Evren Devrim Zelyut’a kurla ilgili merak edilen her soruyu sorduk.
20 Mayıs Perşembe basına düşen haberlerde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve Katar Merkez Bankası arasındaki swap anlaşması tutarının 15 milyar dolara yükseltildiğini gördük. Bu haberle Türkiye’nin kur sorunu çözüldü diyebilir miyiz?
Kesinlikle hayır. Yapılan iş kısa vadede dolar/TL üzerindeki stresi bir miktar düşürmüştür ancak Türkiye’nin yaşadığı ana ekonomik sorunları çözmemiştir. Kısa vadede boğulan ekonomiye bir can simidi atılmıştır. Ama bu, bizim su içinde çırpındığımız gerçeğini değiştirmez. Taşıma su ile geçmişte değirmenin dönmediğini gördük. Bu konuda benim aklıma takılan esas soru şu: Bu swap karşılığında teminat olarak ne verildi? Ne verilecek? Dün Vakıfbank’ın Katar’da işlem yapma izni açıklandı, aylar önce kamu bankaları Hazine ve Maliye Bakanlığı’na geçti, bu transferle ilgili CHP Milletvekilleri “Katar’a satış mı var” diye sormuştu. Şimdi yap bozu birleştirince farklı bir tablo karşımıza çıkıyor. Özetle şunu söyleyebilirim bu swap parası Türkiye’yi en fazla sonbahara kadar götürür…
Siz iki ay önce kurda Ağustos 2018 Brunson şoku ile gelen 7,21 rekor seviyesinin geçileceğini söylediniz. Tam da dediğiniz gibi yeni bir rekor 7,26 ile geldi. Kurda yeni rekorun geleceğini neye dayanarak söylediniz?
Bunu aslında verilere bakan birçok meslektaşım söyledi. Türkiye’de virüs öncesi sınırlı bir iyileşme gösteren imalat sanayi görülüyordu, bu durum yarı mamul talebi ile ithalatın artışı demekti, ki bu da dolara olan talebi artıran bir unsurdu. Biz de sanayinin çarkı döndükçe dış açık vermeye başlarız. Türkiye’de bu durum adeta yaşanan her ekonomik krizin temelinde yer alır. Aslında matematik basit. Siz ülke olarak para edecek mallar üretemez ve satamazsanız, kasa harcamalar nedeni ile boşalır. Hele bir de AKP gibi yanlış dış ve iç politika tercihleri yapan bir parti varsa kaynaklar biter. Bu durum tabelada kendisini yükselen dolar/TL kuru olarak gösterir.
Oysa hükümet tam tersini söylüyor. TL’nin değer kaybını dış saldırıya bağlıyor. Bu doğrultuda yabancıların bir bacağı TL olan işlemler yapasına yönelik kısıtlamalar getirdi. Bu kısıtlamalardan sonra 6,75 seviyesine çekilen bir kur gördük. Bu önlemler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Doğrudur. Yabancı atak var. Bu normal değil mi? Zira kasanızda paranın kalmadığını anlamışlar ve kısa vadede ödemeniz gereken milyarlarca dolar borç var. Yabancıların TL’ye erişimini engellemek kanserde kemoterapi yapmak gibi. Evet kanserli hücreler ölüyor ama sağlıklı hücreleri de tahrip ediyorsunuz. Kısa vadede bir iyilik durumu oluşabilir. Ama sorunun ana kaynağı yani ihracata dayalı ekonomi kurulmadan döviz sorunu çözülebilir mi? Hükümet reformları yapmadan kuru ancak Katar ya da benzer şekilde yapılan/yapılacak swap/borç alınmış dövizlerle geçici olarak indirebilir. Sonrasında daha büyük bir dalgayı konuşmaya başlarız.
BDDK’nın aldığı kısıtlama kararları ile sağlıklı hücreleri de öldürdüğünü söylüyorsunuz. Bu konuyu açar mısınız?
Bu ülke yabancı sermayeye ihtiyaç duyuyor. Bankaların içeride dağıtmak için aldığı dış borca sendikasyon kredisi adı veriyoruz ya da Hazine’nin çıkardığı tahviller, bunlara kim para veriyor? Kısıtladığınız kurumlar. O zaman kısa vadede manipülasyon yapanları engellerken, orta vadede Türkiye’ye fabrika kurmak ya da tahvil/senet almak için gelmek isteyenlerin önüne bürokrasi duvarı örmüş oluyorsunuz. Sermaye kontrolleri ile kuru düşürmek başarı mıdır? Bence değildir. Sorunun ertelenmesidir.
Hükümet bugüne kadar eski Türkiye’yi eleştirip durdu. Ancak sermaye kontrolleri 1980 öncesine ait uygulamalardı. Bunun sonucu toplumda karaborsa ve tezgah altına inen malları gördük. Şimdi aynı durum var demiyorum ama o yola girdik. 1980 öncesi Türk tarımı kendisine yetiyordu şimdi o da yok. Yani bu kısıtlamalar Türkiye’yi tam bir çıkmaza götürür. Çünkü Türkiye dışa muhtaç, üretmeyi unutmuş bir ekonomik tablo çiziyor.
Dolar/TL nereye kadar düşer?
Seviye vermemiz kanunen yasak. Ancak şunu söylemem mümkün, teknik olarak 7,26 seviyesinden başlayan düşüşü alçalan bir trend çizgisi ile takip edebiliriz. Bu çizginin yukarı kırıldığı noktada siyasi ve ekonomik hikayede negatif bir değişim görürsek yeni bir yukarı hareketin başladığını söyleyebiliriz. Kur alçalan trend çizgisi altında kalmaya devam ettikçe düşecektir. Bu bilgileri yatırımcılar aracı kurumlardaki yatırım danışmanları ile istişare ederlerse daha sağlıklı olur.
Önemli Not: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.