Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri sürece tepkili
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin depreme dayanıksız olduğu gerekçesi ile Tınaztepe Kampusu’na taşınmak istenmesiyle başlayan kriz devam ederken GSF öğrencileri Cumhuriyet EGE’ye yaşanan süreci anlattı. 5 akademisyenin görevden alınmasına da tepki gösteren öğrenciler, “kentin farklı alanlarında, konser, tiyatro gösterileri düzenleyerek ‘Sesimiz sanatımız olsun” diyerek tepkilerini dile getirecek. Rektörlüğün taşınma kararına STK’lerin yanı sıra DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun olan ünlü sanatçılar da videolar çekerek GSF öğrencilerinin yanında olduğunu ve desteklediklerini anlattı.
Mehmet İNMEZ / İZMİR
Yaptıkları eylemlerle Türkiye gündemine oturan öğrenciler yaşanan süreci ve yapacaklarını Cumhuriyet EGE’ye anlattı. Amaçlarının eğitim hakkını savunmak olduğunu ifade eden GSF öğrencileri, “Rektörlük bilgilendirme toplantısı yaptı ve kendisi için inşa ettiği, fiziki olarak hiçbir ihtiyacımızı karşılamayacak bu binaya “taşınıyorsunuz, başka seçeneğiniz yok” diyerek toplantıyı sonlandırdı. Yapabileceğimiz tek şey vardı: Eğitim hakkımızı savunmak. Bunun için de bize yakışan şekliyle sesimizi duyurmamız gerekiyordu. Mezuniyet törenindeki protesto ettik. Mezun olan arkadaşlarımızın okuldan gitmeden sesimiz olma çabasıydı. Başarılı da oldu” dedi. Rektörlüğün öğrencileri dikkate almadıklarını belirten ve tam olarak depreme dayanıksız raporu açıklanmadığını anlatan öğrenciler,” Rektörlük sürecin başından beri öğrencileri muhatap almama konusunda ısrarcı ve süreci hiçbir şekilde şeffaf yürütmüyor. Raporun tamamı hâlâ kamuoyuna duyurulmuş değil. Rektörlüğümüz öğrencilerin gelip geçici olduğu gibi yanlış bir kanıya sahip. Süreç boyunca yapılan toplantı ve görüşmelere temsilciler belirleyip yazılı olarak katılma talebinde bulunduk, ret cevabı aldık” dedi.
MESELE BİNA DEĞİL
Meselenin bina olmadığını, eğitim olduğunu özellikle belirten öğrenciler, “Yola çıktığımız ilk günden beri “mesele bina değil eğitim” diyoruz. Bu, bizi en iyi açıklayan cümle aslında. Bizden istenen şey çok absürd. Yüzde 20- 30 kuramsal eğitim alıyoruz, bu eğitimi herhangi bir derslikte alabilmemiz mümkün. Ancak bizim okulumuz yüzde 70-80 uygulamalı bölümleri bünyesinde barındırıyor. Bu uygulamalı derslerin kendi fiziki gereklilikleri var. Sahne, stüdyolar, atölyeler, teknik aksamalar, özel havalandırma sistemleri, özel arıtma sistemleri, yeterli tavan yüksekliği daha birçok ihtiyaç eğitim alabilmemizin önkoşulu. Dolayısıyla rektörlük için tasarlanmış bir ofis binasının, bu eğitimin gerekliliklerini yerine getirebileceğinin düşünülmesi, hocalarımız tarafından hazırlanan raporların göz ardı edildiğinin bir göstergesi. Eğitimi verenlerin fikirleri yok sayılarak nasıl bir süreç yönetimi sürdürülebilir? Bunun amacı nedir? Bizim için önemli olan eğitim, rektörlüğümüz için önemli olan eğitim mi, bina mı? Anlamış değiliz.”
EYLEM KARARI ALDILAR
Rektörlüğün kararından vazgeçmemesi halinde, önce İzmir sonra Türkiye genelinde “eylem” kararı aldıklarını belirten öğrenciler sözlerini şöyle sürdürdü: “Yürüttüğümüz süreç öncelikle İzmir, sonrasında ise bir Türkiye meselesi. Okuduğunuz bir kitabın yazarı, izlediğiniz bir filmin yönetmeni, oyuncusu, sanat ekibi, set çalışanı, yazarı, hayranlıkla baktığınız bir heykelin mimarı, severek takip ettiğiniz bir markanın logosu, o markanın son kreasyonunun tasarımcısı. Bunların ve daha birçoklarının sahibi mezunlarımız ve biziz. Bu eğitime ket vurmak bizim olduğu kadar herkesin meselesi. Sesimizi duyurmanın yolu da bildiğimiz işi yapmaktan geçiyor. Rektörlüğümüz tarafından üvey evlat konumuna düşürülmüşken halkımız tarafından sahiplenilme ihtiyacı hissediyoruz. Dayanışma konserleri, film gösterimleri, tiyatro oyunları planlıyoruz. Bizimle birlikte bir etkinlik üretebileceğini düşünen herkese açık çağrı yapıyoruz. Gelin! Birlikte üretelim. Sesimiz, sanatımız olsun.”
HOCALARI TANIMIYORUZ
Kendilerine destek oldukları için 5 akademisyenin görevden alınmasına da tepki gösteren öğrenciler,” Hocalarımız bizim ustalarımızdır. 22 Temmuz’da Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Vekilimiz Prof. Dr. Hacı Yakup Öztuna tarafından ‘görülen lüzum üzerine’ Sahne Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Semih Çelenk, Resim Bölümü Başkanı Prof. Gülay Sağlam, Müzik Teknolojileri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cihan Işıkhan, Film Tasarımı ve Yazarlık Anasanat Dalı Başkanı Doç. Dr. Dilek Tunalı, Sahne Sanatları Bölümü Dramatik Yazarlık Anasanat Dalı Başkanı Prof. Dr. Aslıhan Ünlü hocalarımız idari görevlerinden alındı. Sahne Sanatları Bölümü Oyunculuk Anasanat Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Sibel Erdenk ve Sahne Tasarımı Anasanat Dalı Başkanı Prof. Dr. Selda Kulluk Yerdelen hocalarımız “görülen lüzum üzerine” idari görevlerinden istifa ettiklerini duyurdular. “Görülen lüzum üzere” görevden alınma kararını tanımıyoruz. Sahne Sanatları Bölüm ve Anasanat Dalları Başkan Vekili Prof. Dr. Hacı Yakup Öztuna’nın, Resim Bölümü Başkan Vekili Doç. Dr. A. Feyzi Korur’un, Müzik Teknolojisi Anabilim Dalı Başkanı olarak Prof. Dr. Feridun Öziş’in, Film Tasarımı ve Yazarlık Anasanat Dalı Başkan Vekili Doç. Dr. Ragıp Taranç’ın atandığını öğrenmiş bulunuyoruz. Sahne Sanatları Bölümü hocalarımızın yapılan bu usulsüzlüğe karşı başkanlık görevini kabul etmemeleri sonucu, bölüme ve anasanat dallarına kendini başkan olarak atayan Dekan Vekili Prof. Dr. Hacı Yakup Öztuna’yı tanımıyoruz. Bu yanlıştan bir an önce dönülmesini ve hocalarımızın görevine iadesini talep ediyoruz.”
Öğrencilerin eylemine güzel sanatlar fakültesinden mezun olan sanatçı ve oyuncularda sosyal medya üzerinden çektikleri kısa videolarla öğrencilere destek verdi. Destek verenler arasında, Gürhan Özçiftçi, Neslihan Yeldan, Ebru Üstüntaş, Levent Üzümcü, Mine Şenhuy Teber, Birgül Ulusoy, Burçin Atılgan, Sabri Özmener, Ünal Yeter, Hüseyin Avni Danyal da bulunuyor.