Doktorlar ve hastaları
Böyle özlem dolu bir saygı gecesi, böyle kutsal bir çeyrek asır kutlaması her topluluğa nasip olmaz.
Murat BeşerFotoğraf: Anıl Yurdakul
Çeyrek asır sonra profesörlük katına yükselmiş dört doktoru yeniden sahneye iten rüzgâr, doksanlı yıllarda kaset formatında çıkardıkları üç albümün CD ve plak formatında basılmış olmasıydı. Ankaralı topluluk Dr. Skull (tesadüf, Uğur Mumcu’nun 26 yıl önce katledildiği gün) 24 Ocak’ta IF Beşiktaş’ta bir gençlik sınavına çıkacaktı.
Gece kimileri için civardaki birahanelerde, çoğunluk için de mekânın kapısının önünde tekel bayinden alınan içeceklerle başlamıştı. Whisky’den Kramp’a; doksanlı yılların Türkçe rock klasikleri playlistte dönerken, dışarıdaki kalabalık içerideki insan sayısından fazlaydı, ta ki saatler 22.00’yi gösterene, (Taksim Dorock’tan tanıdığımız, iki kez de Laneth Bir Gece etkinliklerinde izlediğimiz, Dr. Skull cover’ları çalan) Dr. Razor sahnede bitene değin.
Mekân kare, yaklaşık 700-800 kapasiteli. Sahnesi geniş ve yüksek, akvaryuma benzeyen bir üst katı var. Albümleri çıkaran Hammer Müzik’in standı, girişte soldaki ufak bara bitişik. Başları kalabalık, zira konserden sonra Dr. Skull üyeleri imza verecek.
İçerisi mahşer yerine dönmüş. Kalabalığın yaş ortalaması yüksek. Saçı dökmüş, göbeği salmış çok sayıda takım elbiseli, beyaz yakalı var; geçmişi metalci, eski kulağı kesikler... Az sayıdaki genci de onlar sürüklemiş belli ki. Ankara’dan bu konser için gelenler, buralılardan daha az değil. İçerisi yıllardır birbirini görmemiş eski dostlar kulübü ya da mezunlar derneğinin pilav günü gibi.
Orijinal kadroyla
Dr. Razor muhtemelen ilk defa bu kadar büyük bir kalabalığın önünde çalıyor. Temiz ve güçlü bir soundları var; Dr. Skull parçalarını aslına sadık kalmakla birlikte daha metalik ve güncel bir anlayışla yorumluyor.
Beş parçanın ardından “Little Beach” şarkısı için davulcu Alper Yarangümeli vokale geliyor.
“Way Home” seyirci eşliği ile giriyor Alper, kendi bölümü geldiğinde gitarcı Murat Baştepe vokale geliyor. Ufak ufak sahne kalabalıklaşıyor, “On The Road” için de gitarcı Murat Ersöz geliyor vokale. Şimdi iki kuşak aynı sahnede; tohumu atanlar ve mirası biçenler.
Parçayı anons edercesine soruyor en son katılan solist Serdar: “Her Şey Yolunda mı?” Artık orijinal kadroyla sahnedeler. Dr. Skull sloganlarıyla inliyor mekân. Coşkulu kalabalık aynı anda metalci işaretiyle ellerini havaya kaldırırken, doktorlar ve hastaları tek yumruk olmuşken, topluluğun sembolü olan Vehbi, sahne arkasına asılan bir afişin içinde izliyor olanı biteni.
Ardından ilk albümden iki şarkıyı daha orijinal kadroyla çalıyorlar: “War is Over” ve “Everyday Everynight”. İki topluluğun birlikte seslendirdiği “Sen” son parça olurken, bise geldiklerinde yine “War is Over”ı çalıyorlar.
Mümkünlerin kıyısında
Bir başka ülkede ya da rock tarihinde pek muadili olmayan bir hikâyeye tanıklık ediyor bu akşam burada bulunanlar. Böyle özlem dolu bir saygı gecesi, böyle kutsal bir çeyrek asır kutlaması her topluluğa nasip olmaz. Bu münasebetle imza faslı neredeyse konser kadar uzun sürüyor. 150-200 kişiyi bulan imza kuyruğu, yabancı toplulukların önünde bile nadiren rastlanan bir durum. Sahnede olmadığı kadar imza verirken yoruluyor, sohbet canlısı topluluk üyeleri.
Biri Amerika’da, biri Kıbrıs’ta, diğerleri Ankara’da yaşayan; her biri yaşam sarmalında ağır iş mesaisi altında bulunan üyelerden oluşan ve 25 yıl önce dükkânı kapattı gibi görünen Dr. Skull için yeniden konserler vermek şimdilik belirsiz görünmese de, biz onların yeniden çalabilme ihtimalini seviyoruz, şimdilik. Bütün mümkünlerin kıyısında...
Murat Beşer (muratbeser@muratbeser.com)