Doğumevi, Yunanistan’la yarışıyor

Türkiye’de yılda 1.3 milyon bebek dünyaya geliyor. Süleymaniye Doğumevi, Yunanistan’ın yıllık doğumu kadar doğum yaptırıyor.

SİBEL BAHÇETEPE

Uzmanlar, ülkemizde yılda 1.3 milyon bebeğin dünyaya geldiğini örneğin İstanbul’daki Süleymaniye Doğumevi’nin, Yunanistan’ın yıllık bebek doğum sayısını geçtiğini belirttiler.

Yunanistan’da yılda 10 bin bebek, Süleymaniye Doğumevinde yılda 12 bine yakın bebek doğuyor. Buna karşın dünyada ve ülkemizde ilk 6 ayda yalnızca anne sütü ile beslenen bebeklerin sayısının giderek azaldığına dikkat çeken uzmanlar anne sütünün sayısız faydası bulunduğunu ifade ettiler. Bebeğin bağışıklık sistemini güçlendiriyor, daha az hasta olmasını sağlıyor, fiziksel ve beyinsel gelişimine katkı sunuyor, bebeğin ilerleyen dönemlerde daha az kronik hastalıklara yakalanmasını sağlıyor, solunum yolu, mide-bağırsak, alerji gibi hastalıklar daha az görülüyor.

Hollanda Utrecht’te bulunan Nutricia Ar-Ge Merkezi’nde düzenlenen toplantıda anne sütünün faydalarına dikkat çekildi. Nutricia Anne Bebek Beslenmesi Genel Müdürü Dr. Yalım Üner, beslenmede ilk bin günün önemine vurgu yaparak “İlk bin gün hamilelikle başlıyor. 2 yaşın sonuna kadar ise yaklaşık bin gün ediyor. Eğer bebek o ilk bin günü olması gerektiği gibi geçirirse, ilerde de sağlıklı bir birey olmasında bunun çok büyük etkisi oluyor” dedi.

Türkiye’de her yıl 1.3 milyon bebeğin dünyaya geldiğini anımsatan Üner “Bizim coğrafyamızda bu sayıda bebek sahibi olan az ülke var. Örneğin İstanbul’daki Süleymaniye Doğumevi’nde yılda 12 bine yakın bebek doğarken, Yunanistan’ın tümünde bu sayı 10 bin. Bebekler, onların nasıl beslendiği konusu bizim için önemli” diye konuştu. Anne sütünün önemine vurgu yapan Üner “Doğumdan itibaren, bebeğin bağışıklık sisteminin gelişimini sağlayan en önemli besin kaynağı anne sütü. Bu nedenle doğumdan hemen sonra anne sütü ile beslenmeye başlamak gerek. Altıncı ayda ek gıdaya başlanıyor, sonra da yavaş yavaş erişkin tipi beslenmeye geçiliyor. Doğru beslenme aslında bu kadar basit. Anne sütünün içerisindeki prebiyotikler bağışıklık sistemi üzerinde önemli rol oynuyor. Bununla birlikte anne sütü içeriğinde antikorlar ve diğer önemli bileşenler de bebeği enfeksiyonlara karşı koruyor” dedi.

Ek besin kullanımı arttı

Üner, özetle şunları kaydetti: “Anneler bebeğinin doymadığını düşünüyor ve erkenden katı gıdaya başlıyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde 2008 yılında, ilk 6 ayda anne sütü ile beslenen bebek sayısı yüzde 24’e çıkmıştı, bu oran 2013’te yüzde 10’a düştü. 2008’de yüzde 29 olan anne sütü ve diğer sütlerin kullanım oranı 2013’te yüzde 24’e düşerken; 2008’te yüzde 19 olan anne sütü ve ek besin kullanım oranının ise 2013’te yüzde 29’a çıktığını görüyoruz. Annelerin evde pirinç unu, bisküvi, ekmek, Güneydoğu’da çiğköfte yedirmesine, Karadeniz’de siyah siyah çay içirmesine kadar gidiliyor. Anne kendi ne yiyorsa bebeğe de onu veriyor. İlk 6 ayda günlük beslenmenin yüzde 23’ünü anne sütü yerine katı gıda yani ek besin ile olduğu görülüyor. Çocuk devam sütü asla anne sütünün rakibi değildir ama anne sütü olmadığı veya yetmediği durumlarda bebeğe verilebilecek en doğru alternatiftir.

KANSERİ DE ÖNLER

Biyolog Bern Stahl emzirmenin anne ve bebek sağlığı açısından karşılıklı olumlu etkileri olduğunu söyledi. Stahl “Emziren anneninkansere yakalanması da düşüktür. Emzirmenin anne ve bebeğe karşılıklı etkileşimi var. Bebek için de anne için de faydalı. Anne sütü sihirli bir sıvıdır. Anne sütü protein, prebiyotik, laktoz, mineral, vitamin ve yağlar açısından zengindir. Mucizevi bir orkestradır” dedi.