Doğu ve Güneydoğu'da Anne Ölümleri ve Nedenleri

cumhuriyet.com.tr

Türkiyede bebek ölüm hızlarındaki yükseklikle birlikte dikkat çeken bir başka değer anne ölüm oranındaki yüksekliktir. Her iki değer de Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında birer kalkınma göstergesi olarak da değerlendirilebildiklerinden Türkiye için sağlık hizmetlerinin, hijyenik ve sağlıklı koşulların yaratılması açısından insana verdiği değeri olumsuz bir algıya dönüştürmektedir. Bu algıya mahal veren unsurları anlamak üzere ülkemizde Ulusal Anne Ölümleri Araştırması (UAÖÇ) yapılmıştır.

UAÖÇ, 2005 yılında, Sağlık Bakanlığı, Türkiye Üreme Sağlığı Programı ve Avrupa Birliğinin destekleri ile Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (HÜNEE) tarafından gerçekleştirildi. Araştırmanın örneklemi, AB kıstaslarına uygun olarak NUTS-2 sistemine karşılık gelen 12 bölgeye ayrılmış, bölgesel sonuçlar açıklanmıştır.

Türkiye genelinde gebeliğe bağlı ölüm oranı yüz bin canlı doğumda 38, anne ölüm oranı ise yaklaşık 29dur. Çalışmada Güneydoğu Anadolu Bölgesi kapsamına giren iller Diyarbakır, Gaziantep ve Batmandır. Van ve Malatya Ortadoğu Anadolu, Ağrı ve Erzurum ise Kuzeydoğu Anadolu kapsamındadırlar.

Gebeliğin \t\tfizyolojik etkileri

Gebeliğe bağlı ölümler, ölüm nedenine bakılmaksızın gebelik sırasında veya lohusalık döneminde meydana gelen ölümlerdir. Anne ölümleri ise yine bu süreler içinde gebelik durumuna bağlı (doğrudan) ya da bunların şiddetlendirdiği (dolaylı) nedenlere dayanan ölümlerdir. Tesadüfi nedenler gebeliğe bağlı ölümler tanımına dahil, anne ölümleri tanımına dahil değildir.

Dolaylı nedenlere bağlı anne ölümleri, daha önceden var olan bir(kaç) hastalığın gebelik sırasında gelişen, gebeliğin fizyolojik etkilerinin geliştirdiği ölümlerdir. Doğrudan nedenlere bağlı anne ölümleri, belirtilen süreçlerde yaşanan obstetrik komplikasyonların yol açtığı ölümlerdir. Tesadüfi nedenli anne ölümleri ise trafik kazası, intihar, düşme gibi olayların sonucu olan ölümlerdir.

Yüksek doğurganlık, gebeliğe bağlı ve anne ölümlerindeki yüksekliğin başlangıç noktalarından biridir. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Toplam Doğurganlık Hızı (TDH-üreme çağındaki bir kadının sahip olabileceği ortalama çocuk sayısı) 4.2, Ortadoğu Anadoluda ise 3.1dir. Atayanlı aile yapısı, düşük eğitim düzeyleri, erkek çocuk isteği, aile büyüklerinin ve çevrenin çocuk sayısına değer yükleyici müdahaleleri, kadın doğurganlığının meselehaline getirilmiş olması ve doğum kontrol yöntemlerinin yeterli düzeyde kullanılmaması Güneydoğu Anadoluda ve doğuformuna giren illerde yüksek doğurganlığın ana nedenleridir.

Gebeliğe bağlı ölüm oranı, Güneydoğu Anadoluda yüz bin canlı doğumda 45tir. Ortadoğu Anadoluda yüz binde 56dır. Biraz Kuzeydoğu Anadoluya (Ağrı ve Erzuruma doğru) çıkıldığında ise yüz binde 93e yükselmektedir.

Anne ölümleri ise Güneydoğu Anadoluda yüz binde 39, Ortadoğu Anadoluda yüz binde 37, Kuzeydoğu Anadoluda ise yüz binde 68e yükselmektedir. Gerçekte Doğu Karadenize doğru çıkıldıkça da bu değer değişmemektedir.

Araştırma sırasında bir yıllık veri toplama sürecinde Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde toplam 57 gebeliğe bağlı ölüm, 49 anne ölümü tespit edilmiştir. Tüm bu bölgeler gerek sağlık politikalarının geliştirilmesi gerekse niceliksel ve niteliksel çalışmaların yinelenmesi konusunda anlamlı bir çağrıda bulunmaktadırlar.

Türkiye genelinde doğrudan nedenlere bağlı gebelikle ilişkili ölümlerin yüzdesi 59, dolaylı nedenlere dayalı ölümlerin yüzdesi 16dır. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde gebeliğe bağlı ölümlerin yüzde 56sı doğrudan gelişen obstetrik komplikasyonlara bağlı ölümlerdir.

Anne ölüm nedenleri olarak bakıldığında, doğrudan ve dolaylı nedenler toplamında yüzde 86ya varan bir ölüm oranı mevcuttur.

Güneydoğu Anadoluda anne ölümlerinin yaşa göre dağılımlarına bakıldığında, özellikle doğumda riskin az olduğu yirmili yaşların ortasında (24 ila 28) yüzde 35, otuzlu yaşların başlarında ise yüzde 30 civarındadır. Bu durum oldukça tartışmalı bir tıbbi durumdur.

Gebeliğe bağlı ölümlerin ve anne ölümlerinin nedenleri iki grupta verilebilir: Medikal nedenler ve sosyo-kültürel nedenler.

‘Tartışılır işlemler’

Medikal nedenlere bağlı ölümlerin başında, obstetrik kanama ve eklamsi gelişmesinde gecikmelerin yaşanmasıyla gerçekleşen ölümler gelmektedir.

Kırsal yerleşim yerlerinde doğum sonrası ilk 24 saat içinde gerçekleşen ve genellikle doğum sonrası bakımsızlığa dayalı ölümler ön plandadır. İkinci basamak sağlık kurumlarında veya eğitim ve üniversite hastanelerinde çalışan sağlık personelinin tanı koymakta gecikmesi, acil obstetrik bakım hizmetleri veren ikinci basamak sağlık kurumlarına ulaşılamaması, çoğu tartışılır işlemlerolan hasta nakil işlemlerinden doğan zaman kaybı da ölümlerin temel nedenlerindendir.

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ve ülkenin doğusunda dolaylı ve doğrudan nedenlere bağlı anne ölümlerinin engellenmesinde tıbbi gecikmenin önemli bir yeri vardır. Sağlık kurumlarına ulaşılması ve ulaşıldıktan sonraki tanı koyma süreci için aciliyeti geliştirebilecek çözümler bulunmalıdır. İkinci basamak sağlık kurumları arttırılmalı, yakınlaştırılmalıve gebelik izlemleri kuvvetlendirilmelidir. Gelenekler kolay kırılabilir olmasalar da özellikle eğitime dayalı bilinçlendirme çabaları, kadın ve erkek için evde eşit paylaşımı atayanlılıktan kurtarılabilecek sosyal-aktivist yaklaşımlar ve çalışmalar gebelik sıklıklarına, çocuk sayılarına, kadının düşük statüsüne çoğunlukla çare olabilecektir.

Böylece, hem medikal çözümler hem de sosyo-kültürel (bağlamsal) çalışmalarla gebeliğe bağlı ölümler ve anne ölümlerindeki kayıplar Batılı ülkelerin sahip olduğu en düşük seviyelere inecektir.

Zira bilinmelidir ki, bir ülkenin gebelikte anne adayını, sonrasında anneyi ve bebeği yaşatabilmede sağlayabildiği hijyenik düzey gerçek bir kalkınmanın da göstergesidir.

Yrd. Doç. Dr. Yaprak Civelek-Yeditepe Üni. Antropoloji Böl.