Doğu Kudüs hızla yahudileştiriliyor
Müstakbel Filistin devletinin başkenti olarak görülen Doğu Kudüs'ün Şeyh Cerrah mahallesini Yahudileştirme programı hızla ilerliyor.
cumhuriyet.com.trMahalledeki evlerinden tahliye tehlikesiyle karşı karşıya bulunan bir kısım Filistinli ailenin son umut olarak gördüğü İsrail Yüksek Mahkemesinin yerleşimciler ve destekçileri Yahudi örgütler lehine karar vermesi, Filistinli aileleri çaresiz bıraktı. Yüksek Mahkeme, geçen hafta Şeyh Cerrah'ta, eski Ürdün sınırını belirleyen Nablus yoluna bitişik 10 dönümlük alanda oturan yaklaşık 30 Filistinli aile adına yapılan başvuruyu değerlendirmişti.
Filistinli ailelerin avukatı Salih Ebu Hüseyin, bu arazinin esasında 1892 yılında Muhammed ve İbrahim Mau adlı Filistinliler tarafından satın alındığını ve sahiplerinin daha sonra araziyi 90 yıllığına Yusuf Meyuhas adlı bir Yahudiye kiraladığını öne sürmüştü.
Ebu Hüseyin, o dönemde Meyuhas'ın araziyi 60 parçaya bölüp Yahudilere ev yapılması için kiraya verdiğini de ifade etmişti. Bu Yahudilerin 1948 yılına kadar Şeyh Cerrah'ta yaşadığını da belirten Ebu Hüseyin, Ürdün askerleri bölgeye geldiğinde Yahudi sakinlerin İsrail tarafına kaçtığını anlatmıştı.Ancak mahkeme, Filistinlilerin, bu toprakların sahibi oldukları ve bu yerlerin Yahudilere kiralanmış olduğu yolundaki savlarını kabul etmeyerek, bu yerlerin asıl sahiplerinin Yahudiler olduğuna hükmetti.
Daha önce Şeyh Cerrah'ta bu alanın tam karşısında bulunan, Şimon Hatzadik olarak adlandırılan bölgedeki Filistinliler de davalarını kaybetmişti. Bu ailelerin üçü evlerinden polis zoruyla çıkarılmış, evleri yerleşimci örgütlerine devredilmiş ve bu evler yerleşimcilerin iskanına açılmıştı. Mahkemenin son kararı henüz infaz edilmese de bir süre sonra onlarca Filistinli aile daha, evlerini boşaltarak Yahudi yerleşimcilere bırakmak zorunda kalacak.
Filistinli aileler çaresiz
Şeyh Cerrah'ta sokağa atılmayı bekleyenlerden 68 yaşındaki Nazire Siyam, tek katlı evinde, oğlu, gelini ve iki torunuyla yaşıyor. "Hastayım, sinir sahibi oldum" diyen Nazire Siyam, eşini yıllar önce kaybetmiş. Siyam, "Ben burada evlendim. Çocuklarım oldu, onların çocukları, torunlarım oldu. Bütün hayatımız burada geçti. Şimdi 60 sene sonra biri gelip 'Çıkın' diyor. Çok zor, çok zor" diye konuşuyor.
Nazire Siyam, "Buradan bir yere gidecek durumda değiliz. Zaten paramız da yok. Ne yapabiliriz ki? Yolun öte yanına biz de bir çadır kuracağız" derken, ellerini açıp Allah'a yalvarmaktan bu yana başka çaresinin olmadığını da söylüyor. Bir diğer Filistinli Anamem Vail de "Gidecek hiçbir yerimiz yok. Elbette korkuyoruz. Her an (yerleşimciler) gelip bizi kapının önüne koyabilirler" ifadesini kullanıyor. Vail, evinde karısı, 4 çocuğu ve annesiyle oturuyor.
25 yaşındaki İbrahim Salim de "Önce bizi dışarı atıp, sonra evlerimizi yıkıp kendilerine yeni evler yapacaklar" diyor ve "Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Biz de diğer aileler gibi çadıra geçeriz herhalde. Evde kalamayız. Kalsak da dövüp zorla dışarı koyuyorlar. Yapacak bir şey var mı" diye ekliyor. Şeyh Cerrah, 1950'li yılların ortalarından beri bu evlerde yaşayan Filistinlilerin, 2009 yılı ağustosunda mahkeme kararları uygulamaya sokularak sokağa atılmasıyla bir insanlık dramına sahne oluyor.
Daha önceki kararlarla 3 aile evlerinden oldu, 10'dan fazla aileye tahliye kararı tebliğ edildi. Filistinli aileler, onlara destek veren sol örgütler, barış yanlısı İsrailli gençler ve uluslararası eylemciler, mahallenin Yahudileştirilmesine tepkilerini son bir yıldır düzenli cuma gösterileriyle ortaya koyuyor. Ama şimdiye dek ne uluslararası tepkiler ne de protesto gösterileri onlarca Filistinli ailenin dramına çözüm oldu.
Kararlar yahudilerden yana
Şeyh Cerrah'ta yaşayan Filistinliler, 1948 yılında genellikle Tel Aviv yakınlarındaki Yafa ile Batı Kudüs'teki evlerinden kaçmak zorunda kalmış mültecilerden oluşuyor. O dönemde Ürdün'ün elinde bulunan Doğu Kudüs'te kendilerine yerleşim yeri gösterilen Filistinlilere, mülteci konumundan vazgeçmeleri kaydıyla burada evlerini yapmaları önerilmiş.
İsrail'in 1967'de Doğu Kudüs'ü işgal edip topraklarına katmasıyla bölgenin 1948 öncesi Yahudi toprak sahipleri, 1972 yılından bu yana sağ yerleşimci gruplarına yetki vererek açtıkları davalarla, mahalledeki Filistinlileri çıkararak buralara yeniden Yahudilerin yerleştirilmesini sağlamaya çalışıyor. İsrail mahkemeleri, 1948 öncesi tapu belgelerine dayanarak, defalarca Yahudi iddialarını destekler kararlar verdi. Ancak mahkemeler, Filistinlilerin 1948 öncesinde terk ettikleri evleriyle ilgili belgeleri görmemezlikten gelmeyi sürdürüyor.
İr Amim: "Aynı hak, Batı Kudüs'te filistinlilere de verilmeli"
Nitekim Kudüs'teki sivil toplum örgütlerinden İr Amim, İsrail'in Şeyh Cerrah'la ilgili tutumunu eleştirerek, "İsrail Yahudilerin Şeyh Cerrah'a dönüşünü haklı görüyorsa, Filistinlilerin Batı Kudüs'teki evleriyle ilgili iddialarını da adil bir şekilde ele almalıdır" açıklamasını yaptı. Örgütün direktörü Yudith Oppenheimer, "Şeyh Cerrah'ın siyasi geleceğinin müzakerelerle kararlaştırılması gerekir. Filistinlilerin Doğu Kudüs'teki mahallelerinde Yahudi yerleşimi çabaları birer provokasyondur ve İsrail'in çıkarlarına da zarar verir. Herkes bilir ki gerçekte Şeyh Cerrah, Yahudi başkentinin bir parçası değildir" ifadesini kullandı.
Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın sözcüsü Nebil Ebu Rudeyna, bir yanda İsrail'in Yahudi yerleşimlerindeki inşaat yasağının süresini uzatmamasının ortaya çıkardığı barış görüşmelerinin kesilmesi ihtimaline dikkat çekti. Şimdi de Filistinli ailelerin topraklarından tahliye edilmesiyle karşı karşıya kalmasının, İsrail'in barış müzakerelerinde "hazır ve ciddi olmadığını" ortaya koyduğunu belirten Ebu Rudeyna, İsrail'in barış sürecini sonlandırmaya çalıştığını vurguladı.