Doğru bir şeyin filmini çekmek...
Mehmet Basutçu, 71. Locarno Festivali'nden yazıyor...
Mehmet Basutçu“Filmlerimin başrolünde doğa vardır. Ağaçlar doğaldır. İnsanların da aynı biçimde doğal olmamalarını isterim. Bir noktada, izleyiciyle sohbete girmek demektir sinema; bu bağlamda temel hedefim, doğru bir şeyleri yakalayabilmektir. Sinema yaparken, doğanın ve insanların derinliklerine inerek anlayamadığım şeylerin gizemini kavrayabilmeye çalışırım hep. Bu yüzden de, anlayamadığım şeylerin filmini çekerim durmadan..."
Seyirci sinefil...
Bu sözlerin altındaki imza, cumartesi gecesi, Piazza Grande’de onur ödülü alan Fransız yönetmen Bruno Dumont’a (1958) ait. Ancak, Cannes’da defalarca yarışarak ödüllendirilen Dumont’un son televizyon dizisi “Coincoin et les Z’inhumains”in, her biri 52 dakika süren ilk iki bölümünü izlemek için, önce Antoine Fuqua’nın Denzel Washington’lu filmi “The Equalizer 2”ye tahammül etmek gerekiyor... Sıcak bir cumartesi gecesi 8 bin kişiyi koltuklarına çivileyebilmek için Hollywood sinemasının bildik reçeteleriyle kotarılmış bir aksiyon filmine burada bile ihtiyaç var! Ne mutlu ki, Locarno izleyicisi hâlâ, hatırı sayılır bir oranda sinefil: Bruno Dumont’un kavranması kolay olmayan absürd mizahi dili gerisindeki insani ve insanlık dışı davranışlarımızın ironik yansımalarına kahkahalarla gülerek, yönetmenle ve aykırı karakterleriyle sohbet eden birkaç bin izleyici, bu farklı güldürünün keyfini çıkarıyor... Piazza Grande’de filmler izlenmeden önce sahneye çağrılan konuklarla yapılan kısa sunum ve ödül törenlerinde, Bruno Dumont’dan önce Meg Ryan da onurlandırılmıştı. Ayrıca, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin imzalanmasının 70. yılı nedeniyle Piazza Grande’de özel bir tören yapılacak; koşut olarak düzenlenen sergi ve toplantılarla, doğruyu arayarak insanoğlunun temel haklarına sahip çıkmanın, özgür ve bağımsız sinema sanatının temel işlevleri arasında ne denli önemli olduğu vurgulanacak...