Doğal taşların gücü herkesi sarıyor

İzmir Kültürpark'ta bu yıl 21. kez düzenlenen Hediyelik Eşya Fuarı'nda (Souvenir 2010) doğal taş satıcılarının bulunduğu stantlar, yeni yılda sevdiklerine sıra dışı hediyeler almak isteyenlerin gözdesi oldu. Fuarda doğal taş standı bulunan Sabahattin Akman,  doğal taşlara olan ilginin her geçen gün arttığını ifade etti. Bugüne kadar doğal taşlarla ilgili çok sayıda kitap yazıldığını ve araştırma yapıldığını dile getiren Akman, doğal taşlarla ilgili şu bilgileri verdi:

''Agate, uzun ömür ve mutluluğun simgesidir, günlük stresi alır. Turkuaz yani firuze, olumsuzu olumluya çevirir, nazar taşıdır. Bilinci genişletir, solunum yolları için kullanılır. Yakut ekonomik değeri yüksektir, iktidarsızlığa iyi gelir. Kaplangözü insanın kendini işe vermesini sağlar, konsantrasyonunu güçlendirir, enerji verici özelliği vardır. Zebercet, kalp çarpıntılarına ve sebepsiz korkulara iyi gelir. Lapis lazuli, zihinsel berraklık ve derin düşünmeye yardımcı olur, neşe taşı olarak bilinir. Mercan akıl ve zeka kıvraklığı verir, kalsiyum zenginidir.

Solunum açıcı etkisi vardır. Opal sevgi, şefkat simgesidir, eklem iltihabına iyi geldiği söylenir. Olivin kalp çarpıntılarını azaltır, ametist stresi yok eder, negatif elektriği alır. Migren ağrıları için tavsiye edilir, uyku düzenini dengeler, huzur veren bir taştır. Radyasyonu alıcı özelliği vardır. Ay taşı strese, depresyona iyi gelir. Tokluk hissi vererek zayıflamaya da yardımcı olur. Akuamarinin (Su damlası) aile saadetini güçlendirdiğine, duyarlılık ve sezgiyi artırdığına inanılır. Her doğal taşın ayrı bir etki gücü vardır.''

Taşlarla tedavinin bugün alternatif tıp alanının içinde değerlendirilerek, tıbbi tedaviye destek olduğunun bilindiğini söyleyen Akman, ''Bu taşlar takı olarak tene temas etmesi koşuluyla kullanılmalı. Her şey beyinde bitiyor. Taşların şifalı olduğuna inanmak önemli, ama hastaların hekime gitmelerinin şart olduğu unutulmamalı'' dedi.

''İlginç olaylar yaşıyoruz"

Akman, doğal taşlar ile insan ilişkileri hakkında başından geçen ilginç olayları ise şöyle anlattı:

''Kırkağaç'ta bir festivale katılmıştık. Yaşlı bir amca gelerek şeker hastası olduğunu belirtti ve benden bir taş istedi. Ben de kendisine strin vererek, nasıl kullanması gerektiğini de tarif ettim. Bir hafta sonra şekerinin düştüğünü belirten amca, kahvede ne kadar adam varsa topladı ve bana getirdi. Elimde hiç strin taşı kalmadı.

Yine uyuyamadığından şikayet eden bir başka müşterime ise ametist taşı verdim. O da ertesi gün taşı bana geri getirerek, 'Bu sefer de fazla uyuttu, kafam yastıktan kalkmadı' dedi. Bunlara benzer çok hadise yaşıyoruz. Önemli olan taşı inanarak kullanmak. Aksesuar olarak kullanılan taşların vücuda teması önemli. Bu taşların bakımının yapılması da gerekli. İçindeki enerjiyi boşaltması bakımından bu taşları 6 ayda bir, toprağın altında bir gece bekletmek gerek. Bunu yapamıyorsak deniz ya da çeşme suyunda da bekletebiliriz.''