Doğal afetler ne kadar doğal

Japonya'daki depremin bir nükleer felaketi tetiklemesi tesadüf müydü, ya da Haiti depremi? Peki onlarca insanımızın canını alan Marmara depremi? O günden bugüne pek çok insan acaba bu afet ne kadar doğaldı, diye sordu. Şimdi babası eski bir parlamenter olan Dr. Nick Begich, bize kendi yerleşim yeri Alaska'daki bir projeyle insanlığın nasıl tehdit edildiğini anlatıyor.

cumhuriyet.com.tr

Tesla’nın bir fikri vardı. Atmosferin en üst tabakası iyonosfer vasıtasıyla tüm insanlara sınırsız ve bedava enerji dağıtabileceğine inanıyordu. Projesi için büyük bir kule yaptı ama hem maddi imkânsızlıklar hem de tahmin edebileceğiniz(!) engeller yüzünden kulesini hurda fiyatına satmak zorunda kaldı. Tesla ayrıca iyonosfer sayesinde hava değişimlerinin kontrol edilebileceğini hatta dünyayı ikiye bölmenin bile mümkün olduğunu biliyordu. Bu anlattıklarımız eski bir ortaçağ efsanesi değil. Geçen yüzyılın başında Nicolai Tesla’nın toplumdan izole edilmesinin başlıca sebepleri. Tesla’nın fikirleri tarihin derinliklerinde yok olup gitmedi tabii ki. ABD hükümeti bu projeleri hayata geçirmek için istekliydi. 60’lı yıllarda başlatılan HAARP (Yüksek Frekanslı Aktif Şafak Araştırma Projesi) bunun için kurulmuştu. Neredeyse yarım asırdır devam eden bu proje ne işe yarıyor? Tesla’nın insani amaçları günümüzde de sürdürülüyor mu? Yıllardır HAARP projesi üzerinde makaleler ve kitaplar hazırlayan Dr. Hick Begich Jr. bundan pek emin değil. İki kitabı Yakamoz Yayınları tarafından Türkçeye de çevrilen Begich HAARP teknolojisi ve dünyanın geleceği hakkında pek de yenilir yutulur olmayan iddialar ortaya atıyor. Söyleşimize başlamadan önce Begich’in kendisiyle aynı adı taşıyan ve bilim adamı olan babasının da şüpheli bir uçak kazasında kaybolduğunu anımsatalım. Gizli örgütler üzerine araştırmalar yapan baba Begich’in, 1972’de Demokrat Parti parlamenteriyken bindiği uçak Alaska'da düşmüş. Ancak uçaktakilerin cesedi hiçbir zaman bulunamamış.

- HAARP projesinin arkasındaki bilinmeyenler nedir?

- HAARP Alaska’da geniş bir alanda bulunan çok sayıda anten vasıtasıyla sabit bir radyo dalgasını ileten ve bu yayılan dalgaları manipüle ederek çeşitli silahlara dönüştüren bir proje. HAARP ABD Hava Kuvvetleri ve Donanması’nın ortak projesiydi. Şu anda ise DARPA (Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı) tarafından yürütülüyor. Proje, yeryüzünü çevreleyen manyetik alan çizgileri ile çift darbe modülasyonlu radyo frekans sinyalleri oluşturmak ve dünya yüzeyinin 35 km. üzerinde başlayan iyonosfer tabakasıyla etkileşim içine girmek için tasarlanmıştır. Bu sistem dünyanın elektromanyetik çevresel özelliklerini manipüle ederek çevresel mekanizmaları harekete geçirir ve karakterlerini değiştirir. Bu teknolojinin hava modifikasyonu için yukarı atmosferde kimyasal reaksiyonlar yarattığı ve bu etkinin dünya üzerindeki deprem ve yanardağları tetiklediği söylenebilir.

- Evet bu iddialar ciddi şekilde dile getiriliyor. Hugo Chavez ve Rusya Parlamentosu da bununla ilgili açıklamalar yapmıştı.

- Evet böyle bir ihtimal var ve birkaç ülke bunu araştırıyor. Bunun için düzenli sinyaller yayan bir izleme sistemi gereklidir. Bu sistemler bu tarz etkileri yaratacak kapasiteye sahip.

- Kimileri HAARP’ın sırf havayı değil insanların zihinlerini de kontrol ettiğini iddia ediyor.

- Bununla ilgili bildiğim HAARP’ın şu anda insanların duygusal durumlarını etkileyebildiği yönünde. Bireyleri değil ama çok geniş bir alanı hedef seçip insan beyninde bir FFR (Frekans Takip Tepkisi) yaratarak o alandaki nüfusun yüzde 70’inin duygularını manipüle edebiliyor. Araştırmalarımızdan sonra 1998'de Avrupa Parlamentosu'nda HAARP ve sesle zihin kontrolü konuları gündeme geldi. Bu teknoloji sayesinde birey havadan yayılan ses frekanslarını beyninin içinden geliyormuş gibi algılayabiliyor. Aslında her elektro-manyetik taşıyıcı insan beynini kontrol etmek için kullanılabilir. Cep telefonları buna iyi bir örnek oluşturuyor.

- Bu proje sanırım Nicolai Tesla’nın buluşlarına dayanıyor.

- HAARP’ı bulan Dr. Ben Eastlund patentlerinde kaynak olarak Tesla’nın neredeyse bir asır yıl önce yazdığı makaleleri gösteriyor. Eastlund’u iyi tanırım ve onun düşüncesi dünya üzerinde çok sayıda farklı etki yaratmaktan ibaretti. Tesla insancıl amaçlarının askeri amaçla kullanılacağını öngörmüştü. Şahsi fikrim, Tesla’nın Eastlund’a ilham kaynağı olmanın ötesine geçmediği yönünde.

- Birçokları yine bunların bir komplo teorisinden ibaret olduğunu söyleyecektir.

- Modern teknoloji öyle bir boyuta geldi ki bizi ancak bilimkurgu filmlerinde görebileceğimiz ve -Tesla’nın araştırmaları gibi- kökenlerine indiğimizde hayal edebileceğimiz bir gelecek bekliyor. Bugün yeni anlaşılan teknolojik potansiyeller doğal dengeyi bozma yolunda çok önemli riskler taşıyor. Bu teknolojilerin varlığı ve test ediliyor olması bile başlı başına endişe verici bir durum. Rezonans efektlerinin yer çekimi dalgalarıyla etkileşimi ve deprem bölgelerinde ortaya çıkan enerjinin devamlı olarak ELF sinyalleriyle yayılması bilinen bir fikir ve istenilen her alanı tetikleyebilen bir mekanik düzeneğe dayanabiliyor olması oldukça muhtemel. HAARP bu sinyalleri iyonosfer tabakasını AC modundan DC’ye getirerek ve verici anten konumuna gelerek, sinyalleri tekrar çok düşük olarak dünyaya göndererek yayabiliyor.

- Tüm bu söylediklerinizden sonra doğal felaketlerin küresel ısınmanın bir sonucu olduğu söylemi ne kadar doğru?

- Bu fikri kabul etmiyorum. Zaten bunların ne kadarının doğal olduğu bile bir tartışma konusu. Sonuçta ortak akıl her ikisinin de varlığına işaret ediyor. Ancak bu konudaki tartışma biraz da yersiz çünkü son dönemde pek çok metal toksin ve diğer kimyasal yeryüzüne salındı.