Doğa ve insanın sonsuz döngüsü

Teoman Südor ‘Sonsuzluk’ adlı kişisel sergisiyle 28 Nisan’adek Galeri Diani’de sanatseverle buluşuyor.

Öznur Oğraş Çolak

Teoman Südor “Sonsuzluk” adlı kişisel sergisiyle 28 Nisan’a dek Galeri Diani’de sanatseverle buluşuyor. “Ben her zaman yarın bir sergi teklifi gelir veya iki gün sonra aniden bir sergi açabilirim diye hiç ama hiç düşünmeden yalnızca resim yapar resimle yatar, resimle kalkarım” diyen sanatçı, “Bir ressam olarak paletimdeki boyaların kurumasına izin vermem” diyor.

Südor, 55 yıllık sanat yaşamına çok sayıda yapıt, 100’e yakın sergi sığdırmış bir sanatçı... Daha önce açtığı sergilerini gezen ve takip edenlerin iyi bileceği gibi, doğa, ışık ve felsefe Südor’un resimlerinde, olmazsa olmazlarından. Son sergisini açmadan önce aklını ‘Sonsuzluk’ kavramına takan sanatçı, “Her sanat eserinin izleyenine vereceği, anımsatacağı bir felsefesi olmalıdır. Yoksa çiçek, böcek, şırıl şırıl akan dereler bir anda izleyene güzel gelebilir ama sadece bakıp geçilecek ve de akılda kalıp üzerinde düşünülmeyecek şeylerdir. Ben mutlaka resimlerimin önünde durulup bu ressam bana ne demek istiyor diye düşünülmesini isterim. Çünkü ancak o zaman kendimi bir şeyler yaratabilmiş, insanların bam tellerine dokunabilmiş olduğumu anlarım” diyor.

Südor’un daha önce yaptığı “Atlantis’te Son Akşam Yemeği” ve “Atlantis Tanrıçası” adlı yapıtlarında efsanelere ve mitlere olan ilgisini açıkça görmüştük. “Gizemli şeylere bayılırım” diyen sanatçı, “Gerçekler biraz daha acımasızdır. Ama masallar, mitler öyle mi? Her şeyden önce yaşamın ağır sorunlarından beni çekip alır. Masalsı Kaf Dağı’nın zirvesine çıkartır. Hayal gücümü güdümler” diyor.

Yapıtlarında ışığı çok iyi kullanan sanatçı, bu sergide herkesi kendi içinde bir yolculuğa çıkarıyor. Hiç ara vermeden sürekli üreten Südor, bir sanatçının beyni ve dış dünyaya açık olan algıları kadar; tezgâhının da her zaman yaratacağı eserler için açık ve hazır olması gerektiğini söylüyor. Sanatçı, “Eğer bir ara vermiş çalışmıyor gibi gözükürsem. O zaman da zaten yeni yapacağım resimlerimin konusu, kurgusu, teknik detayları için düşüncelere dalmışımdır. Bu süreç bazen kısa bazen biraz uzun olabilir ama sonuçta hemen tuvalin başına geçerim. Zaten yapacağım resim benim artık beynimde ve gözümün önünde tamamen bittiği için bana sadece kağıda veya tuvale aktarmak kalır” diyor.

Son olarak sanatçıya “aklını taktığı yeni bir proje var mı” diye soruyorum, “Yakın zamanda düşünebildiğim projelerim size garip gelebilir ama en az 8-9 metre eninde yine aynı boyda devasa resimler üretebilme ve bunları yapabilme gücümün olabilmesi” diye cevaplıyor. Kısaca Südor’un zaman ve mekân öğelerini birbiri içinde eriterek doğa ve insanın sonsuz döngüsünü sorguladığı sergi görülmeye değer.