Doğa talanından yeşil istihdama

Madenlerdeki cinayetler, ağaç katliamları, tahrip edilen doğa, yerlerinden edilen işsiz kalan insanlar... Bunların alternatifi ise yeşil iş, yeşil istihdam.

Özlem Yüzak/Cumhuriyet

Soma ve Ermenek'deki maden cinayetleri, dev bir şantiyeye dönüşen Türkiye'de hemen her gün yaşanan iş kazaları, enerji santralleri açmak için kesilen binlerce ağaç...Bu katliamlar birbirlerinden bağımsız görünse de hepsi aslında sistematik bir bütünselin parçaları: AKP iktidarının üzerinde yükseldiği “vahşi” büyüme modelinin kaçınılmaz sonuçları. Kamusal varlıkların talan edildiği, emekçinin işçinin güvencesiz çalışmaya zorlandığı...Farklı bir büyüme politikasına geçilmedikçe “3 biraderler” yani “inşaat, enerji ve maden” hükümetin dinamosu olmayı sürdürecek. Köylünün bugün neden tarımdan geçinemediği, neden tarımda verimlilik, teknoloji, katma değerli üretim gibi unsurların tartışılmadığı, doğal yollardan (güneş ve rüzgâr ) enerji elde etmesi konusunda politikalar üretilmediği bu ülkede, tüm bunlar yapılmadığı içindir ki yer altındaki fosil kaynaklarını ilkel yöntemlerle ucuz iş gücü ile sağlamaya devam ediyoruz ve edeceğiz. Oysa bugün bir çok ülke politikalarını “yeşil işler” diye tanımladığımız alanlarda oluşturuyorlar. Hem çevre ve doğal kaynaklar korunuyor hem de istihdam yaratılmış oluyor. Kalkınma Bakanlığı Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Dairesi'nde Planlama Uzmanı olarak çalışan Selen Arlı Yılmaz'ın “Yeşil işler ve Türkiye'de yenilenebilir enerji alanında potansiyelleri” başlıklı uzmanlık tezine göre 2013-2030 yılları arasında toplam 1,6 milyon ila 2,5 milyon iş-yıl istihdam yaratılması mümkün. Yılmaz analizini Türkiye'de yenilenebilir enerji uygulamalarının yarattığı yeşil işler tahmin edilerek ve bu işlerin gelecek yıllardaki potansiyelleri, imalat, inşaat ve işletme -bakım aşamaları değerlendirilerek gerçekleştirmiş. Çalışmasında bakın ne diyor: “Yenilenebilir enerji alanında en çok istihdam akarsu hidroelektrik enerjisinde sağlanıyor. Söz konus yıllar arasında, yenilenebilir enerji uygulamalarındaki imalat faaliyetlerinin toplam istihdamdaki payı yüzde 23'lere kadar çıkabilmekte, yenilenebilir enerji tesislerinde ihtiyaç duyulan ekipmanların yüzde 100 yerli üretilebilir konuma gelmesiyle 220 binin üzerinde ek istindam yaratılabileceği tahmin edilmektedir”

Tabii burada benim de dikkati çekmek istediğim husus yenilenebilir enerji ve yeşil işler alanında yapılacak olan yatırımlar ve yeni iş alanlarında yerli imalat ve yerli üretime ağırlık verilmesi. Yeşil işler ekonominin birçok sektöründe farklılaşan beceri, eğitim düzeyi ve mesleki profillerine göre geniş bir alana yayılıyor. Ancak, Türkiye için önemli olan husus, mevcut yeşil iş potansiyelinin doğru politikalarla desteklenmesi.

Belki bu noktada yeşil iş tanımını açmakta yarar var. Yeşil işler için muhtelif tanımlamalar geliştirilse de kabul görmüş ortak bir tanım henüz bulunmuyor. Yeşil işleri uluslararası gündemin parçası haline getiren BM Çevre Programına göre bu işlerin; ekosistem ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına yardım eden, verimliliği sağlamak üzere su, enerji ve hammadde kullanımını azaltan, atık ve kirliliği önleyen ve sera gazı yoğunluğunu azaltan faktörler olmak üzere dört temel özelliği bulunuyor.

ILO ise çevre dostu tanımlamalara ek olarak, yeşil işlerin “insana yakışır işler” de olması gerektiğini vurguluyor. Bu bağlamda, güvenli çalışma koşullarına, yeterli ücrete ve iş güvencesine sahip, çalışan haklarına saygılı ve işçi sendikalaşmasına izin verilen işlerin insana yakışır işler olduğunu söyleyebiliriz.

UNEP'e göre ekonominin daha sürdürülebilir olmaya yönelmesi istihdam dinamiklerini 4 farklı şekilde etkileyecek.

Ek İşler Yaratılacak: Örneğin; mevcut üretim ekipmanlarının yanına kirlilik kontrol cihazlarının üretilmesi veya enerji performans sertifikası veren firmaların sayısının artması

Bazı işler ikame edilecek ve birbirinin yerini alacak: Örneğin fosil yakıtların kullanımından yenilenelbilir enerjiye geçilmesi ve atık bertarafı yerine geri dönüşümünün yapılması.

Bazı iş kolları yok olacak: Örneğin çevreye zararlı ambalajların üretiminin yasaklanması

Birçak iş yeniden tanımlanarak dönüşecek: Örneğin, çeliğin çevreyi kirleten bir üründe kullanıması yerine rüzgar türbininde kullanıması gibi tedarik zinciri etkileri.

Yeşil işlerin bulunduğu sektörlerin başında enerji, inşaat, ulaştırma, temel sanayi sektörleri, tarım ve ormancılık geliyor. Selen Arlı Yılmaz'ın çalışmasına göre yeşil binalar, çevre dostu büyümeye geçişin önemli bileşenlerinden biri olarak kabul edilmekte. Binalar, 2010 yılında dünyadaki sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 8’inden sorumlu. 2020 yılına kadar binalarda alınabilecek önlemlerle emisyonların yaklaşık yüzde 13 oranında azaltılabilme potansiyelinin olması, bu alanın hem yeşil büyüme hem istihdam için önemini ortaya koyuyor. Avrupa Ticaret Birliği Konfederasyonu (ETUC) tarafından yapılan çalışma, 2030 yılında sera gazı emisyonlarının yüzde 75 azaltılması hedefi ile sadece AB ve ABD’deki inşaat sektörünün çevreye daha duyarlı hale getirilmesiyle 3,5 milyon iş yaratılacağını tahmin etmekte. Hem çevresel kazanç oluşturan hem de istihdam yaratılmasına katkıda bulunan bu olumlu sonuç “çifte kazanç” (double dividend) olarak kabul edilmekte.

Bir diğer örnek de ulaştırma sektöründen... İktisadi Kalkınma Araştırma Grubu (EDR Group) tarafından ABD için yapılan araştırmaya göre, çevreye duyarlı toplu taşımaya yönelik yapılan 1 milyar ABD Doları yatırımla 24.000 ila 41.000 arasında iş yaratılmakta.

Avusturya’da ulusal düzeyde yürütülmekte olan Yeşil İşler Ana Planı çerçevesinde ise, toplu taşımanın yaygınlaştırılması, elektrikli araçların ve bisiklet kullanımının artırılmasıyla 15.000 yeşil iş oluşturulması beklenmekte. ABD, Japonya, Güney Kore ve AB’de çevre dostu araçların üretiminde çalışan sayısı

235.000 kişiye ulaşmış. 

Türkiye'de yeşil istihdamda bugün hangi noktada olduğumuza dair net veriler yok. Selen Arlı Yılmaz artan yenilenebilir enerji yatırımları ve bu alanda 2023 yılı kurulu güç hedeflerinin belirlenmiş olması nedeniyle, çalışmasında pilot alan olarak, yeşil işlerin sürecin tamamına yayıldığı yenilenebilir enerji uygulamalarını 6 farklı senaryo çerçevesinde incelemiş.

Çalışmada 2013-2030 yılları arasında, 2.453.789 iş-yıl ile en yüksek istihdamın, 2023 hedeflerini esas alan kurulu güç kapasitesi ve yenilenebilir enerji uygulamalarında gerekli ekipmanların bütünüyle yerli teknolojiyle imalatına dayanan senaryoda yaratılacağı görülüyor. Diğer taraftan, mevcut enerji arzı oranları ile yerli üretim kapasitemizin aynı şekilde devam ettiği senaryo aynı dönemde 1.609.117 iş-yıl istihdamla en düşük yeşil istihdam potansiyeline sahip.

Yenilenebilir enerji alanındaki yeşil iş potansiyeli, hidroelektrik ve rüzgâr enerjisinde oldukça yüksek olsa da, emek-yoğun üretim yapısı nedeniyle güneş enerjisi yeşil istihdam için ciddi potansiyel barındırmakta. Ayrıca, yenilenebilir enerji teknolojilerinin bütünüyle yerli imalatı ile istihdam dikkat çekici boyutta artıyor, bu durum bu alandaki yerli ürün imalatının desteklenmesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor