Dizi sektörü krizde yüzde 30 küçüldü

Her üç diziden biri krize kurban gitti. 2008'de 1 milyar TL'ye ulaşan dizi sektörü, 2010 yılı Mayıs itibariyle yüzde 30 küçülerek 700 milyon TL'ye geriledi. Kriz nedeniyle sektörde yaşanan küçülmenin etkisiyle 50 bin kişi işini kaybetti.

cumhuriyet.com.tr

İSMMMO yaptığı "Dizi Ekonomisi-Mayıs 2010" araştırması, ekranların canlı, dizilere ilginin büyük olmasına karşın, her üç diziden birinin krize kurban gittiğini ortaya koydu. 2008 yılında 1 milyar TL'lik büyüklüğe ulaşan dizi sektörünün, krizle birlikte yüzde 30 küçülerek, 2010 Mayıs'ın da 700 milyon TL'ye gerilediğine dikkat çekilen raporda, 150 bin kişinin istihdam ettiği sektörde krizle birlikte 50 bin kişinin işini kaybettiği belirtildi. Eylül 2008'de yaptığı araştırmayla 2005-2008 yıllarında adeta "patlama" yaşayan dizi ekonomisinin, 1 milyar TL'lik bir ekonomik güce eriştiğini ortaya koyan İSMMMO, son yaptığı araştırmayla sektördeki küçülmeye işaret etti. İSMMMO'nun araştırmasına göre geçen yıl yaşanan krizle birlikte kanallar, yapımcı şirketlere ödedikleri ücretlerde yüzde 30 ila 50 oranında değişen indirimler yaptı. İşlerini kaybetmek istemeyen yapımcıların büyük çoğunluğu bunu kabul etti. Yapımcılar da aynı şeyi oyuncular ve teknik ekipten talep edince sektördeki ücretler de ortalama yüzde 40 oranında düştü. Halen kriz öncesi seviyelere gelinemedi. Ayrıca yeni adı Bloomberg olan Kanal 1, Show Tv, Kanal 7 gibi birçok kanalın dizi yarışından koptuğu ortaya çıktı.
 

Dizi sayıları azaltıldı

Kriz nedeniyle reklam gelirleri azalan kanallar, hem yayınladıkları dizilerin sayılarını azaltırken, hem de düşük maliyetli sitcom tarzı dizilere ekranlarına açmaya başladılar. Bir zamanlar Çocuklar Duymasın ile Türkiye'nin tanıyıp sevdiği sitcom tarzı diziler, krizden sonra ekranlara tekrar döndü. Drama tarzı dizilerin bölüm başına çekim maliyetleri ortalama 300 bin TL'yi bulurken, sitcom tarzı diziler bölüm başına 60 ila 100 bin TL'lik bütçelerle çekiliyor.

 

Az bütçeli sitcom'lar

Sitcom'ları bu dönemde Star TV baş tacı yaptı. Star TV'nin yayınladığı 5 diziden 3'ü sitcom tarzında. Benim Annem Bir Melek, Cümbür Cemaat Aile, Papatyam dizilerine ekranlarını açan Star TV'nin yüksek bütçeli yapım olarak bir tek Kurtlar Vadisi Pusu'yu seyircilerine ulaştırıyor.
Star TV'nin bu dizilerle yaptığı çıkış diğer kanallarında gözünden kaçmadı. Yüksek bütçeli birçok dramayı seyircisine ulaştıran Kanal D ise son olarak Cuma'ya Kalsa sitcomunu yayın yelpazesine kattı. Kanal D'de 19 Nisan 2010, Pazartesi günü ilk olarak ekrana gelen Cuma'ya Kalsa komedi dizisi, Amerika'nın ABC televizyon kanalında yayınlanan ve izlenme rekorları kıran "According to Jim" adlı sit-com'un uyarlaması...

Düşük bütçeli dizilerden bahsetmişken; Samanyolu'nun iç yapımlarından da bahsetmemek olmaz. Kriz öncesinde 7 dizi yayınlayan Samanyolu, çizgisinden taviz vermeyerek yine düşük bütçeli, iç yapım sayılabilecek dizilerini yayınlamayı sürdürdü. Eylül 2008'de 7 dizi ile dizi yarışına katılan Samanyolu, halen 8 dizi yayınlıyor.

 

11 dizi ile ATV birinci sırada

Televizyonlardaki dizi yarışında yayınladığı dizi sayısı itibariyle liderliği Atv eline aldı. Kriz öncesinde olduğu gibi Atv, bu dönemde de 11 dizi ile seyircilerini ekrana kilitlemeye çalışıyor. Kriz öncesinde yayınladığı 12 dizi ile liderlik koltuğunda oturan Kanal D, Mayıs 2010 itibariyle 8 dizi ile seyircilerini ekrana bağlamaya çalışıyor. Samanyolu, kriz öncesindeki dizi anlayışını bozmazken, o da az bütçeli 8 diziyi yayınlamayı sürdürüyor. Samanyolu'nu 5'er dizi ile Fox TV, Star TV ve TRT 1 izliyor. Özellikle TRT'nin 2008 yılına göre dış yapım dizilerinin sayısını 3'ten 5'e çıkarması dikkat çekici. Dizi yarışından kopan kanal olarak dikkat çeken Show TV ise kriz öncesinde 5 dizi yayınlarken, şimdi dizi sayısını 2'ye indirmiş durumda.

 

Ekipler küçüldü

Diziler son yıllarda yönetmeninden senaristine, set işçisinden ışıkçısına kadar önemli bir istihdam yaratmaya başlamıştı. Kriz öncesinde sektördeki çalışanların sayısının 150 bini bulduğu tahmin ediliyordu. Sektör temsilcileri krizdeki yüzde 30'ları bulan küçülmenin istihdamı da etkilediğini, en az 50 bin çalışanın işini kaybettiğini belirtiyor. Yüksek bütçeli diziler genelde 60 ila 100 kişilik ekiplerle çekiliyor. Oyuncu olarak ekran önünde 20-30 kişi görünse de kamera arkasında bunun 2-3 katı ekip bulunuyor. Ancak yüksek bütçeli dramalar için bu durum söz konusuyken, düşük bütçeli sitcom'lar oyuncular ve kamera arkasındaki ekip dahil maksimum 30 kişi ile çekiliyor. Üstelik stüdyo ortamında çekildiği için bir yapımcı, teknik ekibi birkaç dizi için ortak da kullanabiliyor.

 

Oyuncu ücretleri de düştü

Türkiye'de dizilerin bütçesinin yüzde 20 ila 30'unu oyuncu ücretleri oluşturuyor. Genellikle bir-iki başrol oyuncusu iyi ücret alıyor. Kriz öncesinde başrol oyuncularının bölüm başına aldığı ücretin 10 ila 30 bin TL arasında değişiyordu. Yaşanan kriz oyuncu ücretlerini çok etkiledi. Krizde kanallar, yapım şirketlerinden yüzde 30-40 indirim isteyince, yapımcılar da oyunculardan aynı şeyi talep etti. İşini kaybetmek istemeyen oyuncular da bunu mecburen kabul etti. Başrol oyuncularının aldığı ücretlerin bu dönemde 5 ila 20 bin TL arasında değiştiği belirtiliyor. Dizilerin genellikle başrol oyuncuları sanatçılar ya da tiyatro eğitimi almış profesyonel oyunculardan oluşuyor. Yine orta kademe oyuncuların çoğunluğunun da tiyatro eğitimi almış isimler olduğu görülüyor.

 

Oyuncu fabrikaları

Dizilerin önemli oranda oyuncu ihtiyacı ise 'oyuncu fabrikası' olarak da anılan cast (oyuncu) ajanslarından karşılanıyor. Bundan 10 yıl önce sayıları ancak bir elin beş parmağını geçmeyen oyuncu ajanslarının sayısının 100'leri bulduğu ifade ediliyor. Cast ajanslarına kayıtlı oyuncu adayı sayısının 50 bini bulduğu belirtiliyor. Cast ajanslarına kayıtlı her meslekten oyuncu adayı bulunuyor. Öğretmen, mühendis, ev hanımı, öğrenci. Herkes ajansları ek iş ve şöhrete giden yol olarak görüyor.

 

Bir ajansa günde 50 başvuru

Türkiye'nin önde gelen cast ajanslarına günde ortalama 50 kişi başvuruyor. Kimi zaman dizilerde oynamak, kimi zaman reklamlarda ve filmlerde rol almak umudunu taşıyan oyuncu adayları, ajanslara kayıt olabilmek için 40 ila 200 TL arasında değişen başvuru ücretleri ödüyor. Bazı ajanslarda bunlara ek olarak fotoğraf ve deneme filmi çekimi için de ücret alınıyor.

Cast ajanslarından sağlanan oyuncular dizilerde genellikle yalnızca görüntü figüranı (örneğin bir kafeterya sahnesinde kafede oturanlar) veya 10 saniyelik hikayeyi etkilemeyecek küçük rollerde kullanılıyor. Bir dizide görüntü figüranı olmak için mutlaka bu cast ajansları aracılığıyla gitmeniz gerekiyor. Eskiden olduğu gibi dizi yapımcıları sokaktan geçeni yoldan çevirmiyor. Görüntü figüranları çok uzun saatler setlerde bekleseler de aldıkları ücret 30 TL'yi aşmıyor. Bir cümlelik bir diyalogu olan oyuncu, cast ajansı aracılığıyla sete gitmişse, en fazla alacağı ücret 70 ila 100 TL oluyor. Oyuncuyu direkt yapımcı şirket çağırırmışsa, bir cümlelik yani 10-20 saniyelik diyaloglu bir rol için aldığı ücret, 50 TL'den başlıyor; 200 TL'ye kadar çıkabiliyor. Ancak hikayede önemli olan küçük bir rol alındığında ise ücret bölüm başına 500 TL'yi buluyor. Krizde cast ajanslarından kiralanan ve düşük ücret alan oyuncuların ücretlerinde ise önemli bir değişiklik olmadığı görülüyor.

Peki ajanslar ne kazanıyor dersiniz? Cast ajansları bir oyuncuyu dizi çekimine gönderdiği zaman ücreti yapımcıdan alıyor. Bu ücretten kendi komisyonunu alıp kalanını oyuncuya veriyor. Cast ajansların genellikle yüzde 20 komisyonla çalışması etik bulunuyor. Ancak kimi zaman ajansların aldığı komisyonun yüzde 70'e çıktığı bile oluyor.

 

Yapımcıların kârı azaldı

Türkiye'de diziler genellikle kanalların malı oluyor ama onları asıl üretip, riski üstlenenlerse yapım şirketleri. Yapım şirketleri adeta kanalların taşeronu olarak çalışıyor ve çektikleri dizilerin tüm haklarını kanallara devrediyor. Bunun istisnasını uygulayan yapımcılar da yok değil. Bunun en bariz örneği ise Kurtlar Vadisi Pusu'yu çeken Pana Film. Erler Film'in sahibi Türker İnanoğlu da birçok dizisinin tüm haklarını kanallara devretmiyor. Yapım şirketleri kriz öncesinde dizilerinin maliyetinin üstüne yüzde 20 ila 40 oranında değişen karlar koyarak, kanallara satıyordu. Kriz sonrasında yapım şirketlerinin kârının yüzde 10'a kadar düştüğü belirtiliyor. Yapımcıların kar payları düşerken, ayrıca kanalların dizilere bölüm başına ödediği ücretlerin de kriz döneminde yüzde 30 ila 50 oranında azalttıklarını da belirtelim. Dizisine kanallarda şans bulmak isteyen yapımcıların ilk bölümleri maliyetinin altında bile kanallara sattıkları oluyor. Kanallar bu dönemde yapımcılara 45 günde bir ödeme yapıyor. Bu yüzden sektörde tutunmak isteyen yapımcıların finans gücünün kuvvetli olması gerekiyor.

 

7 reyting iyidir

Yapımcılar, kanallarla genelde reyting anlaşması yapıyor. Yapımcılar için ilk üç bölüm genellikle seyirciyi kapma bölümleri olarak tabir ediliyor. Yapımcılar genellikle prime time'da 7 reyting garantisi vererek kanal yönetimleriyle anlaşıyor. Reyting arttıkça, yapımcıların da kanallardan bölüm başına aldıkları ücret artıyor. Ancak bu ücret ikili görüşmelerle belirlendiği için yapımcılar ve kanallar tarafından da gizli tutuluyor.

 

En çok diziyi AY Yapım çekiyor

Türkiye'de 10 Mayıs 2010 itibariyle 7 ulusal kanalda yayınlanan 42 yerli diziyi 27 yapım şirketi çekiyor. Ancak Türkiye'de dizi ve sinema yapım sektörünü sürükleyen yapımcı sayısının 50 civarında olduğu belirtiliyor. Peki Türkiye'de bu sezon en çok dizi yapan yapımcı şirket hangisi?... Kriz öncesinde de olduğu gibi Ay Yapım, Türkiye'nin en çok iş yapan yapım şirketi olarak dikkat çekiyor. Şirkette ön planda 31 yaşındaki Kerem Çatay görünse de, şirket ortağı olan babası Ekrem Çatay, Türkiye'de özel televizyonlarda profesyonel yöneticilik yapmış bir isim. Son ayların en popüler dizisi Ezel dahil dört dizi yapıyor Ay Yapım. Bunlardan ikisini Kanal D, ikisini de Atv için üretiyor. Erol Avcı'nın sahibi olduğu TMC, bu sezon üç dizi yaparken, duayen yapımcı Türker İnanoğlu'nun şirketi Erler Film ise üç dizinin çekimlerini sürdürüyor.

 

Ah bir senarist olsam!

Bir dizinin hayata geçirilmesinde yönetmen ve senaristlerin payı da büyük oluyor. Türkiye'de dizi çeken yönetmen sayısının 150'yi bulduğu belirtiliyor. Zaten yapımcıların da bir bölümü yönetmen kökenli olarak karşımıza çıkıyor. Sektörde yönetmenler, reji asistanlığından kamera yönetmenliğine, oradan da görüntü yönetmenliğine uzanan bir usta-çırak ilişkisi içinde yetişiyor. Türkiye'de iyi reyting alan bir dizinin yönetmeni kriz öncesinde bölüm başına 20-25 bin TL kazanıyordu. Şimdilerde ise iyi dizilerin yönetmen ücretlerinin 10-15 bin TL seviyesine düştü. Az bütçeli diziler çeken Samanyolu gibi kanallarda ise yönetmen ücretlerinin kriz öncesi seviyelerde yani 3-5 bin TL arasında olduğu belirtiliyor.

 

Senaristlerin sayısı 300'ü buluyor

Dizilerde görev alan senaristlerin sayısı 300'ü buluyor. Türkiye'de gerek yönetmenler gibi genelde senaristler usta çırak ilişkisiyle yetişiyor. Ancak son yıllarda sektördeki özellikle senarist açığını gidermek için meslek birlikleri senaryo kursları düzenliyor. Örneğin SenDer (Senaryo Yazarları Derneği) 20 haftada senaryo yazmayı öğretiyor.
Öğrencilerden mühendislere kadar birçok insan yeni bir meslek edinmek için senarist olmaya çalışıyor. Bu ilginin altında ise senaristlerin dizilerden iyi kazandığı düşüncesi yatıyor. Kriz öncesinde (2006-2008 yıllarında) iyi bir dizideki bir senaristin bölüm başına aldığı ücret 5 ila 15 bin TL arasında değişiyordu. Kriz sonrasında ücretler yüzde 40 civarında indirilince, senaristlerin ücretleri de 3-10 bin TL seviyelerine geriledi. Dizilerin süreleri Türkiye'de uzun olduğu için dizilerde genellikle 2 ya da 3 kişilik senarist ekipleri çalışıyor.
 

Yaptığımız araştırmaya göre 42 dizide görev alan senarist sayısı 74.

 

Kıraç, dört dizinin müziğini yapıyor

Dizilerin başarısında dizi müziklerinin de payı büyük. Bu yüzden birçok yapımcı dizilere özel müzikler yaptırıyor. Dizi müzikleri dizi başlarken yapılan jenerik müziğinin önüne geçmiş durumda. Artık bölümlere özel müzikler yapılıyor. Dizi müziklerinin bölüm başına 2 ila 8 bin TL arasında değişen ücretlerle yapıldığı belirtiliyor. Türkiye'de dizi müziği denilince iki isim akla geliyor. Kıraç ve Toygar Işıklı. İSMMMO'nun Eylül 2008'deki raporuna göre dört dizinin müziğini yapan Kıraç, bu sezon da dört dizinin müziğini yapıyor. Ancak Kıraç'ın dizi müzikleri için özel bir ekip kurduğunu da belirtelim. Toygar Işıklı ise kriz öncesinde üç dizinin müziğini yaparken, şimdi dört dizinin müziğini yapmayı sürdürüyor. Son yıllarda dizi müziklerine yeni isimlerin girmesi de dikkat çekiyor. Örneğin Mazlum Çimen'i ilk kez bu alanda görüyoruz. Çimen, Hanımın Çiftliği dizilerinin müziklerinden sorumlu.

 

Yüksek ihracat potansiyeli

İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, Türk ekonomisinin önemli dinamolarından biri olmaya aday olan dizi sektöründeki tıkanıklığın sürdüğünü belirterek, "Ekonomik kriz ve azalan reklam gelirleri, televizyon kanallarını diziler konusunda iktisat yapmaya itti. Bu da sektörde hem ciro hem de istihdam açısından küçülmeye neden oldu" açıklamasını yaptı. Türk dizilerinin çevre ülkelere yüksek bir ihracat potansiyelinin bulunduğunu söyleyen Arıkan, "Dış Ticaret Müsteşarlığı başta olmak üzere ilgili kurumlar, dizi sektörünü destekleyecek tedbirler almalı. DTM'nin bazı iyi niyetli girişimlerin olduğunu biliyoruz. Bunların ivedilikle hayata geçirilmesi gerekir" dedi. Dizi ekonomisinin boyutlarını ve çevre ülkelerde gördüğü ilgiyi ilk kez kendilerinin 2.5 yıl önce gündeme getirdiğine dikkat çeken Arıkan, "Biz bu araştırmamızda ihracat potansiyeline dikkat çekmiştik. Bu çalışmamızdan sonra hem ilgili sektör otoriteleri hem de devlet yetkilileri konuyu ele aldı. Bu çalışmaların sonuçlandırılmasında büyük yarar var. Diziler, izlendikleri ülkelerde Türkiye'nin reklamını da yapmakta, tanıtımına büyük katkı sunmaktadır" dedi.


Krizde ücretler yüzde 40-50 düştü

Görevi Bölüm başına aldığı ücret

Yönetmen 3-15 bin TL

Senarist 3-10 bin TL

Müzisyen 2-6 bin TL

Başrol oyuncusu 5-20 bin TL

Orta kademe oyuncular 3-7 bin TL

Noname (ünlü olmayan) oyuncu bin-5 bin TL

Noname oyuncu * bin-3 bin TL

Diyaloglu bölüm oyuncusu* 50-300 TL

Diyalogsuz bölüm oyuncusu* 20-50 TL

Görüntü figüranı* 20-30 TL