Diyarbakır’da kardeşlik halayı
TÜRK ONFED öncülüğünde TÜSİ- AD Başkanı Erol Bilecik’in de aralarında yer aldığı farklı illerden Diyarbakır’a gelen iş insanları, “Diyaloğa geri dönülsün, silahlar susturulsun” çağrısı yaptı. İş insanları gala yemeğinde el ele halay çekti.
Şehriban KıraçDiyarbakır'da düzenlenen Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) 39'uncu Girişim ve İş Dünyası Konseyi toplantısı, farklı illerden iş insanlarını, siyasi parti temsilcilerini aynı halayda ve masada bir araya getirdi.
300 iş insanını Diyarbakır'da bir araya getiren organizasyon öncesi düzenlenen gala yemeğinde ilk defa Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ne kayyım olarak atanan belediye başkanı ile HDP'li bir milletvekili de aynı masada oturdu. AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, Diyarbakır Milletvekilleri Galip Ensarioğlu ve Ebubekir Bal, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, Vali Hüseyin Aksoy, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Cumali Atilla, Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) ve TÜRKONFED başkanları aynı masada bir araya geldi.
TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, “Türkiye'nin her bölgesinde halayları çekersiniz, ama Diyarbakır'da çekilen halayların keyfi ve mutluluğu çok farklı” yorumunu yaptı.
Atatürk vurgusu
39. Girişim ve İş Dünyası Konseyi, Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİAD) ev sahipliğindegerçekleşti. Toplantının açılışında konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, son dönemlerde Atatürk üzerinden devam eden hakaret tartışmalarına işaret ederek, "Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin ortak birleştiricisi, bizi biz yapan değerdir. Bu hakaretleri şahsım ve TÜSİAD adın esefle kınıyorum" ifadeleriyle başladı. Konuşmasında özgürlük ve reform vurgusu yapan Erol Bilecik, devam eden OHAL sürecinin Türkiye'nin önünü tıkadığını kaydetti. Bilecik, OHAL, şartlarının devamı tüm başta PKK ve IŞİD olmak üzere terör örgütleirnin ekmeğine yağ sürüyor. Karar mekanizmalarının buna son vermesi gerekiyor" dedi.
Özgürlük zamanı
Türkiye için toplumsal özgürlük, çoğulculuk ve dayanışma içinde ilerleme zamanı olduğunu vurgulayan Bilecik, hukuk, demokrasi ve özgürlükler toplumu olmanın ulusal menfaatler açısından elzem olduğunu bunlar olmadan; katma değer ve istihdam yaratmaktan, nitelikli yatırım çekmekten bahsetmenin mümkünolmadığını anlattı. Bilecik, “Olağanüstü hali geride bırakarak, olağan hukuk devleti ortamına mümkün olan en kısa sürede dönülmesi gerekiyor. Yargı erkinin bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda toplumun hiçbir kesiminde en ufak bir şüphe olmamalı. Parlamentomuz, azami temsilin sağlanacağı bir seçim sistemi ile oluşmalı” dedi.
Özgür medya şart
Bilecik, başta adil yargılanma hakkı ve ifade özgürlüğü olmak üzere pek çok hak ve özgürlüğün genişletilmesine ihtiyaç duyduklarını dile getirerek, iletişim ve bilgiye erişim hakkının güvence altına alınması, özgür medya ve internet ortamının güçlendirilmesi gerektiğini aktardı.
Silahlar terk edilmeli
Ülke olarak şiddetin son bulması ve Kürt sorununun silahsız çözümü için defalarca girişimlerde bulunduklarını vurgulayan Erol Bilecik, “Önümüzdeki dönemde, silahlı mücadelenin bir daha geri dönülmemek üzere muhakkak terk edilmesini ve bunun koşullarının sağlanmasını arzu ediyoruz. Bunun için siyaset kanalının önünün açılması ve siyasetin, diyalogun çözümün mimarı olmasını sağlayacak koşulların oluşturulması gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.
Seçim yorgunu
Bilecik, seçimler referandum ve darbe girişimi ile geçen son 3 yılın ardından seçimlerden yorulmuş bir iş dünyasının ortaya çıktığını ifade etti. Bilecik, “Hemen yola koyulursak önümüzde 18 aylık bir reform aralığı bulunmakta. Eğer bu dönemi de erken seçim konuşmaları ile geçirirsek Türkiye ekonomisi kalkınma yarışında çok kan kaybeder ve toparlanması maalesef güç olur. Artık ihtiyacımız olan reformları tespit etmek değil reform atmosferini yakalamaktır” dedi.
Normal hayatı özledik
TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu da katılımcıları Kürtçe selamlayarak, Türk halkının refah, barış ve özgürlüklerin güvence altına alındığı bir toplumsal düzen beklentisi içinde olduğuna işaret etti. Ortak yaşama kültürünün güçlendirilmesi, insanların hayat tarzlarının korunması, eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete eşit yurttaşlık bilincinin geliştirilmesinin, herkesin tarihsel bir sorumluluğu olduğunu kaydeden Kadooğlu, “Referandum sürecinin ardından artık normalleşme zamanı gelmiştir. Üretimin, yatırımın, ihracatın önünü açacak reformların hayata geçirilmesi kadar, hayatın normal akışına bir an önce dönülmesi de, ortak yaşama kültürünü, güven duygusunu, dolayısıyla ekonomik ve toplumsal hayatı olumlu etkileyecektir. Artık, iş dünyası olarak hayatın normal akışını özledik” diye konuştu.
Diyaloğa dönün
Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİAD) aşkanı Burç Baysal, geçen 2 yılda insanlarımız varlıklarımızı kaybettik. Çok zor yaşam koşullarından geçtik. Bu durum hala devam ediyor. Umudumuzu hiç kaybetmedik ve Asla pes etmedik. Bir parça umut olsun diye buradayız” diyerek, tüm siyasilere ve sivil toplum kurumlarına çağrıda bulunarak, Kürt sorununda diyalog kanallarının tekrar devreye girmesini istedi. Baysal, “Bir bütün olarak bu ülkenin sahipleriyiz. Bu topraklar hepimizin. Buzdolabına konan çözüm sürecinintekrar oda sıcaklığına getirmenin vaktidir” ifadesini kullandı.