Diyarbakır'da Cemil İpekçi defilesi

Modacı ve tasarımcı Cemil İpekçi, Diyarbakır'ın "İpek poşu"sundan hazırladığı koleksiyonunu defileyle tanıttı.

cumhuriyet.com.tr

Diyarbakır'ın en önemli ve kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarından olan ipek poşu, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası'nın (DTSO) Sosyal Destek Programı (SODES) çerçevesinde yürütüğü "Silk Puşi Projesi" kapsamında modacı Cemil İpekçi tarafından tasarımları yapılan ve geleneksel ipek poşudan üretilen koleksiyonla tanıtıldı.

"İpek ve Aşk" temasının işlendiği defileyi, Tuğba Özay, Funda Barın, Yelda Kara, Zafer Alpat, Sinem Sülün, Bekir Çoşar ile Diyarbakırlı mankenlerin de aralarında bulunduğu mankenler tarihi Keçi Burcu'nun büyülü atmosferinde sergiledi.

Diyarbakır'da TSO'ya ait tezgahlarda genç kızlar tarafından dokunan ve İpekçi'nin İstanbul'daki atölyesinde hazırlanan 45 parçalık koleksiyon, izleyenlerin büyük beğenisini kazandı.

Defilede, ayrıca bir firma tarafından defile için yöreye özgü 22 ayar altın ve pırlantanın bir arada kullanıldığı mücevherler sunuldu.

Koreografisini Yasin Say'ın, müzik direktörlüğünü Ayhan Topaloğlu'nun yaptığı defilede, Türkçe, Kürtçe ve Ermenice müzikler çalındı.

Defilede bir kostüm tanıtan Tuğba Özay, iki şarkı da seslendirdi. Kürtçe "Sizi seviyorum" diyen Özay, İpekçi'yi de sahneye Kürtçe "O da sizi seviyor" diyerek davet etti.

İpekçi, "tüm insanların aşk ve sevgiden dolayı birbirine yakın olduğunu, sonra aşk ve sevginin belli kalıplara sokulduğunu" belirterek, şunları söyledi:

"Birbirimizi dışlar, birbirimizle kavgalar ederiz. Hepimiz Rabbın kelebekleri değil miyiz? Farklı yerlerde ve farklı biçimlerde. Ama onlar kadar renkli ve onlar kadar kısacık bir hayatımız var. Yani bir dakika bile evrene göre yaşamıyoruz. Bu bir dakika için 'bu toprak senin, bu toprak benim, sen siyahsın, ben beyazım, öbürü burada doğmuş...' Sadece kavgalar ediyoruz. Aslında insan olduğumuzu unutuyoruz. Hepimiz aynı şekilde doğuyoruz. Hepimizin gittiği yer de aynı."

Hayatında zor bir savaş geçirdiğini söyleyen İpekçi, 68 kuşağının getirdiği kuvvet ve güçle bu yıl meslek hayatında 40 yılını kutlayacağını dile getirdi.

"Yıllardır bazı meslektaşlarım tarafından alaya alındım. Ne şile bezinden ne Anadolu'nun, Doğu'nun, Güneydoğu'nun o güzel esintilerinden, sanatından hiç vazgeçmedim" diyen İpekçi, "dünyada en büyük ödülleri Batı taklidi ile değil, bunlarla aldığını" kaydetti.

İpekçi, şöyle konuştu:

"Batı da bunu söylediğine göre demek ki ben haklıymışım. Ben alaturkayım. Her ne kadar da muhafazakarlığım çarpıtılsa bile ben muhafazakarım. Çünkü muhafazakarlığın inançla hiçbir alakası yoktur. Adetlere sahip çıkmaktır, büyüklerine saygı göstermektir. Ben Diyarbakır'ı, Doğu ve Güneydoğu'yu da ayrı bir yer olarak almıyorum. Çünkü ben bu ülkenin çocuğuyum. Bu ülkenin çocuğu olduğuma göre bu ülkenin her milimetre karesi benim. Ben hepinizin İpekçisiyim. Hepimiz benle zaman zaman gülüyorsunuz, zaman zaman eğleniyorsunuz. Pembe mayomu görüp birbirinize gösteriyorsunuz. Ama sizleri ağlatmıyorum, en azından güldürüyorum. Çünkü ağlatanları da çok kınıyorum."

İpekçi, Mardin'in Kızıltepe ilçesinde bir okul açacağını, İdil'de "Berivan" bebeklerini yaptıklarını belirterek, dünyaya o bebekleri tanıtacaklarını ve Diyarbakır'da da bir tasarım merkezi açmak istediğini aktardı.

Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu da İpekçi'yi ağırlamaktan mutluluk duyduklarını belirterek, "Rüyalarımızın gerçekleşmesi bizim için çok önemli. Aslında bu bizim de rüyamız. Diyarbakır'da bu gecelerin çok yoğun yaşanmasını istiyoruz ve gerçekleşmesini diliyoruz. Bu gece güzel bir gece. İnşallah ipeğimizi ve sevgimizi tanıtmaya önemli bir adım atacağız. Bu adımı atarken sizin desteğinizi hiç unutmayacağız. Bütün Diyarbakırlılar adına size şükranlarımı sunuyorum" dedi.

"Yürek buluşmalarını çoğaltmamız lazım"


Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ise organizasyon için Diyarbakır halkı adına İpekçi'ye teşekkür etti.

İpekçi'nin anlamlı konuştuğunu belirten Baydemir, şunları söyledi:

"İpekçi yürekten konuştu ve yüreğinden yüreğimizle buluştu. Hakikatten bu yürek buluşmalarını çoğaltmamız lazım. Tam da bugün, bu ülkenin, coğrafyamızın yani Anadolu insanıyla Mezopotamya insanının böylesi ortamlara ihtiyacı var. Artık bizim cenaze merasimlerinde değil, böylesi merasimlerde defilelerde buluşmamız lazım. Bunu ülkemize, insanımıza mutlaka ama mutlaka yaşatmamız lazım."

Daha sonra Vali Mutlu, İpekçi'ye, Baydemir, TSO Başkanı Galip Ensarioğlu'na, TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy ise defileye katkıda bulunanlara plaket verdi.

Defileye, Silk&Cashmere Üst Yöneticisi Ayşen Zamanpur, TÜYAP Genel Müdürü İlhan Ersözlü, iş dünyasının tanınmış isimlerinden Nadire İçkale, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile çok sayıda davetli katıldı.

Öte yandan, Diyarbakır'a ait yaklaşık 120 yıllık eski kostümler de cansız mankenlere giydirilerek sergilendi. Defile kokteylle sona erdi.
 

Keçi burcu

Sur ilçesindeki Benu Sen Mahallesi'nde Doğu Roma döneminde 100 metre yüksekliğinde kaya kitlesinin üzerine tapınak olarak inşa edilen ve Şemsiler (güneşe tapanlar) tarafından kullanılan, Mervaniler döneminde ise Diyarbakır surlarına katılan Keçi Burcu, Kültür ve Turizm Bakanlığınca 2004 yılında restore edildi.

82 burç arasında bugüne ulaşabilen 76 burçtan biri olan Keçi Burcu, "Kültür Varlıklarının Kullandırılması Projesi" kapsamında TSO'ya 10 yıllığına tahsis edilmişti.