Diyarbakır Barosu'ndan 'anayasa teklifini geri çekin' çağrısı
Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen, TBMM'de görüşülen Anayasa değişikliği teklifinin geri çekilmesi çağrısında bulundu. Özmen, "Bu haliyle yapılması istenen anayasal değişiklikler anayasayı toplumsal sözleşme olma vasfından uzaklaştıracak hatta kaybettirecektir" dedi.
cumhuriyet.com.trDiyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen, TBMM'de görüşülen Anayasa değişikliği teklifine ilişkin yaptığı açıklamada, "Siyasi partiler, sivil toplum örgütü ve kuruluşlarının yani toplumun tüm kesimlerinin hazırlık sürecine dahil edileceği demokratik, özgürlükçü ,evrensel insan haklarına dayalı ülkedeki bütün farklılıkları ve zenginlikleri gözeten yeni bir anayasa yapım sürecinin başlatılmasını; mevcut değişiklik taleplerini içeren paketin sorunların çözümüne katkı sunmayacağı inancı ve yeni sorun alanları yaratacağı kaygısıyla meclis gündeminden çekilmesini talep ediyoruz"dedi.
Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülmekte olan Anayasa değişikliği teklifine ilişkin basın açıklaması yaptı. Olağanüstü Hal koşullarının yaşandığı bugünlerde olağan dönemlerin de kaderini belirleyecek ülkenin bütün bir hukuk ve siyasal sistemini etkileyecek bir anayasa değişikliği sürecine tanıklık edildiğini belirten Özmen, "Böylesi bir Anayasal değişikliğin bütün toplumu ve ülke geleceğini ilgilendirmesi nedeniyle hazırlanma sürecine, teklif, görüşme ve oylama süreçlerinde toplumsal tüm kesimlerin katılım ve temsiliyetinin sağlanması anayasa yapım süreçlerinin ve demokrasinin bir gereğidir. Anayasa değişiklik teklifinin ülke gündemine getirildiği ilk andan itibaren uyulması gereken demokratik/anayasal teamüllere ve hatta mevcut anayasanın öngördüğü usule aykırı davranıldığı herkesçe gözlemlenmektedir. Muhalefette bulunan siyasi partiler, toplumun farklı kesimleri ile sivil toplum örgütlerinin bütün uyarıları görmezden gelinmiş, devam eden süreçte teklifin komisyona getirilmesi, kamuoyunda tartışılması, hukuk ve yargı sistemini ne yönde etkileyeceği konusundaki itirazlar ve beklentiler siyasal iktidarca dikkate alınmamıştır. Dolayısıyla yapılması istenen değişikliklerden önce yapılış usullerindeki bu aykırılıklar ve yapılması istenilen değişiklikler, anayasayı toplum-birey merkezli olmaktan çıkarıp, tamamen devlet lehine bir sözleşme şeklini almasına neden olacaktır.Bu haliyle yapılması istenen anayasal değişiklikler anayasayı toplumsal sözleşme olma vasfından uzaklaştıracak hatta kaybettirecektir"diye konuştu.
"BAŞKANLIK DAHİL TÜM DEMOKRATİK SİSTEMLER TARTIŞILMALI"
Başkanlık sistemi dahil olmak üzere bütün demokratik sistemlerin tartışmaya açılmasının makul ve kabul edilmesi gereken gelişmeler olduğunu belirten Baro Başkanı Özmen, "Ancak, yaşanılacak bu değişim sürecine toplumun ihtiyaçları ve katılımının ne ölçüde bu dinamizme uygun bir şekilde harekete geçirildiği hiç tartışılmadan hatta üzeri örtülerek gerçekleştiriliyor olmasını kabul etmek mümkün değildir. Yapılmak istenilen Anayasa değişikliği ile zaten sorunlu olan yargı sisteminde, ağır aksak işleyen yasama ve yürütme faaliyetlerinde yapısal çözümler yerine adeta bu erklerin tek elde birleştirilmesi çözümsüzlükte ısrarın tezahürüdür. Demokratik parlamenter sistem bu haliyle bile yetkileri kuvvetler ayrılığını redde dayanan Cumhurbaşkanlığı sisteminden evladır. Yaşadığımız ve içinden geçtiğimiz bu dönemde çoğulcu siyasal rejimi, meclisi ve yargıyı aynı otoritenin hakimiyet alanına çekmenin ne derece demokratik olduğu izaha muhtaçtır. Ülkemizde sorunlu olan demokratik sistemin iyileştirilmesi ve güçlendirilmesi gerekirken, henüz bu demokratik olgunluk tam olarak gerçekleştirilmeden yasama, yürütme ve yargı yetkilerinin kişilerden bağımsız olarak bir siyasal partinin liderine tevdi edilmesi, sadece bugünün veya iktidarda olan partinin değil, başkaca siyasal odakların da gelecekte toplum karşısında pervasız ve denetimsiz olacağı kaygısını gözler önüne sermektedir"dedi.
Anayasa'nın toplumsal barışı önceleyen, bütün farklılıklara güvence tanıyan bir metne dönüştürülmesi gerektiğini kaydeden Özmen, "Sadece içinde olduğumuz zamana göre değil gelecek perspektifine de anayasa metninde ve ruhunda yer vermelidir.Bir darbe ürünü olan ve toplumun ihtiyaçlarını karşılamayan bundan dolayı da defalarca değişikliğe uğrayan mevcut 1982 Anayasası'nın yerine yeni bir anayasaya ihtiyaç duyulduğuna ilişkin görüşümüzü bir kez daha tekrarlamak isteriz. Toplumun ihtiyacı olan, demokratik, sivil ve kuvvetler ayrılığına dayanan yeni bir anayasadır. Siyasal iktidardan siyasi partilerin,sivil toplum örgütü ve kuruluşlarının yani toplumun tüm kesimlerinin hazırlık sürecine dahil edileceği demokratik, özgürlükçü, evrensel insan haklarına dayalı ülkedeki bütün farklılıkları ve zenginlikleri gözeten yeni bir anayasa yapım sürecinin başlatılmasını; mevcut değişiklik taleplerini içeren paketin sorunların çözümüne katkı sunmayacağı inancı ve yeni sorun alanları yaratacağı kaygısıyla meclis gündeminden çekilmesini talep ediyoruz" diye konuştu.