"Diyanet'in görüş beyan etmemesini istemek haksızlık"

Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından Sapanca'da düzenlenen "İl Müftüleri Semineri Sonuç Bildirgesi"nde, kürtajın dünya ölçeğinde hemen her dinin üzerinde ısrarla durduğu ve görüş beyan ettiği konular arasında yer aldığı belirtilerek, "Dini olan bir meselede Diyanet'in görüş beyan etmemesini istemek haksızlıktır" denildi.

cumhuriyet.com.tr

Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından Sapanca'da düzenlenen "İl Müftüleri Semineri Sonuç Bildirgesi" açıklandı. Gündeme ilişkin konuların yer aldığı Bildirge'de, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in seminerin açılışında kürtaja ilişkin yaptığı açıklamaların "Diyanet'in siyasete müdahalesi" şeklinde algılanmasının büyük bir haksızlık olduğuna dikkat çekildi. Bildirge'de kürtajın dünya ölçeğinde hemen her dinin üzerinde ısrarla durduğu ve görüş beyan ettiği konular arasında yer aldığı kaydedilerek, şöyle denildi:
"Özü itibariyle dini olan bir meselede, 'Meselenin politik, ekonomik, sosyal, bilimsel, hukuki, psikolojik ilgisi var' diye Diyanet'in görüş beyan etmemesini beklemek hatta istemek haksızlıktır. Görevini yapmasından dolayı sıfatı ne olursa olsun hiç kimse, Diyanet'i kınama hak ve salahiyetini kendinde görmemelidir. Diyanet'i siyasi tartışmaların malzemesi veya tarafı haline getirmeye çalışmak ve Diyanet üzerinden siyaset yapmak hem yüce dinimize hem milletimizin yüksek inanç değerlerine hem de Diyanet İşleri Başkanlığı'nın din-siyaset ilişkisine dair yerleşik teamüllerine yapılabilecek en büyük haksızlıktır."


"Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhuriyet'in temel kurumlarından biridir"

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Cumhuriyet'in en temel kurumlarından biri olduğu vurgulanan Bildirge'de, "Başkanlığın yaşam hakkı ve insan bedeninin değeri konusundaki belli başlı hassasiyetleri dikkate alarak kamuoyunu bilgilendirmesinin Diyanet İşleri Başkanlığı'nın toplumu din konusunda aydınlatma görevinin bir parçası ve varlığının gereği olduğu" ifade edildi. Kürtaja ilişkin düzenlemelerin yasal müdahalelerle ya da yasaklayıcı önlemlerle ele alınmasının sorunu çözmeye yetmeyeceği aktarılan Bildirge'de, şöyle devam edildi:
"Kürtaj meselesinin sadece bir kadın meselesi olarak ele alınması büyük bir haksızlıktır. Zira tarih boyunca bu meselenin en büyük sorumlusu, en büyük müsebbibi erkekler iken, en çok ıstırabını çekenler, mazlum ve mağdur olanlar da hep kadınlar olmuştur. Başkanlığımız ilerleyen günlerde bu konuda bir rapor hazırlayarak kamuoyunu bilgilendirecektir."


"Çocuk yaşta evliliği, dinen meşrulaştırmaya çalışmak büyük yanlıştır"


"Çocuk yaşta zorla evlendirilmenin, insanın onuruna uygun bir şekilde hayatın sürdürülmesi hakkının ihlali" olduğu belirtilen Bildirge'de, "Hayat hakkını, insanın onuruna uygun bir şekilde hayatın sürdürülmesi hakkını gasp etmek ve bu hususta çocukları istismar konusu yapmak asla kabul edilemez. Bu bağlamda kamuoyunda 'çocuk gelinler' olarak bilinen kız çocuklarını, anne olma ve aile kurma sorumluluğuna sahip olmadan, rızası dışında evlendirmeye zorlamak ve söz konusu uygulamaları nikahta rıza/irade hürriyetini şart koşan İslam dininden hareketle meşrulaştırmaya çalışmak büyük bir yanlışlıktır" denildi.

"Diyanet, bütün vatandaşlarımızın hizmet taleplerine cevap verme gayretindedir"

Türkiye'nin başta terör olmak üzere pek çok sorunla karşı karşıya olduğu belirtilen Bildirge'de, bütün dinlerin ibadet mekanları dokunulmaz olduğunun altı çizildi. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, "tüm inanç yapılarının dokunulmazlığı noktasında İslam'ın ilke ve değerlerini korumak ve hatırlatmak zorunda" olduğu dile getirilen Bildirge'de, şunlar yer aldı:

-Alevi vatandaşlarımız başta olmak üzere Caferi, Bektaşi ve Nusayri vatandaşlarımızın dini ihtiyaç ve taleplerine kulak vermek, ertelenemeyecek bir gerekliliktir. Diyanet İşleri Başkanlığı, siyasi, mezhebi ya da kültürel tercihleri ne olursa olsun bütün vatandaşlarımızın hizmet taleplerine cevap vermeye gayret etmektedir.

-Camilerin İslam kültür ve medeniyetinin kadim estetik anlayışı doğrultusunda inşa edilmesine ve kadın, çocuk, yaşlı ve engellilerin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak düzenlenmesine özen gösterilmelidir.

-Merkezi ezan ve merkezi vaaz uygulamasına son verilmesi yönünde başlatılan çalışmalar ve özellikle yüz yüze vaaz projesi devam ettirilmeli ve her bir görevlimizin camisinde vaaz edebilecek noktaya getirilmesi için başlatılan hizmet içi eğitim seferberliği devam etmelidir.

-Başkanlığımız insan odaklı bir personel politikasını egemen kılma gayretindedir. Adalet, eşitlik, hak, hukuk, liyakat, yetenek ve kabiliyet gibi niteliklerin öne çıkarılmasına çalışılmaktadır.

-Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak görev yapan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Meslek Dersleri öğretmenleri ile ilahiyat fakültelerinin öğretim kadrolarıyla işbirliğine gidilmelidir. Kur'an-ı Kerim ve Siyer derslerinin okullarda seçmeli olarak okutulmasına yönelik bir gelişme, Başkanlığımızın hizmet politikalarını gözden geçirmesini zorunlu kılmaktadır.

-Yaz tatili dönemlerindeki Kur'an kursları, çocuklarımızın kendisiyle ve toplumla barışık iyi birer insan olarak yetişmesi, din konusunda doğru ve sağlıklı bilgi edinmeleri, din eğitimini yeterli düzeyde, zamanında ve doğru bir yöntem ve içerikte almaları anne-babaların sorumluluğunun bir parçası olduğu gibi, toplumsal bütünlüğümüz, yavrularımızın ileride yanlış telkinlere maruz kalmaması, manevi boşluğa düşmemesi, dini kimliklerinin inşası ve özgüvenlerinin yüksek olması açısından da son derece önem arz etmektedir. Yaş sınırının kaldırılmış olması sevindirici bir gelişmedir.