Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, protokolde hızla yükselirken, farklı alanlarda da görünür oldu

İlahiyatçı ve felsefeci Prof. Dr. Şahin Filiz, Diyanet’e görev alanı dışında misyon yüklenmeye çalışıldığını belirterek, “Diyanet’in asıl öne çıkması gereken yer, tarikat ve cemaatlerle mücadele” dedi.

Sefa Uyar

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 30 Ağustos Zafer Bayramı’ndaki protokolde Genelkurmay Başkanlığı’nın önüne geçerken adli yıl açılışından subay ve astsubayların diploma törenine kadar farklı alanlardaki törenlere katıldı ve dua okudu. İlahiyatçı ve felsefeci Prof. Dr. Şahin Filiz, Diyanet’e görev alanı dışında misyon yüklenmeye çalışıldığını belirterek “Laikliğe aykırı olduğunu kesinlikle söylemek gerekiyor” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok” açıklamasını anımsatan ve “Taliban’la uluslararası ilişkide hava yaratılmak mı isteniyor? Bu gelişmeler, bu ifadelerin fiiliyata dökülmüş hali mi” sorularını yönelten Filiz, “Böyle bir niyet varsa bunun karşılığı olmaz, ters teper” diye konuştu.

İlahiyatçı ve felsefeci Prof. Dr. Filiz, Diyanet’in son dönemde öne çıkmasını Cumhuriyet’e değerlendirdi. 

‘AMACI DIŞINDA’

Diyanet’in Türkiye Cumhuriyeti’nin laik bir kurumu olduğuna işaret eden ve aynı zamanda özerk olduğunu ve bu özerkliği de laiklikten aldığını vurgulayan Filiz, “Diyanet’in, sadece din işleri ile ilgili düzenlemelere yönelik anayasal yükümlülüğü ve sorumluluğu var. Bu yükümlüğünün dışına çıkması, kuruluş amacına da aykırı” dedi. “Diyanet, bir şeyhülislamlık mı? Yoksa Vatikan türü bir dini merkez olma yolunda mı” sorularını yönelten Filiz, “Her iki durum da İslam dininin özüne ve doğasına aykırı. Eğer Müslümanları temsilen böyle şeyler yapılıyorsa, bu sadece Diyanet’in yorumladığı şekilde Müslüman olanları kapsar. Milyonlarca Müslümanı dışarıda bırakır” ifadelerini kullandı. Diyanet’e, devletin diğer laik kurumlarında, kendi üstüne vazife olmayan yerlerde rol biçildiğini söyleyen Filiz, “Diyanet’in asıl öne çıkması geren yer, tarikat ve cemaatlerle mücadele. Diyanet; tarikatların, cemaatlerin Türk halkını manipüle edici, sağlıksız dini bilgiler vermesini önlemek gibi kendi sorumluluk alanında öne çıkmalı” diye konuştu.

Son süreçte yaşananların bazı soruları akla getirdiğini söyleyen Filiz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok” açıklamasını anımsattı. Filiz, “İnsanların tarikat ve cemaatlere karşı gittikçe soğumasını, Diyanet’i öne çıkararak yumuşatma niyeti mi var? Acaba, Taliban’ın Afganistan’da fiilen yönetime geçmesinden yola çıkarak, Diyanet yoluyla dini vurguyu çok önemli kurumlarda daha fazla görünür hale getirmek ve bu yolla da Taliban’la uluslararası ilişkide belirli bir hava yaratılmak mı isteniyor? Yaşananlar, ‘Bizimle aynı düşüyorsanız sizden de dini devlet nezdinde daha görünür hale getiren hamleler bekleriz’ şeklinde gelebilecek talebin karşılığı mı? Bu gelişmeler, bu ifadelerin fiiliyata dökülmüş hali mi? Teori pratiğe mi dönüşüyor?” sorularını yöneltti. Filiz, eğer bu yönde düşünce varsa, Taliban’ın, laik bir kurum olan Diyanet’i meşru kabul etmeyeceğini ve tanımayacağını söyledi. Prof. Dr. Şahin Filiz