Diyabette birinciliğe koşuyoruz
Türkiye’de 6 milyon 400 bin kişi diyabet (şeker) hastası ve bu hastaların neredeyse yarısı farkında bile değil. Ege Üniversitesi Nefroloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ercan Ok, kontrol altına alınamayan diyabetin başta böbrek yetmezliği olmak üzere birçok sağlık problemini de beraberinde getirdiği uyarısında bulundu.
SİBEL BAHÇETEPEDiyabet, dünyada küresel bir sorun haline gelen hastalıklardan. Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (IDF) 2015 yılında açıklanan “Diyabet Atlası”na göre, dünyada 11 yetişkinden 1’i diyabetli. 2 diyabetli yetişkinden 1’ine ise teşhis konulmamış yani diyabetli olduğunu bilmiyor. Küresel sağlık harcamalarının da yüzde 12’si diyabete harcanıyor, bu da yaklaşık 673 milyar doları buluyor. Diyabet hastalarının dörtte üçü de düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerde yaşıyor. Her 6 saniyede 1 kişi diyabet hastalığından hayatını kaybediyor.
Böbreği vuruyor
14 Kasım Dünya Diyabet Günü öncesinde açıklama yapan Prof. Dr. Ercan Ok, Türkiye Diyabet Vakfı’nın yaptığı son araştırmaları anımsatarak “Türkiye’deki diyabet hastası oranı yaklaşık 2 kat artarak yüzde 7.6’dan yüzde 13.4’e çıktı. Diyabet hastası sayısı bakımından Türkiye, Rusya ve Almanya’dan sonra üçüncü sırada yer almakta. Ayrıca tüm Avrupa ülkeleri içinde diyabette en hızlı artış da Türkiye’de görülüyor” dedi. Ok, “Günümüzde diyaliz tedavisi gören hastaların yüzde 30 ila 40’ının böbrek yetmezliğinin temelinde diyabet var. Gelecekte böbrek yetmezliği ve diyalize maruz kalmamak için, diyabetin kontrol altında tutulmasını zorunlu kılıyor” diye konuştu.
Hastalar mücadeleyi bırakmamalı
Prof. Dr. Ercan Ok, diyabet hastalığının ilerleyen dönemlerde böbrek yetmezliğine dönüşmemesi için bir dizi önlemler alınması gerektiğini kaydederek şöyle devam etti: “Diyabet tedavisinde hekime ve hastaya önemli görevler düşüyor. Çünkü diyabeti kontrol altında tutarak sağlığı muhafaza etmek mümkün. Tüm önlem ve çabalara karşın diyabet ile karşı karşıya kalarak ardından böbrek yetmezliği gibi istenmeyen bir sonuç ile karşılaşma durumunda, hastalar her şeye karşın mücadeleyi ve kontrolü elden bırakmamalıdır.”