DİSK'ten Anayasa paketi açıklaması

DİSK, toplumun yeni bir anayasa ihtiyacı ve beklentisine dikkati çekerek, bu gereksinim ne denli güncel ise temsili yetkiyi kullanan vekillerin iradesinin yeni anayasa arayışından o ölçüde uzak olduğu görüşünü açıkladı.

cumhuriyet.com.tr

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve Genel Sekreteri Tayfun Görgün'ün yaptığı yazılı açıklamada, anayasa değişikliği paketine ilişkin değerlendirmelere yer verildi.
Olağan dönemde anayasa yapmanın zor bir süreç olduğu ve bunun yol ve yönteminin belirlenmesi gerektiğine işaret edilen açıklamada, ''Yeni bir anayasa, Türkiye toplumunun ihtiyacı ve beklentisidir. Fakat, bu gereksinim ne denli güncel ise temsili yetkiyi kullanan vekillerin iradesi, yeni anayasa arayışından o ölçüde uzak'' denildi.

Yeni bir anayasayı ciddi olarak tartışabilmek için yenileme konusunda samimi bir siyasal iradenin ortaya çıkması gerektiği ifade edilen açıklamada, görünürde böyle bir iradenin olmadığı savunuldu.

Açıklamada, DİSK'in, Anayasa'nın tümden yenilenmesi görüşünü muhafaza ettiği belirtildi ve hazırlanacak yeni anayasanın içeriği kadar, hazırlama yol ve yönteminin de önem taşıdığına işaret edilerek, şu görüşlere yer verildi: ''Bu bakımdan, öncelikle, yeni anayasa arayışı yolunda sağlanan birikimin bir araya getirilmesi ve bunların ortak bir çaba ile yeni bir eşiğe taşınması gerekir. Siyasal aktörler, çalışmaları bu yöne kanalize etme konusunda kolaylaştırıcı bir iradeyi ortaya koyabilmelidir. Söz konusu çalışmalar, yeni anayasa için oluşturulacak bir 'Kurucu Meclis' için bir ön uzlaşma zemini oluşturacaktır. Bu süreçte, TBMM devre dışı kalmayacak, halkoyu ile seçilen Kurucu Meclis tarafından hazırlanacak Anayasa, yeniden halkoyuna sunulmadan önce TBMM'nin teyidine sunulacak.

Böyle bir yolun açılması için, Hükümetten beklentimiz, yeni TBMM'nin elden geldiğince geniş bir temsili özelliğe sahip olabilmesi için yüzde 10 seçim barajını kaldırması veya en azından yüzde 5'e indirmesi.''
 

''Hükümetin yaptığı, neyin yapılmaması gerektiğini sergilemek"

DİSK açıklamasında, kısmi bir anayasa değişikliğinin, yıllardır yeni anayasa arayışı içerisinde olan Türk toplumundaki umudu zedeleyebileceği savunularak, ''Yöntem açısından, anayasa değişiklik sürecine yabancı bir tablo karşısında bulunuyoruz. Çünkü Hükümetin yaptığı, adeta neyin yapılmaması gerektiğini sergilemek olmuştur'' denildi.

Pakette değişiklik önerilerinin geniş bir yelpazeye yayıldığı ve birbiriyle ilişkili ve ilişkisiz birçok madde ve konu bulunduğu belirtilen açıklamada, sendikal hak ve özgürlükler, sosyal devlet ilkesi ile çelişen kısıtlamalar, yasama dokunulmazlığı ve diğer sorunlu maddelerle ilgili değişiklik önerilerinin yer almaması eleştirildi.

Açıklamada, değişiklik paketinde, yürütme ve yasamanın yargı üzerinde güdümüne odaklandığının görüldüğü ileri sürülerek, cumhurbaşkanının konumu bakımından da 1982 Anayasası metninden bile geride bir konum öngörüldüğü savunuldu.

Pakette, haklar için öngörülenlerin de sorunlu ve çelişkili olduğu, sosyal hakların kamu görevlilerinin göstermelik toplu sözleşme hakkı ile sınırlı tutulduğu ifade edilen açıklamada, bu hakkın da aslında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından tescil edildiği ve Hükümete düşen görevin, Mahkemenin kararı doğrultusunda uygulamaya dönük önlemler alması olduğu kaydedildi.

Grev hakkına ise pakette yer verilmediği belirtilen açıklamada, siyasal partilere ilişkin düzenlemede de kapatma nedenlerine dokunulmadığı kaydedildi.

Açıklamada, ''Hükümetin yeni Anayasa paketinde, bütünsel bir bakış açısı yerine, el yordamı yöntemi ile Hükümet ve TBMM'de sahip olduğu çoğunluk için rahatsızlık yaratan kurumlar hedef alınmış. Böyle bir yaklaşım tarzı ile girişilen değişiklikler, üstelik bir referandum zorlamasıyla anayasalaşırsa, sorun çözmekten çok, yeni sorun ve çatışmaların kaynağı haline gelebilir'' denildi.

''Paket geri çekilmeli"

Açıklamada, şu önerilere yer verildi: ''Yapılması gereken, bu 'anayasa değişikliği paketi'ni geri çekmek, bunun yerine, şimdilik, temel yasalardan Anayasa'nın yürürlükteki haline bile aykırı düşen maddeleri ayıklamak olmalıdır. Bu yasaların başında, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Kanunu, Siyasal Partiler Kanunu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, Sendikalar Kanunu ve Toplu Sözleşme Grev ve Lokavt Kanunu gelmektedir. Adı geçen yasalarda yapılacak iyileştirmeler, öncelikle eşikteki siyasal ve anayasal krizin önüne geçilmesi bakımından yaşamsaldır. Bunun yanı sıra, yasalardan mevcut Anayasa'ya aykırı hükümlerin ayıklanması, insan hakları ve demokratikleşme bakımından önemli açılımlar sağlayabilir. Böyle bir yasama faaliyeti, ülkemizin gelecek yıl yapılacak yasama seçimlerine daha demokratik bir hukuk düzeninde gitmesini sağlar. Sonuç olarak yöntem bakımından sorunlu, içerik bakımından çok tartışmalı, sonuçları bakımındansa çok riskli bir kısmi anayasa değişikliği yolunda ısrarcı olmaktansa, şimdilik acil yasal düzenlemelerle yetinilmesi, anayasal ve siyasal istikrara olduğu gibi demokratikleşmeye de katkı sağlayacağını düşünüyoruz.''