Dış ticaret açığının azalması ne pahasına sağlanıyor?

İthalatın düşerken ihracatın artması sonucu dış ticaret dengesinin azalması, pozitif bir gelişme olarak algılanıyor. Ancak ekonomist Mahfi Eğilmez, bu tablonun Türkiye'nin ihraç ettiği her bir maldan daha az para kazanırken, ithal edilen her bir mala daha fazla bedel ödenmesi sayesinde gerçekleştiğini vurguluyor.

BBC Türkçe

Getty Images

TÜİK tarafından son açıklanan verilere göre Türkiye'nin ihracatı artıyor, buna karşılık ithalatı düşüyor ve dolayısıyla dış ticaret açığı daralıyor. Dış ticaret açığının daralması cari açığın da azalmasını sağlıyor.

Önce bu durumu TÜİK'in verilerinden yararlanarak ortaya koyalım.

2018

İhracat (FOB)

 

İthalat (CIF)

 

Dış ticaret dengesi

 

İhracat/İthalat

Aylar

Milyar Dolar

Değişim (%)

Milyar Dolar

Değişim (%)

Milyar Dolar

Değişim (%)

(%)

Ocak

12,4

10,6

21,5

38,0

-9,1

109,2

57,8

Şubat

13,2

8,8

18,9

19,7

-5,8

54,9

69,4

Mart

15,5

7,5

21,4

12,7

-5,9

29,3

72,6

Nisan

13,8

7,7

20,6

15,6

-6,7

36,1

67,4

Mayıs

14,3

5,0

22,1

5,5

-7,8

6,3

64,6

Haziran

12,9

-1,5

18,5

-3,8

-5,5

-8,7

70,1

Temmuz

14,1

11,5

20,1

-6,7

-6,0

-32,4

70,1

Ağustos

12,4

-6,7

14,8

-22,7

-2,5

-58,6

83,4

Eylül

14,5

22,4

16,3

-18,3

-1,9

-77,1

88,5

Tabloya göre ihracat geçen yıla göre genel olarak yükseliş içinde. Buna karşılık ithalat da genel olarak bir gerileme içinde görünüyor ve bu gelişimin sonucu olarak da dış ticaret açığı azalıyor.

<haber-dikey:1138371>

Bu durum son ayda iyice belirgin bir biçimde ortaya çıkmış bulunuyor: Eylül ayında ihracat yüzde 22,4 oranında artarken ithalat yüzde 18,3 oranında gerilemiş, dış ticaret açığı da yüzde 77,1 oranında azalmış.

Bu görünüm ihracatın ithalatı karşılama oranına da benzer biçimde yansıyor. Eylül ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 88,5'e yükselerek rekor kırmış görünüyor.

Büyümedeki düşüşten soyutlayarak bakarsak ilk bakışta sevindirici görünen bu gelişmenin gerçekte o kadar sevindirici olup olmadığını anlayabilmek için biraz daha ayrıntıya girmemiz, daha derin bir analiz yapmamız gerekiyor.

Önce bu analizde kullanacağımız bazı kavramları tanımlayalım:

  • Dış ticaret açığı: İhracat ile ithalat arasında ihracat aleyhine oluşan farktır. Bir ülke ihraç ettiği malların değerinden daha fazla değerde mal ithal ediyorsa o ülkenin ödemeler dengesi dış ticaret açığı veriyor demektir. Türkiye, geleneksel olarak dış ticaret açığı veren bir ekonomidir. Ekonomisinin canlı olduğu, büyümenin yüksek olduğu dönemlerde dış ticaret açığı artar, tersi durumlarda ise azalır. Çünkü Türkiye'de üretimde kullanılan girdilerin önemli bir bölümü (yaklaşık yüzde 65'i) ithal mallardan oluşur. Ekonomik büyümesi yükseldikçe üretimi artar, üretimi arttıkça ithalatı artar ve dolayısıyla dış ticaret açığı artar. Dış ticareti etkileyen önemli unsurlardan birisi de kurdur. TL, yabancı paralara ve özellikle de ihracat ve ithalatın yoğun olduğu bölgelerin parası olan Dolar ve Euro'ya karşı değer kaybettikçe ihracat artar, ithalat düşer.
  • Ticaret haddi: Alınan ve satılan malların miktarı ve bu malların değişim oranını gösteren ölçüdür. Belirli bir dönemde alınan ve satılan malların fiyatları karşılaştırılarak o dönemdeki kayıp ya da kazanç ölçülebilir.
  • Değer endeksi:Toplam ihracat ve ithalat değerlerinde meydana gelen değişimi ölçmekte kullanılan bir endekstir. Değer endekslerinin hesaplanmasında temel yıl dolar değerleri kullanılır. TÜİK'in kullandığı değer endeksinde temel yıl 2010 = 100 olarak alınıyor. Buna göre endeksin 100'ün üzerinde olması ihracat veya ithalat değerinin temel yıla göre daha fazla olduğu, düşük olması ise daha az olduğu anlamına geliyor.
  • Miktar endeksi: İhracat ve ithalat miktarlarındaki değişmeleri göstermeye yarayan endekstir. Bunda da temel yıl 2010 = 100 olarak alınıyor ve endeksin 100'ün üzerinde olması ihracat veya ithalat miktarlarının temel yıla göre daha fazla olduğu, düşük olması ise daha az olduğu anlamına geliyor.
  • Dış ticaret hadleri: ihracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine oranlanmasıyla elde ediliyor. Dış ticaret haddinin 100'ün üzerinde bulunması; dış ticarete konu malları baz yılına göre pahalıya satıp, ucuza satın aldığımız için ülke lehine bir durumu, 100'ün altında olması ise ülke aleyhinde bir durumu gösteriyor.

Şimdi bu açıklamalara göre TÜİK'in 9 Kasım 2018 günü yayınladığı Eylül 2018 ayına ait Dış Ticaret Endeksleri tablosunun özetlenmiş halini ele alalım.

2010 = 100

2017 Eylül

2018 Eylül

Değişim (%)

Birim Değer Endeksleri

İhracat (Fob)

95,8

93,7

-2,3

İthalat (Cif)

89,9

92,2

2,6

Miktar Endeksleri

İhracat

129,9

162,6

25,2

İthalat

143,8

114,5

-20,3

Dış Ticaret Hadleri

106,6

101,6

-4,7

Tablo bize ihracat birim değer endeksinin 2017 Eylül'üne göre yüzde 2,3 azaldığını buna karşılık ithalat birim değer endeksinin aynı dönemde yüzde 2,6 arttığını gösteriyor.

Bu durumda ihraç edilen her birim maldan daha az para kazanırken ithal edilen her birim mala daha fazla bedel ödeniyor demektir.

Bir başka deyişle Türkiye'nin ihraç ettiği malların birim fiyatı düşerken ithal ettiği malların birim fiyatı artmıştır.

Bu durumda nasıl olmuş da ihracat artmış ithalat düşmüştür? Bu sorunun yanıtı da miktar endekslerinde saklı. Tablo ihracat miktar endeksinin yüzde 25,2 artmasına karşılık ithalat miktar endeksinin yüzde 20,3 düştüğünü gösteriyor.

Demek ki Türkiye daha fazla mal satarken daha az mal alıyor.

İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2017 yılı Eylül ayında 106,6 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi yüzde 4,7 azalarak, 2018 yılı Eylül ayında 101,6'ya düşüyor.

Değer ve miktar endeksini bir arada ele alınca daha çok malı daha ucuz fiyatla satarak ihracatı artırdığımız anlaşılıyor.

İthalatta ise tam tersi söz konusu. Çok daha az malı daha pahalıya almışız.