Dink cinayetini kadere bağladı
Dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü, Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç, Dink cinayeti davasında ilk kez ifade verdi. Dinç, “‘Düşünce aşamasındayken neden bir şey yapmadınız’ suçlamasıyla karşılaşıyoruz. Kaderin önüne geçemezsiniz” dedi.
CANAN COŞKUNAgos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davada şimdiye dek hiçbir duruşmaya katılmayan sanık Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç’in ifadesi alındı. Dinç savunmasında, “Kaderin önüne geçemezsiniz. O dönemde Trabzon’da kalsaydık önlerdik” dedi. Dinç, dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürü Reşat Altay’ın cinayet tasarısı ile ilgili bilgilendirilmemesi konusunda ise “Unuttuk, şöyle böyle oldu” dedi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada, tutuklu sanıklar eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve eski emniyet amiri Ali Fuat Yılmazer hazır bulundu. Tutuksuz sanıklar eski Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı, dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlileri Ercan Demir, Muhittin Zenit ve Hasan Durmuşoğlu ile Erhan Tuncel de duruşma salonunda yer aldı. Duruşmaya, Ogün Samast, Yasin Hayal, Hamdi Egbatan, Osman Gülbel, Ali Poyraz, Şükrü Yıldız, Mehmet Ali Özkılınç SEGBİS aracılığıyla görüntülü ve sesli olarak katıldı. Duruşmayı takip etmek için HDP Milletvekili Garo Paylan salonda yer aldı.
Dink cinayetinin tasarı aşamasında Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan, cinayetten sonra İstihbarat Daire Başkanlığı’na terfi ettirilen Dinç, kimlik tespiti sırasında 6 bin 500 TL aylık geliri olduğunu söyledi. “Kasten öldürmenin ihmali davranışla gerçekleşmesi ve görevi kötüye kullanma” suçundan 25 yıla kadar hapsi istenen Dinç, savunmasında cinayetin kendilerini üzen bir olay olduğunu ifade ederek, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diledi. Dinç cinayetten 7 ay önce valilik onayı ile Hukuk İşleri ve Soruşturma Şube Müdürlüğü’ne ve Bilgi İşlem Şube Müdürlüğü’ne atandığını, ardından da 2006’da Afyonkarahisar’a atamasının yapıldığını aktardı.
‘Kaderin önüne geçemezsiniz’
Hayal’i McDonald’s bombalama eyleminin ardından cezaevinden çıktıktan sonra takibe aldıklarını ifade eden Dinç, “Düşünce aşamasındayken neden bir şey yapmadınız suçlamasıyla karşılaşıyoruz. Düşünce ve niyet aşamasındaydı. Kaderin önüne geçemezsiniz. O dönemde Trabzon’da kalsaydık önlerdik. Bu bizden sonraki arkadaşların düşünmesi gereken bir konu. Paralel devlet yapılanması gibi yapıların güçlenmesi için görevden alması olduğunu düşünüyorum. Görevimden alınana kadar üzerime düşeni yaptığımı düşünüyorum” diye konuştu.
Uygulamaya geçince yakalanır
Mahkeme başkanının “Rapora göre Erhan Tuncel bir kişinin Yasin Hayal için TNT bulabileceğini aktarıyor. Erhan Tuncel araştıracağını söylüyor. Ama sonrasında bu araştırmaya, konuya dair bir bilgi yok. Bununla ilgili sizin bir çalışmanız oldu mu” sorusunu Dinç, “Bize günde böyle yüzlerce bilgi geliyor. Düşünce ve niyet aşamasındayken ne kadar ciddiye alınabilir bu bilgi. Uygulamaya geçtiği zaman zaten yakalanıp operasyon aşamasına geçilir” şeklinde yanıtladı.
‘Fikir daha anne rahmine düşmemişti’
Avukat Bakırcıoğlu’nun “İl asayiş toplantısında Dink’e suikast istihbaratı neden paylaşılmadı” sorusuna Dinç, “Fikir daha anne rahmine düşmemişti” diye yanıt verdi. Bakırcıoğlu’nun Hayal’in faaliyetlerinin TEM Şube tarafından takip edilip edilmediği sorusunu ise Dinç, “Bilemem” diye yanıtladı. Karadeniz’de silah temin etmenin güç olmadığını aktaran Dinç, “Hayal böyle biri. Organize suç örgütleriyle bağı var. ‘Ne pahasına olursa olsun öldürülecek’ ifadesi var. Bu fikrin somut ifadesi. Eğer fikirle insanları cezalandıracaksak...” dedi.,
‘Hedef şahıs programına alınması gerekirdi’
Dinç, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde göreve başladığında McDonald’s’a bombalı eylemin yapıldığını anımsatarak, “‘Bu grup bu eylemi yaptığına göre takip etmemiz gerekiyor’ dedim. Sonra arkadaşlarımız Erhan Tuncel’i buldular. Tuncel’den gelen bilgiler üzerine daha fikir aşamasındayken yapmaması için telkinlerde bulunduk biz. Bilgiler üzerine ‘Dink’in kamuoyundaki yeri, azınlık olmasını düşünerek bunu yazıya çevireyim’ dedim. Bu yazı İstihbarat Daire Başkanlığı’na gittiğinde ‘hedef şahıs programına’ alınması gerekirdi” dedi. Cinayet öncesinde dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’i 4 kez aradığını belirten Dinç, “Kendisi benim aramadığımı söylüyor ama ben Ahmet İlhan Güler’i her zaman arayacak değilim, muhabbet etmek için değil. Kendisine ‘bu şahsı korumak lazım. Böyle bir grup var. Bunu hedef seçtiler’ dedim. Mahşerde de bunu şey yapacağız” dedi. “Paralelle mücadele ederken paralelin darbesini yedik” diyen Dinç, İstihbarat Daire Başkanlığı sisteminde arama kayıtlarında kendisine ait arama kaydının çıkmadığını söyledi.
Suç kaydı 2012’de
Çapraz sorgu sırasında Dinç, hâkimin “‘Ses getirecek eylem yerine öldürülecek’ yazamaz mıydınız” sorusu üzerine, “Nasıl geldiyse öyle yazarız. Baktığınız zaman anlaşılıyor zaten. İstihbarat Şube Müdürü gidip kendi yazmaz yazıyı” dedi. Dinç, Erhan Tuncel’i bulup getirenlerin kendi arkadaşları olduğunu belirterek, “Şahısların hepsi gözaltına alındı o dönem. Bu şahsın suça karıştığı ile ilgili bilgi vermedi arkadaşlarımız. Erhan Tuncel’le ilgili suç kaydına 2012’de karşılaştık. O döneme kadar suça karıştığı yönünde bir bilgi yoktu elimizde” dedi. Tuncel’le hayatında bir kez görüştüğünü söyleyen Dinç, “Arkadaşlar ‘isteksiz davranıyor, para istiyor, buluşmalara gelmek istemiyor’ diye ‘İlişiğimizi keselim’ dedi. Ben de ‘Bu kadar bilgisi var. Niye keselim ilişiğimizi’ dedim. İletişim kopukluğunun giderilmesi konusunda nisan ayında şubeye çağırdım. Odaya aldım. ‘Şikâyetin ne’ dedim. ‘Sorunun çözümü ile ilgili yardım edeceğim’ dedim. Para verdim. Bir daha da görüşmedim kendisiyle” diye konuştu. “Yasin Hayal’i takip ettiniz mi” sorusu üzerine Dinç, “Fiziki takip yapıldı. Arkadaşları daha sık takip edilecek diye uyardım. Telefonları dinleniyordu. Bir insanı 7 gün 24 saat takip etmeniz mümkün değil zaten” dedi.
Reşat Altay’ı bilgilendirmemiş
Mahkeme başkanının Reşat Altay’a verilen brifingde Dink olayıyla ilgili bilgilendirilme yapılmaması ile ilgili sorusu üzerine Dinç, “Adı üzerinde brifing. Şubede çalışan kişi sayısı, nerede çalıştıkları ile ilgili bilgilendirme toplantısıdır. Unuttuk belki şöyle böyle oldu. Ben bilgi vermesem bile benden sonraki arkadaşlar konuyu biliyordu. Brifingde detaylı anlatılmamış olabilir çünkü kısa bir toplantı” dedi.
Duruşmaya bugün Dinç’in çapraz sorgusuyla devam edilecek.
‘Hrant’ın Arkadaşları’ da oradaydı Dün yapılan duruşma öncesi, “Hrant’ın Arkadaşları” basın açıklaması yaptı. Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan, aralarında HDP Milletvekili Garo Paylan, gazeteciler Hayko Bağdat, Yetvart Danzikyan, Banu Güven’in de bulunduğu grup, “Hrant için adalet için” yazılı pankart açarak, “Biz bitti demeden bu dava bitmez” sloganları attı. Grup adına basın açıklamasını gazeteci Banu Güven okudu. Hrant Dink cinayetinin üzerinden neredeyse 10 yıl geçtiğini ve bu davanın peşini bırakmayacaklarını belirten Güven, “Çünkü biliyoruz ki bu cinayetin karanlığını aydınlığa çıkardığımızda daha iyi bir ülkede yaşar hale geleceğiz. Bu toprakların yarını için katillerin peşini bırakmıyoruz” dedi. Ankara’da geçen yıl barış için sokaklara dökülen binlerce kişiye yönelik düzenlenen bombalı saldırının yıldönümü olduğunu dile getiren Güven, “Hrant Dink ile aynı yolu yürüyen ve tıpkı onun gibi hayatını kaybedenlerin anısının önünde saygıyla eğiliyoruz” diye konuştu. |