Dink ailesi Anayasa Mahkemesine başvurdu

Dink ailesi, cinayette sorumluluğu bulunduğu iddia edilen kamu görevlileri hakkında İstanbul Valiliğinin soruşturma izni vermemesinin ardından idare mahkemesine yapılan itirazın da reddedilmesi üzerine Anayasa Mahkemesine başvurdu

cumhuriyet.com.tr

Dink ailesi, cinayette sorumluluğu bulunduğu iddia edilen kamu görevlileri hakkında İstanbul Valiliğinin soruşturma izni vermemesinin ardından idare mahkemesine yapılan itirazın da reddedilmesi üzerine Anayasa Mahkemesine başvurdu.

Dink'in eşi Rakel Dink, çocukları Arat, Sera ve Delal Dink ile kardeşi Hasrof Dink adına avukatları tarafından hazırlanan dilekçede, Anayasa'nın 36. maddesindeki adil yargılanma hakkı, 10. maddesindeki kanun önündeki eşitlik ilkesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 14. maddesindeki ayrımcılık yasağına aykırı hareket edildiği, kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma yürütülmediği kaydedildi.

"Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü, Trabzon İl Jandarma Komutanlığı, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve İstanbul Valiliği görevlilerinin cinayeti gerçekleştiren örgüte kasıtlı olarak operasyon yapmamaları veya koruma tedbirleri almamaları nedeniyle Hrant Dink cinayetinin işlenebildiği açıktır" ifadelerine yer verilen dilekçede, eksik yürütülen inceleme ve soruşturmalara rağmen bu konuda önemli delillere ulaşıldığı aktarıldı.

Dilekçede, bu  görevlilerin cinayetin işlenmesinde ciddi sorumlulukları bulunduğu iddia edilerek, Ermeni ve sosyalist muhalif gazeteci Dink için cinayeti önlemeye yönelik tedbirler alınmadığı ve cinayetin ertesinde etkin ve adil bir soruşturma yürütülmediği belirtildi.

- "Cinayetin çözümü için çaba gösterilmedi"

Dink ailesinin, cinayetin işlendiği tarihten itibaren bu olaydaki sorumluların tespiti ve yargılamalarının sağlanması amacıyla ulusal ve uluslararası her türlü başvuruyu yaptığı belirtilen dilekçede, şu ifadelere yer verildi:

"Dink ailesi, ancak halen daha etkin ve adil bir soruşturma ve koğuşturmadan faydalanamadıkları gibi bu konuda devlet organları tarafından gereken önem ve özenin gösterilmediğini de düşünmektedirler. Hrant Dink cinayetinin, cinayeti önleme, bu amaçla cinayeti işlemeyi tasarlayan örgüte yönelik operasyon yapma ve Hrant Dink'e koruma sağlamakla yükümlü kamu görevlilerinin, bu yükümlülüklerine kasıtlı olarak aykırı davranmaları nedeni ile işlenebildiği açıkça ortadadır. Yaşadıkları acı ve üzüntünün yanında cinayetin etkisi ve öncesinde yaşanan tehditler dikkate alındığında yargılama makamlarında yaşanan sürecin tedirginliklerini artırdığı da bir gerçektir. Zira devletin gerek yasal düzenlemeler gerekse idari işlemlerle cinayetin sorumluları konusunda hızlı, etkin ve adil bir soruşturma yürütmemesinin milliyetçi çevrelerin bu konuda daha da pervasızlaşacakları endişesini taşımaktadırlar."

Dilekçenin sonunda başta kamu görevlileri olmak üzere sorumluların tespiti konusunda etkin ve adil bir soruşturma yürütülmediği, devletin tüm kurum ve kuruluşları ile cinayetin çözümü için çaba gösterilmediğinin tespiti istenerek, hakkında soruşturma talep edilen kamu görevlileri esas olmak üzere tüm sorumluların belirlenmesi talep edildi.

Başvuru süreci

Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesinin ardından kamu görevlileri hakkında soruşturma yapılmaması nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yapılan başvuru üzerine, "yaşam hakkının ihlal edildiği ve kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma yapılmadığı" kararı verildi.

Bu kararının kesinleşmesinin ardından avukatlar tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının TMK 10. madde ile yetkili kısmına, "Dink cinayetinde sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin ana suç kapsamında ve TCK'nın 37, 38, 39 ve 83. maddeleri dikkate alınarak soruşturulmaları" istemiyle suç duyurusunda bulunuldu.

6459 Sayılı "İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un ardından da cinayette sorumluluğu bulunan İstanbul Valiliği, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü ve Trabzon İl Jandarma Komutanlığı görevlileri hakkında suç duyurusu yapıldı.

İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri ile dönemin İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Göngür hakkında İstanbul Valiliğinin soruşturma yürütülmesi için izin vermemesi üzerine,  İstanbul Bölge İdare Mahkemesine itiraz edildi.

İtirazın reddedilmesinin ardından İstanbul Valiliğinin soruşturma izni verilmemesine dair kararı kesinleşti.