Digitürk yasal boşlukla gitti
RTÜK Kanunu’na göre bir yabancı tek başına bir televizyonun yüzde 50’sinden fazlasına sahip olamaz. Digitürk ise ‘platform’ özelliğiyle bu yasayı deldi. Ama eğer isterse içeriğini dışarıdan alarak ya da kendileri ekip kurarak yeni kanallar oluşturabilir. İstediği kanalı platformdan çıkarabilir. Hukuki ve etik açıdan tartışmalı bir durum.
Murat Sabuncu/Cumhuriyet
Kanundaki kritik nokta
Cumhuriyet’te dün satış fiyatı üzerine çıkan yazıdan sonra dün platformdan bir yetkili ile bir dönem aynı yerde çalışmış şimdi farklı bir yerde görev yapan iki kişi aradı.
Arayanların ortak noktası 2011 yılında çıkan RTÜK Kanunu’nu hatırlatmasıydı. O kanundaki kritik nokta şuydu: Bir yabancı tek başına bir televizyonun yüzde 50’sinden fazlasına sahip olamaz.
Şu an sizin de aklınıza geldiğine emin olduğum soruyu onlara yönelttim: İyi de bu bir televizyon değil bu bir platform.
Kaynakların cevabı şu oldu:
Burası özellikli bir platform. Eğer isterse içeriğini dışarıdan alarak ya da kendileri ekip kurarak yeni kanallar oluşturabilir. Ya da mevcut kanallardan “yer kısıtlı” diye kimilerini çıkarıp “kendi politikasına-siyasi görüşüne uymuyor” diye kimi grupların başvurusunu reddedebilir.
Kaynaklar; Digitürk’ün 3 farklı lisansla yayıncılığını sürdürdüğüne dikkat çekerek “muhtemelen bir boşluk buldular” diye konuşuyor. Hukuki ve etik açıdan tartışmalı bir durum yani.
Kanun ne diyor?
6112 sayılı Radyo ve televizyonların kuruluş ve yayın hizmetleri kanununun 19. maddesinin f bendi:
f) Bir medya hizmet sağlayıcı kuruluşta doğrudan toplam yabancı sermaye payı, ödenmiş sermayenin yüzde ellisini geçemez. Yabancı bir gerçek veya tüzelkişi en fazla iki medya hizmet sağlayıcı kuruluşa doğrudan ortak olabilir. Medya hizmet sağlayıcı kuruluşların ortağı olan şirketlere yabancı gerçek veya tüzelkişilerin iştirak ederek yayın kuruluşlarına dolaylı ortak olmaları halinde, yayıncı kuruluşların yönetim kurulu başkanı, başkan vekili ile yönetim kurulu çoğunluğu ve genel müdürünün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması ve ayrıca yayıncı kuruluş genel kurullarında oy çoğunluğunun Türkiye Cumhuriyeti tabiyetini haiz gerçek veya tüzelkişilerde bulunması zorunludur. Şirket ana sözleşmelerinde bu hususları sağlayan düzenlemeler açıkça belirtilir.