Diego: 'Ben gerçek bir 10 numarayım'
Brezilyalı yıldız, adaptasyon sürecini artık geride bıraktığının altını çizdi, “Ben gerçek bir 10 numarayım ve taşıdığım formanın gereklerini yapmak için çalışıyorum. Tüm dünyada 10 numaralardan her zaman gol atması, asist yapması beklenir. Ancak ben 2-3 gol atmaktansa takımımın kazanmasını tercih ediyorum. Kendimi değil, takımı ön planda tutuyorum” dedi
cumhuriyet.com.trFenerbahçe’nin yeni ‘10 numarası’ Diego Ribas... Brezilyalı yıldızla 1 saat sohbet ettik, ne sorduysak samimi yanıtlar aldık.
“Benim Türkiye’deki ilk röportajım” diyerek söze başlayan Diego’nun sohbet sırasında en çok kullandığı kelime “takım” oldu. Bireysellikten uzak bir görüntü çizen Brezilyalı, felsefesini de açıkça ortaya koydu.
Diego’ya önce Fenerbahçe’de geçirdiği 3.5 aylık dönemi ve ülke futboluyla ilgili görüşlerini sorduk...
“Adaptasyonla ilgili sorun yaşamıyorum. Ben ve ailem buraya alıştık. Herkes bize yardımcı oluyor. Bu süreci tamamladığımı düşünüyorum. Türk futbolunun diğer oynadığım liglere göre farklı olduğunu düşünüyorum. Daha iyi veya kötü diyemem. Burada farklı bir futbol var. Türk futbolu kendini geliştiriyor. Türk takımları her geçen gün gelişme çabası içinde.”
Brezilyalı oyuncunun en çok şaşırdığı durum “tutku” olmuş:
“Bu kadarını beklemiyordum. Buradaki tutkuyu seviyorum. Fenerbahçe’nin büyüklüğü beni ayrıca mutlu ediyor. Burada oynamak benim için çok büyük bir keyif. Fenerbahçe taraftarları kulübüne çok bağlı. Bu da ayrıca bana keyif veriyor. En keyifli durum ise lider olmamız. En şaşırdığım nokta insanların kulüplerine duyduğu aşk. İdol olarak gördükleri insanlara duydukları aşk.”
Diego yakın zamanda her şeyin çok daha iyi olacağını belirterek gelecekle ilgili umutlu yorumlar yaptı:
‘Kendimi iyi hissettim’
“Son maçta kendimi gayet iyi hissettim. Önümüzdeki günlerde her şeyin daha iyi olacağını düşünüyorum. ‘Ya adapte olamazsam’ gibi bir endişe duymadım. Bizim bireysel hedeflerimiz yok. Bizim hedefimiz şampiyonluk ve ligin zirvesinde olmak... Buna konsantre vaziyetteyiz. Zaten takım iyi olursa herkes parlayan yönlerini ve özelliklerini gösterecektir.”
Fenerbahçeli oyuncuya kendisinden beklentilerin yüksek olduğunu hatırlattığımızda bunun bir baskı oluşturmadığını görüyoruz...
“Ben taşıdığım formanın gereklerini yapmak için çalışıyorum. 10 numaralardan her zaman gol atması, asist yapması bekleniyor. Bu beklentilere alışığım. Daha önce oynadığım kulüplerde de, milli takımımda da 10 numaralı formayı giydim. Bu formanın ağırlığının, öneminin ve dünyadaki rekabetin farkındayım. 2-3 gol atmaktansa takımımın kazanmasını tercih ediyorum. Kendimi değil, takımı ön planda tutuyorum.”
Peki Diego Ribas gerçek bir 10 numara mı? Bunun aksini savunan yorumlar var. Brezilyalı bu söylemlere net bir cevap veriyor:
‘Takımın isteği önemli’
“Ben forvet değilim, gerçek bir 10 numarayım. Öndeki oyunculardan değilim. 10 numara oynarken yoğun markaj altında oluyorsunuz ve alan bulmakta zorlanıyorsunuz. Geriye geliyorsunuz ya da kenarlara gidiyorsunuz bundan kurtulmak için. Bu yüzden orta saha gibi gözüküyorsunuz. Topu alıp bir şeyler yapabilecek boşluklar arıyorsunuz. Fakat 10 numara oynuyorum. Önemli olan takım ne istiyorsa onu yapmaktır. Önemli bir oyuncu olduğumu biliyorum. Takımın organizasyonunu yapacak bir oyuncu olduğumu da düşünüyorum. Siz isterseniz ‘beyin’, ‘maestro’ veya ‘lider’ diyebilirsiniz benim için ama aslında böyle bir şey geçerli değil.”
‘Takım halinde iyi çalışıyoruz’
“Antrenman sistemleri ülkeden ülkeye, hocadan hocaya değişebilir. Fakat biz takım halinde iyi çalışıyoruz. Zaten önemli olan budur. Fizik olarak iyi düzeyde olmamız çok önemli. Buna da gayret gösteren hocalarımız var. Eğer siz fiziksel anlamda iyi seviyede olmazsanız ve her oyuncunuz bu seviyede bulunmazsa bir yerde bu sıkıntıyı yaşarsınız ve düşüşe geçersiniz. Ne kadar iyi oyuncu olursanız olun, fark etmez.”
‘Bremen’de oynarken Fener’le anlaşmıştım’
Avrupa’da parladığı ilk günden bu yana başta Fenerbahçe olmak üzere Diego için, ‘Türkiye’ye geliyor’ haberleri yazıldı. Brezilyalı futbolcu bu konuda önemli bir itirafta bulundu:
“Fenerbahçe ile geçmişte de görüşmelerim oldu. Ama maalesef transferim gerçekleşmedi. O dönemde Werder Bremen’de oynuyordum. Ben gelmek istiyordum aslında güzel bir teklifti ama kulübüm kabul etmedi. Ben buna saygı duymak zorundaydım. Babam buraya (İstanbul’a) gelmişti o dönemde ve anlaşma da sağlamıştık. Fakat Bremen kabul etmeyince transfer sonuçlanmadı. Fenerbahçe her zaman saygı duyduğum, takdir ettiğim, sempati duyduğum ve sevdiğim bir kulüp oldu. Burada oynamayı hep istedim. Gerçekten söylüyorum hep istedim. Bu sezon yine denedik. Bu defa benim karar verme şansım vardı. Çünkü serbest oyuncuydum. Tamamen benim kararım oldu. Sezon başı başka teklifler de vardı ama Fenerbahçe’yi seçtim. Diğer Türk kulüpleri ile ilgili sorduğunuz soruya ise çok fazla yorum yapmak istemiyorum. Beşiktaş, Galatasaray hepsine büyük saygı duyuyorum ama benim oynamak istediğim her zaman Fenerbahçe’ydi ve bu ülkede son derece mutluyum.”
‘Yedek kalmak canımı acıttı’
“Özellikle derbilerde sahada olmamak canımı acıttı. Elbette en önemli konu takımın kazanması ve başarılı olmasıdır ama ben Fenerbahçe’ye futbol oynamak ve takıma yardımcı olmak için geldim.”
Diego zaman zaman yedek kalmasıyla ilgili çarpıcı ifadeler kullandı. Büyük umutlarla transfer edilen bir futbolcunun özellikle Galatasaray ve Beşiktaş derbilerinde kulübeden çıkamaması kolay değil. Kendisi de bu durumun içini acıttığını söylüyor...
“Açıkça söylemek lazım benim için zorlu bir dönemdi. Ligdeki en önemli rakiplerimize karşı zorlu maçlara çıktık. O maçlarda sahada olmamak canımı acıttı. Hiç de kolay olmadı. Fakat yine de en önemlisi takımdır. Takımın kazanması ve başarılı olmasıdır.”
Brezilyalı yıldız bu durumu teknik heyet için sorun haline getirmediğinin altını çizerek şunları söyledi:
“Ben buraya sorun yaratmaya gelmedim. Takımın hedeflerine katkıda bulunmaya, başarılar elde etmesine yardımcı olmaya geldim. Hocamızla konuştuk. Sadece bir futbolcu-teknik adam görüşmesiydi. Ama şunu da söylemek lazım, ben oynamak istiyorum. Çünkü takıma yardımcı olmak için buradayım. Hedefim Fenerbahçe için önemli bir oyuncu olabilmek.”
‘Sistem şikayetim yok’
Peki takımın sistemi Diego’yu zorluyor mu? Kuyt, Sow ve Emenike veya Webo’lu sistem kendisine uygun mu? Brezilyalı oyuncu, sistemden çok uyumun önemli olduğuna dikkat çekti:
“Bu konuyu sistemden bağımsız değerlendirmek gerekir. Takımın benim oyunuma uyum sağlabilmesi ve benim de takımın futboluna uyum sağlayabilmem çok önemli. Karşılıklı uyum her şeyden önce geliyor. Tam uyum için zaman gerekiyor. Antrenmanlar zaten bunun için var ve ben de bunu sağlamaya gayret ediyorum. Sistemle ilgili kesinlikle hiçbir şikayetim yok. Ne olursa olsun, takıma yardımcı olmak için varım. Oyunumu sahaya yansıtmak için takım arkadaşlarımla en iyi uyumu yakalamam gerekir.”
‘Taraftarlar her stada gidebilmeli’
‘Derbilere misafir takım taraftarının gidememesi Türkiye adına üzücü bir durum. Rekabetin yanında saygı da olmalı. Şampiyonluk yarışında taraftarımızı hep yanımızda görmek isterim.”
Diego Ribas’ın Türkiye’de en çok şaşırdığı konulardan biri de deplasman yasağı. Nereye giderse, gitsin taraftarını statta görmek istediğini belirten Brezilyalı adeta ‘derslik’ ifadeler kullanıyor...
“Özellikle derbilerde rakip takım taraftarının olmaması gerçekten üzücü. Türkiye adına olumsuz bir görüntü diye düşünüyorum. Örneğin Galatasaray ile oynadık, ama bizim taraftarlarımız orada yoktu. Rekabet olabilir ama rekabetin üstünde saygı da olmalıdır. Ve bu saygının burada da yerleşmesi gerektiğini düşünüyorum. Sahada iki takım oynuyor ama sadece bir taraftar var. Şampiyonluk için taraftarımızın hep yanımızda olmasını istiyorum. Kiminle oynarsak ya da hangi stada gidersek onları görmeyi arzularız. Bu, yarışmanın ve rekabetin gereğidir. Türk futbolu bu konuyla ilgili bakış açısını geliştirebilir. Rakip takım taraftarlarının da maçlara gitmesi ve o güzelliği herkesin yaşaması Türk futbolu için çok daha iyi olacaktır.”
‘Faul sayısı biraz fazla’
Diego; boş tribünler, kötü zeminler ve sert futbol gibi bazı önemli konularda da negatif tespitler yaptı. Ancak Brezilyalı bunların hiçbirini bahane olarak görmüyor:
“Statlar çok dolu değil. Bu konuda adımlar atılabilir diye düşünüyorum. Türk futbolunda faul sayısı ise fazla. Bundan rahatsızlığım yok. Bunu bir bahane olarak da söylemiyorum. Bu şekilde oynanıyorsa ben bu haliyle de oynamaya gayret ediyorum. Fenerbahçe’ye bunların biraz daha fazla olması doğal. Son şampiyonuz. Rakipler kapalı savunma anlayışı ile oynuyorlar. Bir diğer nokta ise deplasman maçlarında gördüğüm kötü zeminler. Futbolumuzu oynamaya çalışırken zeminler bizi zorluyor. Bu durumdan bizim gibi rakipler de rahatsız. Bunu da bir bahane olarak sunmuyorum. Belki biraz farklılıklar görüyorum. Ciddi manada beni çok fazla rahatsız eden bir sorun yok.”
‘Ara yolları bile öğrendim’
Diego’nun İstanbul’daki tek sıkıntısı trafik... Trafiğe takılmamak için son günlerde ara yolları bile öğrenmeye başladığını söylüyor:
“Aile olarak öğrenmeye, yeni kültürler tanımaya hevesliyiz. Burada olmaktan çok mutluyuz. Yemekleriniz harika. Her yediğim yemek birbirinden güzel. Ancak burada Sao Paulo’dan fazla trafik var. Trafikle ilgili bana bir kaç uygulama söylediler ve onları telefonuma indirdim. Arka yolları da öğrenmeye başladım. Nerede, kaçta trafik var bunları da öğreniyorum.”
‘Bizi yenmek çok zor olur’
Şampiyonluk yarışını da değerlendiren Diego iddialı ifadeler kullandı. Süper Lig için, “dengeli ve zor” yorumunu yapan Breziyalı futbolcu, “Büyük takımlar kazanırken zorlanıyor. Rekabet üst seviyede. Beşiktaş ve Galatasaray’ın bizimle oynadığı maçlar dışında başka maçlarını da izleme şansı buldum. Rakiplerimize son derece saygı duyuyorum ama ben tamamen kendi takımımı düşünmek istiyorum. Tamamen buraya konsantre olmak istiyorum. Tek düşüncem bizim formda olmamız ve elimizden gelenin en iyisini vermemiz. Fenerbahçe olarak en iyisini verirsek bizi yenmek çok zor bir hale gelecek.” (milliyet)