‘Devrimi birlikte yapalım’

Hikmet Karaman, Türk futbolunu krizden çıkaracak reçeteyi Cumhuriyet’e açıkladı

Cumhur Önder Arslan / Cumhuriyet Spor

Milli Takım’ın aldığı sonuçlar Türk futbolunun içindeki tüm unsurların bir kez daha aynaya bakıp “Biz nerede yanlış yaptık” sorusunu kendisine yöneltmesini sağladı. Ülkemizde başarı ve istikrar için verilen sözler hep havada kalırken; eğitim, altyapı, spor kültürü gibi temel konulardan kimsenin bahsetmediği de yadsınamaz bir gerçek. Oysa etrafımızda örnek alabileceğimiz o kadar çok futbol ülkesi var ki... İşte tam da bu noktada bir kişi bazı kesimlerin hiç bahsetmediği konulara ışık tutuyor. Futbolun teknik ile taktik kısmını yıllardır özümsemiş; bunlara felsefe ve altyapı bilgisini de eklemiş, uluslararası turnuvaları, maçları, seminerleri yerinde takip eden; Avrupa’da adı bile duyulmamış teknik adamların demeçlerinden dahi ders çıkaran bir isim... Evet; Hikmet Karaman’dan bahsediyoruz. Karaman, Milli Takım’ın çöküşüyle ortaya çıkan Türkiye futbol gerçeğini, sorunları nasıl aşacağımızı, ne yapmamız gerektiğini Cumhuriyet için anlattı.

- Milli Takım 3 maçta 1 puan alarak hüsran yaşıyor; siz bu durumu nasıl yorumlayacaksınız?

HİKMET KARAMAN: Röportajdan önce Gaziosmanpaşa’daki tıp fakültesi onkoloji servisinde kemoterapi tedavisi gören hastaları ziyarete gittik. Tedavi gören bir hanımefendi şunu söyledi: “Ben trendeki vagonum onlar yolcu” Yani hastalığı yeneceğini belirtmeye çalıştı. Türk futbolu da hastalığı yenmeli. Almanya, Polonya’ya yenildi ama Almanya için üzerinde tartışılacak bir sonuç değil. Sağlam temeller üzerine kurulu yapısı var. Bizim de öyle olmamız gerekiyor.

 

‘Su mu bulanık, balık mı hasta?’

- Türk futbolunun hastalığı nedir, sizin bir teşhisiniz var mı?

HİKMET KARAMAN: Su mu bulanık, balık mı hasta? Devamlı balığı değiştiren bir ülkeyiz. Bulanık su niye temizlenmiyor? Bulanık suyu temizleyelim. Nerede hastalığımız var, neleri düzeltmemiz gerekiyor, o zaman balık sağlıklı bir yapıya kavuşur. Türk futbolunda devrimden bahsediyoruz; devrim hep birlikte yapılır. Bakıyorum herkes “Fatih Terim istifa etmeli mi, gitmeli mi” diye tartışıyor. Ocak ayında teknik direktörler toplantısında Fatih Hoca ile fikirlerimi paylaşırken bana “Hikmet bu kadar pesimist olma” dedi. Ben de ona “Hocam ben pesimist olsam lig sonuncusu Erciyes takımını almam” dedim. Fakat mevcut futbolun sevk ve idaresinde bir yere varmamızın çok zor olacağını, tesadüflerle asla kalıcı başarılar gelmeyeceğini ifade ettim. Diğer meslektaşlarımız da farklı düşüncelerini aktardılar. Gelinen nokta bizlerin yanılmadıgını gösterdi.

 

'Futbol kültürümüz kalmamış’

- Teknik direktör değişikliği yaparak bir sonuca varabilir miyiz?

HİKMET KARAMAN: Hayır, bulanık su temizlenmeli. Takımlarımız son derece formsuz, 3 ay 10 gün ara verilmiş (ne kadar doğru tartışılır.) ve lig başlamış, takımlar 11’lerini kuramıyor. Seyirci yok, kulüplerde şampiyon olmuş, başarı sağlamış hocalar dışarıda.. Biri bir yerde çok başarılı oluyor, gidiyor, üstüne 3 antrenör değişiyor. Biri lig 4.’sü oluyor ayrılmak zorunda bırakılıyor. Ülke futbolu ve lig nerede? Ligden kimse memnun değil, taraftar maça gitmiyor. Derbilerde oyuncular birbirlerine giriyor. Futbol kültürümüz kalmamış, milli takımın görüntüsü de normal nihayetinde oraya da yansıyor.

- Futbolumuzda eğitim eksikliği göze çarpıyor mu?

HİKMET KARAMAN: Evet. Eğitim dediğiniz şey onlara tarih, matematik öğretmek değildir. Onlara hayatı öğretiyorsunuz, karakterlerini geliştiriyorsunuz. Doğru karakteri geliştirdiğinizde sizi hayal kırıklığına uğratmazlar. Eğer bir devrim yapacaksak bu birlikte olmalı. Benim devrim felsefem, hepimizin birlikte mücadele edip birlikte kazandığımız başarıların birlikte pay edilmesidir. Futbolda da böyle olmalı, birlikte oynamak beraber hareket etmek.

 

‘70 milyonluk ülke bir Mesut çıkaramıyor mu?’

- Teknik direktörler kendini geliştirme konusunda yetersiz mi?

HİKMET KARAMAN: Kişilere göre değişir. Ülkemizde biz teknik adamlar ne kadar gelişime açığız? (Futbolumuzu yönetenler için de geçerli.) Örneğin; Dünya Kupası’ndan çıkan taktik, teknik, kondisyonel sonuçlar nelerdir? Şampiyonlar Ligi analizi, UEFA Kupası analizleri, Avrupa Şampiyonası analizleri, bunları yeterli derecede takip edebiliyor muyuz? Eğitim dairemiz bunları takip edip ülkemiz antrenörlerine sunum yapabiliyor mu veya uluslararası turnuvalara belli ekipler gidip analizler yapıp teknik adamların gelişimine sunabiliyorlar mı? Almanya, Mesut’u Nuri’yi, Altıntop’ları çıkarıp Real Madrid, Arsenal gibi kulüplere nasıl yetiştirip gönderebiliyor? Türk ailesinden doğan bir çocuğu geliştirip, oynatma becerisini gösterirken, 70 milyonluk nüfusta biz bu oyuncuları niçin çıkaramıyoruz. Del Bosque geliyor, bizden gittikten sonra Avrupa ve Dünya şampiyonu oluyor, niye oluyor? Acaba Avrupa’da bir sistem var, bunun içinde mi insanlar başarılı oluyor yoksa Türkiye’de bir sistemsizlik var herkes kendine göre bir sistem mi kuruyor?

 

‘Almanya’yı örnek almalıyız’

- Hasta olan Türk futbolu için nasıl bir reçete yazarsınız?

HİKMET KARAMAN: Reçeteyi birlikte yazacağız. En önemli tarafı temelden başlamak. İlhan Cavcav Bey geçenlerde öyle güzel bir ironi yaptı ki.. Hepimizin oradan ders alması lazım: “Bana gelsinler, antrenör yetiştireyim” dedi. Onu arayan gazeteci, “Size başkanım mı diyeyim hocam mı diyeyim” diyor, Türk futbolunun geldiği nokta bu. Alt ligler içler acısı, çünkü orada çalışan teknik adamlarla istişare yapıyoruz çok enteresan olaylar var. Birlikte oturup, fikirler üretip, bizi geliştirecek projeleri harekete geçirmemiz gerek. Almanya örnek alınmalı, çünkü 3 milyon Türk yaşıyor. Kulüplerimizin, milli takımlarımızın bünyesinde gurbetçi oyuncuların ağırlıklı olduğunu görüyoruz.

 

‘Maç bitse de gitsek durumu var’

- Futbolcuların Milli Takım’a pek de isteyerek gelmediğini gözlüyoruz, buna katılıyor musunuz?

HİKMET KARAMAN: Milli Takım’da sanki bir an önce bu maç bitse de gitsek durumu var. Dışarıdaki sporseverlerin milli takımdan uzaklaştığını, hatta ‘kaybetsinler’ duygusunda oldukları malum. Geçmiş dönemlerin ruhu sanki ortadan kalkmış. Polonya - Almanya maçında stat tıklım tıklım dolu. Gerçi bazen sonuçlar, oynanan futbol, tatmin edip hedef de olursa taraftarın bakışı değişebiliyor.

 

‘Hoca arayışında ‘Lucescu gelsin’ deniyor. Niye?’

- Yabancı oyuncu sınırlaması Türk futbolunu nasıl etkiliyor?

HİKMET KARAMAN: Bu konu gerçekten düşündürücü. Çok araştırılıp karar verilmesi gerekir. Kararı veren mercinin de konuya tam vakıf olması gerek. Kulüplerimizin mali yapıları denetlenip Avrupa ile UEFA kriterlerinin tam uygulamasına geçtiği an bu kadar transferleri; yani her sene kulüpler yabancı konusunda hovarda tutumunu sürdüremezler. Altyapıya, oyuncu gelişimine daha çok önem vererek geliştiren kulübe ekonomisiyle katkı yapan hocalara da yönelmesine sebep olacaktır. Aynı zamanda başkanların, yönetimlerin, dışsal baskılardan kurtulması gerek. Hocaların da sonuca göre değerlendirilmeyeceği baskı altında değil de geleceğe yatırım yapan düşüncede çalışıp futbol takımını, futbol kulübünü oluşturacaklarından kimsenin şüphesi olmasın. Alman Futbol Federasyonu’nun internet sitesine hiç girdiniz mi? Bir girin, bilgiyi dökmüşler. Oraya gir, bilgiyi al, kendini geliştir. TFF’nin de sitesi var kötü değil gelişime yönelik linklerin olması lazım. Örneğin; UEFA sitesini federasyonumuz Türkçe’ye çevirsin. En azından alınan kararlar, antrenman bölümleri, elit teknik direktörlerin düşünce ve futbol felsefeleri, hatta bütün uluslararası turnuvaların analizlerinin çevrimi yapılsın. Zor değil ki bunlar.. Hep konuşulup, tartışılıp hayata geçmeli. Büyük takımlarımızda hoca arayışı olduğunda hemen başlıklar “Lucescu gelsin” diye atılıyor. Niye? Türkiye’ye sesleniyorum, bu ülkede hiç adam yok mu? O zaman bu ülkeyi hep yabancılar idare etsin. Almanlar beslenmeden tut, antrenmanın her çeşidine, her yaş grubuna kadar bilgiyi koymuş (DFB training) koymuş. Futbol, herkesin birlikte mücadele ettiği ve bundan pay alıp, bu payın da herkese dağıtıldığı bir mekanizma olmalı. Yaşam da böyle olmalı. Benim anladığım bu. Birlikte mücadele etmek, futbolu da buna benzetiyorum. Birlikte mücadele edeceğiz, ortada bir pay varsa payı da birlikte bölüşeceğiz. Şu anda Türk futbolunun buna ihtiyacı var.

- Gökhan Töre krizi iyi yönetilemedi mi?

HİKMET KARAMAN: Niye Fatih Hoca bu toplantıyı yapmak zorunda kalsın? Ertesi gün çok önemli bir maça çıkacak, demek ki o kadar baskı, zihinsel anlamda belli bir noktaya gelmiş ki toplantıyı yapmak zorunda kalmış. Toplantıyı oyuncular izliyor odasında, ondan sonra antrenmana çıkıyor. Fakat kafa başka yerde. Antrenmanda TV’den oyunculara baktım, beden dilleri düşük. O açıklama yapılacaksa başka birinin bu konuyla muhattap olması daha sağlıklı mı olurdu diye düşünüyorum.

 

‘Altyapılar tedavi istiyor’

- Altyapılara gerekli önem veriliyor mu?

HİKMET KARAMAN: En çok tedaviye ihtiyacı olan bölüm. Yapılması gereken birçok hamleler var. Alex Ferguson biyografisinde altyapıda yapılan çalışmaları yakından takip edip takımın 3 yıl sonra nerede olabileceğini görebiliyordum. Altyapı fiziki çalışma şartları nedir? Teknik kadrolar bu iş için yeterli midir? Ekonomik anlamda durum nedir? Futbolda gelişmiş ülkenin takımları yatırımlarını nasıl yapıp hoca kalitesini neye göre belirliyorlar?

Siyaset etki ediyor mu?

KARAMAN: Yok desek kim inanır!

- Siyaset, Türk futboluna etki ediyor mu?

HİKMET KARAMAN: Yok desek kim inanır... Pozitif gelişme anlamında evet (tesisleşmede, kanuni yardım, ekonomik yardım, buna benzer olaylar için evet). Haketmeyen, yetersiz, vasıfsız kişileri göreve getirip olaylara dahil olmasına hayır derim. Örneğin Cumhurbaşkanımızın futbola ilgisi çok. Merak ediyorum, bilgi aktarımı yapanlar ne anlatıyor?

Türk futbolunda çok konuşulan devrimi nasıl yaparız?

HİKMET KARAMAN: Ne istediklerimizi belirteceğiz. Zorlukları çıkaranları değiştireceğiz. Ölü balık gibi akıntı yönünde sürüklenmekten vazgeçeceğiz. Güvenin karşılıklı, sevgi ve saygının olduğu bir ortam yaratacağız. Futbolu çok iyi sahnelenen tiyatro oyunu gibi yapıp insanların sürekli gelmesini sağlayacağız. Sorumluluk alacağız, suçlamayacağız. Başarısızlığın bizi yıkacağını mı yoksa geliştireceğini mi gösterecek olan şeyin tutum olduğunu ortaya koyacagız. Son olarak da kendin başarı kazanmayı arzuluyorsan, başkalarının da başarıya ulaşmasına yardım et!