Devletin Dilan savunması: Özür diledik, daha ne tazminatı?
İstanbul'da, geçen yıl 1 Mayıs kutlamaları sırasında polisin attığı gaz kapsülüyle ağır yaralanan 17 yaşındaki Dilan Alp'in avukatlar 100 bin TL tazminat talebinde bulundu. Devlet savunma yaptı: İstanbul Valisi, 'Dilan kızımız' ifadesini kullanarak, kişiye yönelik dışlamayan, tam aksine içselleştiren bir beyanda bulunmuştur.
cumhuriyet.com.trRadikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre; yanıtta, görüntüler olmasına rağmen, Dilan Alp’ın gaz kapsülüyle vurulduğunun halen net olmadığı iddia edildi. Dilan Alp’in elinde molotofkokteyli benzeri bir şişe bulunduğu belirtilerek, “Elindeki şişenin sirke olduğunun kabulü halinde, kişinin polislerle çatışmaya girebileceğini önceden bildiği sonucuna ulaşmak mümkündür” denildi. Alp’nin zarar gördüğüne ve kişilik haklarının zedelendiğine dair bir belge ya da bilgi olmadığı savunuldu. Vali Mutlu’nun Alp’ten özür dilediği savunularak, “Buna rağmen tazminat istenmesi, iyi niyet kurallarıyla bağdaşmamaktadır” denildi. Ayrıca Mutlu’nun Alp için “terörist” ifadesi kullanmadığı belirtilerek, “Hatta İstanbul Valisi, ‘Dilan kızımız’ ifadesini kullanarak, kişiye yönelik dışlamayan, tam aksine içselleştiren bir beyanda bulunmuştur” dedi.
KAPSÜLLE VURULDUĞU NET DEĞİLMİŞ
İstanbul Valiliği’nin avukatı Ahmet Özten ise 29 Mayıs’ta verdiği yanıtta, Alp’in de içerisinde bulunduğu grubun “aynı tip mendil ile yüzlerini tanınmayacak şekilde kapattıklarına dair görüntüler” olduğunu ileri sürdü. Alp’in, 1 Mayıs 2013’te Taksim’de yapılacak etkinliğin “kanunsuz” olduğundan haberdar olduğunu iddia eden Özten, “Emniyet güçlerine taş, sapan, bilye, molotofkokteyli vb. araçlarla saldıran grupları dağıtmak için polisin biber gazı kullanmasının hukuka aykırı olmadığı AİHM içtihatlarıyla sabittir” dedi. Özten, Alp’in gaz kapsülüyle yaralandığının net olmadığını ileri sürerek, şöyle dedi: “Dilan Alp’in yaralanmasının grubun dağıtılması için atılan biber gazı kartuşuyla meydana geldiği halen net değildir. Buna karşın eylemci grup içerisindeki kişilerin, başta kolluk kuvvetlerine olmak üzere, her tarafa yaralayıcı ve öldürücü cisimlerle saldırdıklarına dair görüntüler mevcuttur. Hal bu iken, bu olayda emniyet güçlerinin kanun dışı bir davranışından söz etmek mümkün değildir. Bununla birlikte Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelere, kanunlara, talimatlara ve hukuka uygun şekilde davranmaları yönünde emir ve talimatlar veren amirlerin kasıt ve kusurundan da bahsetme imkanı bulunmamaktadır.”
MUTLU, ‘DİLAN KIZIMIZI’ İÇSELLEŞTİRMİŞ
Özten, tazminat talebinde bulunabilmek için bir zarardan söz edilmesi gerektiğini fakat Alp’ın zarar gördüğüne dair bir belge ya da bilgiye yer verilmediğini savundu. Ayrıca Alp’in kişilik haklarının zedelendiğine dair somut bir veri olmadığını öne sürdü.
Vali Mutlu’nun 1 Mayıs 2013’te gazetecilerin yönelttiği soru üzerine “yetkililerin verdiği ön bilgiler doğrultusunda Alp’ın yaşının 19 olduğunu paylaştığını” belirten Özten, “O an İstanbul Valisi’nin verilen bilginin doğruluğunu işin doğası gereği tatbik etme imkanı yoktur. Bu nedenle 18 yaş altındaki bir çocuğa yönelik kasti ve kusurlu açıklamalar söz konusu olamaz” dedi. Özten, görüntüler incelendiğinde, Alp’ın elinde molotofkokteyline benzeyen bir şişe bulunduğunu savunarak, şunları kaydetti:
“Adı geçen kişinin tanınmamak amacıyla, içinde bulunduğu grup üyeleri gibi yüzünü sakladığı ve onlarla birlikte hareket ettiği görülmektedir. Alp elindeki şişenin biber gazının etkisinden korunmak için yanına aldığı sirke şişesi olduğunu iddia etmektedir. Bu iddianın doğruluğunun kabulü halinde, adı geçen kişinin polislerle çatışmaya girebileceğini önceden bildiği sonucuna ulaşmak mümkündür.”
Vali Mutlu’nun hem İstanbul halkından hem de Alp ile ailesinden özür dilediğini belirten Özten, “Buna rağmen tazminat istenmesi, iyi niyet kurallarıyla bağdaşmamaktadır” dedi. Ayrıca Mutlu’nun Alp için “terörist” ifadesini kullanmadığını kaydeden Özten, “Hatta İstanbul Valisi, Dilan Alp için ‘Dilan kızımız’ ifadesini kullanarak, kişiye yönelik dışlamayan, tam aksine içselleştiren bir beyanda bulunmuştur” dedi.
Avukat Gülizar Tuncer, İstanbul Valiliği’nin ret yanıtı üzerine idare mahkemesine dava açacaklarını kaydediyor.