"Devleti yönetenler spiker gibi başsağlığı diliyor"
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi doğa olaylarının yıkıcı sonuçlarının yazgı olmadığını belirtirken, Tüm Bel-Sen, "Yerel yönetim hizmetleri sadece üst geçit, köprü, park bahçe gibi görüntü odaklı anlayıştan kurtarılarak, halkın insanca yaşam ihtiyaçlarına göre planlanmalı ve uygulanmalı" dedi.
cumhuriyet.com.trÇeşitli sivil toplum örgütlerinin Marmara bölgesinde meydana gelen sel felaketine yönelik tepkileri devam ederken Türk Tabipleri Birliği doğa olaylarının yıkıcı sonuçlarının bir yazgı olmadığını bildirdi. MHP Genel Başkan adayı Ahmet Reyiz Yılmaz ise, "Devleti yönetenler haber spikeri gibi başsağlığı diliyor" dedi.
TTB Merkez Konseyi yaptığı yazılı açıklamada, 1903-2005 yılları arasında Türkiye'de 1 milyon 586 bin 536 kişinin sellerden etkilendiği, 99 bin kişinin evsiz kaldığı bin 258 kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi. Son felakette ön uyarılar yapılmasına karşın büyük can kaybı yaşandığına dikkat çeken TTB bazı hastanelerin su altında kalmasını "vahim tablo" olarak niteledi. TTB açıklamasında, "Doğa olaylarının yıkıcı sonuçları bir yazgı değildir. Günümüzde gerçek yıkıma neden olan doğa olayları değil, yaşam hakkı yerine sermayenin kar etme güdüsünü destekleyen, kentleşmeden, eğitime, ulaşımdan sağlığa her alandaki neoliberal politikalardır. Yetkililere bu alandaki sorumluluklarını anımsatıyoruz" denildi.
TEKSİF'ten üç satır: Boğulan tekstil işçileri denetimsizlik ve kayıtdışılığı gösterdi
Bu arada Türkiye Tekstil, Örme ve Giyim Sanayii İşçileri Sendikası (TEKSİF) Genel Yönetim Kurulu da bir başsağlığı mesajı yayımlayarak, sellerin Marmara'yı savaş alanına çevirdiğini belirtti. Tekstil işçileri sendikasının tekstil işçisi yedi kadının vefatının damga vurduğu selle ilgili açıklaması şöyle:
"Son günlerde Türkiye'yi etkisi altına alan aşırı yağışların sebep olduğu seller doğal afet halini almış, can ve mal kayıplarına yol açmıştır.
Marmara ve Trakya bölgelerini savaş alanına çeviren sel felaketinde can veren 50'ye yakın insanımızın yanı sıra terörle mücadelede şehit düşen 10 vatan evladının acısı yüreklerimize ateş düşürmüştür.
Özellikle İstanbul gibi büyük bir kentte alt apı eksikliği ve tedbirsizlik bu afet sırasında bütün gerçeği ile ortaya çıkmıştır.
Yük taşımaya mahsus kapalı panelvan içinde işlerine giderken boğularak can veren 7 kadın tekstil işçisi kentteki denetimsizliği ve kayıt dışılığı gözler önüne sermesi açısından örnek bir olaydır.
Teksif Sendikası olarak sel felaketinin ve terör belasının yarattığı acıları yürekten paylaşırken hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı, yaralananlara acil şifalar ve maddi kaybı olan yurttaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz."
Tüm Bel-Sen: Sorumlu afete davetiye çıkaran yönetim anlayışı
Tüm Bel-Sen Genel Sekreteri İzzettin Alpergin ise her sağanak yağmur sonrasında kentlerin sele teslim olmasına "takdiri ilahi" denemeyceğini belirterek, "Sellerin nedeni bu felaketlere önceden hiçbir önlem almayarak adeta davetiye çıkaran yerel ve merkezi yönetimlerin kent anlayışının sorumsuzluğudur" dedi. Kentleri insanlar için sağlıklı ve güvenilir bir yaşam alanı olarak görmek yerine ucuza kapatılacak birer rant kaynağı olarak gören anlayışın yaşananları doğal afet diye unutturmaya çalıştığını belirten sendika, "Bunlar sorumlulukları unutturma gayretidir" dedi. Tüm Bel-Sen, kentlerin üstgeçit, köprü, park bahçe gibi görüntü odaklı anlayıştan kurtarılması gerektiğini belirtti.