Devlet yine seyirci kaldı
Balıkesir Kepsut Cezaevi’nde diğer hükümlüler tarafından işkenceyle öldürülen Ulaş Yurdakul için açılan soruşturmada takipsizlik kararı verildi.
Zehra ÖzdilekBalıkesir Kepsut Cezaevi’nde diğer hükümlüler tarafından işkenceyle öldürülen Ulaş Yurdakul’un ölümüne ilişkin cezaevi görevlileri olan Bekir Karataşoğlu, Emre Uz, Erdin Dağdelen, Gamze Türkoğlu, İsmail Karakoç, Nizamettin Aydoğmuş ve birçok isim hakkında açılan soruşturmada takipsizlik kararı verildi. Ulaş Yurdakul’un avukatı Hakan Günaslan, “İşi organize eden katil Nihat Şen isimli hükümlü olayı baştan beri yönlendiren kişi.
Olay yeri incelemeyi kendisi yaptırıyor. Adam kendinden o kadar eminki olay yeri incelemeyi bile o yaptırıyor. Bu bile başlı başına bir skandal” dedi. Ulaş Yurdakul, 30 Ocak 2017’de Balıkesir Kepsut Cezaevi’nde adli bir suç nedeniyle hükümlü olarak bulunduğu sırada işkenceyle diğer hükümlüler tarafından dövülerek öldürüldü. Cezaevi idaresinin sorumluluğuna ilişkin çok sayıda ifade ve kanıta rağmen soruşturma dosyası takipsizlikle kapatıldı.
Görevli memur Nizamettin Aydoğmuş ifadesinde cinayetten hükümlü Nihat Şen’in Yurdakul’un başka koğuşa verilmesi konusunda talepte bulunduğunu belirterek, “Koğuşun değiştirilmesine ilişkin talebini sorumlu başmemurlar Mustafa Baydoğdu ve Ethem Kanat’a iletmiştim. Yanlış hatırlamıyorsam sorumlu başmemurlara hazır kuvvette bunları söylerken kurum müdürlerinden bir ya da birkaçı oradaydı” dedi. Hükümlüler hakkında bir yıldır süren soruşturma ise hâlâ tamamlanmadı. Ulaş Yurdakul’un avukatı Hakan Günaslan, hükümlülerin ceza infaz koruma memurları ile ilgili birçok ifadesi olduğunu belirterek memurların Ulaş’ın yüzündeki izleri gördüğüne dair de ifadelerinin olduğuna değindi. Günaslan, “Bir hükümlü, cezaevi müdürlerinin ‘ya uslanacak ya geberecek’ dediğini ifadesinde belirtti. Ulaş C3 koğuşunda kalıyordu. C3 koğuşunda sorunlu insanlar olduğu için özellikle uslanmak üzere Ulaş’ın verildiği ifadeleri var. Hükümlülerden biri, Ulaş altını ıslattığı için koğuşunun değiştirilmesini istemiş, ‘O da görevlilere ileteceğiz’ diyorlar ama öyle bir durum olmuyor” dedi.
‘Hastaneye sevk yok’
Bunun dışında Ulaş’ın Manisa Ruh Sağlığı Hastanesi’ne sevk edildiğini fakat sevkinin gerçekleştirilmediğine değinen Günaslan, “Belki sevk etselerdi cezaevinde kalamaz raporu vereceklerdi. İnfaz yasasına göre akıl sağlığı problemli olanların mahkûm koğuşları var. Ulaş toplu bir koğuşun olduğu bir yerde kalmaya uygun bir insan değil. Rapor alma gayretine girmiyorlar” ifadelerini kullandı. Günaslan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Anasaya Mahkemesi’nin Kandıra Cezaevi’nde intihar eden bir hükümlü ile ilgili kararı çıktı. Tek kişilik hücresinde intihar etmiş. Orada Anayasa Mahkemesi ‘Cezaevi idaresi görevlilerinin pozitif hükümlülüğü var. Kendini öldüren mahkûmun intihar edeceğini anlayıp önlem almaları gerekiyordu’ diyor. Ulaş’ın durumu çok daha vahim. Sistematik olarak 16 Nisan 2016’dan beri dayak yiyor. Buna rağmen ‘yok görmedik, 3 bin 500 tane kamera vardı. Hepsini izlememiz mümkün değil’ diyorlar. Cezaevi görevlileri ile ilgili ‘Görevi ihmal’den bile dava açmadı. Takipsizlik kararı verildi. Ulaş çok ciddi olarak bir ayrımcılığa uğruyor. Merdiven altında yatırılıyor. Hükümlünün de insan onuruna yakışır şekilde infazını sürdürmesi gerekiyor. Aksine C3 koğuşuna atıp, ‘istediğiniz gibi dövün’ yolu verilmiş"
'Burada öldürdük'
Şüpheli hükümlülerden bazılarının ifadesi şöyle: Mehmet Özdemir, “Aynı koğuşta kaldığım İdris Çakmak, yanıma gelerek sürekli Yurdakul’u öldürdüğünü anlatıyordu. Bu tarz şeyleri bana anlatmaması için onu uyardım. ‘4,5 kişi vura vura öldürdük’ dedi. Bu 4, 5 kişiden hatırladığım kişiler Serkan ve Nihat isimli hükümlülerdir” dedi. İsmail Yıldırım, “Kepsut cezaevinde kaldığım dönem Ulaş diğer mahkûmlar tarafından darp ediliyordu, işkence görüyordu. Kurum müdürleri Bekir ve Gamze bilmelerine rağmen önlem almıyordu” ifadelerini kullandı.