Devlet şiddeti bilmiyor
Sosyal Duvarları Yıkalım Projesi ekibinin hazırladığı rapora göre kız çocukları daha çok şiddete ve istismara uğruyor. Raporun en dikkati çeken saptaması ise, devlet korumasında kalan çocukların maruz kaldığı şiddet ve istismar verilerinin olmaması. Yani şiddete uğrayan çocuklar hakkında herhangi bir istatistik tutulmuyor.
İklim Öngel/CumhuriyetDevlet koruması altında yaşayan çocukların sorunlarını kamuoyuna duyuran Sosyal Duvarları Yıkalım Projesi ekibinin hazırladığı rapor, çocuklara yönelik şiddet ve istismar verilerinin tutulmadığını ortaya koydu. En çok kız çocuklarının istismara uğradığının belirtildiği raporda, “Devlet korumasında kalan çocukların maruz kaldığı şiddet ve istismar verileri yoktur. Bu konuda istatistik tutulmamaktadır. Bu durum çocukları istismar riskine sokan gözetim eksikliğinin belirtisidir” denildi.
Sosyal Duvarları Yıkalım Projesi kapsamında, devlet korumasında yetişen çocuk ve gençlerle ilgili 6 aylık dönemde medyada yer alan toplam 892 haber incelendi. Bu haberlerde hatalı dil kullanımı ve olumsuz haberlerin çokluğu dikkat çekerken, olumlu haber oranı yalnızca yüzde 1.12’de kaldı.
Dil hatalı kullanılıyor: Haberlerde “evlatlık, kimsesiz” çocuk gibi sözcüklerin sıklıkla kullanıldığı ortaya çıktı. “Evlatlık” kelimesinin aile ile bütünleşmeyi engelleyen bir kavram, “kimsesiz çocuk” kelimesinin ise acıma duygusu uyandıran kavramlar olduğu vurgulandı. “Kimsesiz çocuk” yerine, “devlet koruması altında yetişen çocuk”; “Çocuk Esirgeme Kurumu” yerine “çocuk yuvası”, “evlatlık” yerine, “evlat edinilen”, “fuhuş” yerine “cinsel istismar” ifadelerinin kullanılmasının, çocukların yararına olacağı kaydedildi.
Şiddeti en çok kızlar görüyor: Çıkan olumsuz haberlerin çoğunun 13-18 yaş arasındaki gençlerle ilgili olduğu ve kız çocuklarına ilişkin haberlerin diğerlerine oranla fazlalığı dikkat çekti. Haber konularında ilk sıraları cinsel istismar, aşağılama ve intihar aldı.
Devlet şiddeti bilmiyor: Raporda, devlet korumasında kalan çocukların maruz kaldığı şiddet ve istismar verilerinin olmadığı kaydedildi. Şiddete uğrayanlara ilişkin herhangi bir istatistiğin tutulmadığının belirtildiği raporda, bu durumun istismar riskini arttıran, gözetim eksikliğinin belirtisi olduğu vurgulandı.
Medya duvarı güçlendiriyor: Medyada farkında olmadan kullanılan etiketlemelerin, çocuk haklarını gündeme getirmeye çalışırken, toplumsal önyargıları pekiştirdiği bildirildi. Devlet koruması altındaki çocuklarla, bireylerin arasındaki duvarların güçlendiğine dikkat çekilen raporda, medya dilinin gündelik yaşama yansıdığı kaydedildi.