Devamlı aynı tür besin tüketmeyin
Prof. Dr. Küçükarslan "Her şeyin fazlası zarardır, et ağırlıklı beslenseniz de un ağırlıklı beslenseniz de bunların bir denge içerisinde olması gerekir. Bu dengeyi sağlayanlar kalp hastalığına yakalanmadan devam edebiliyor" uyarısında bulundu.
AA
Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nezihi Küçükarslan, yaptığı açıklamada, beslenmenin kalp hastalığını ilerletebilecek önemli faktörler içerisinde olduğunu söyledi.
Küçükarslan, unlu mamuller, şeker ve yağın beslenmenin oldukça büyük bir kısmını oluşturduğuna dikkati çekerek, "Un da yenilecek sebze de yenilecek, denge içerisinde sürdürebilirseniz. Hayatınızı, beslenmenizi ne kadar regüle tutarsanız vücut da o oranda dengeli olur. Elbette ki her şeye ihtiyaç var, yağa da sebzeye de ihtiyaç var ama abartısına kaçmadan" dedi.
Dengeli beslenilmediği takdirde kalp hastalıklarının ameliyata kadar giden sonuçlarının olduğunu, aynı tür besinleri fazla tüketmenin kalp hastalıkları riskini artırdığını ifade eden Küçükarslan, "Her şeyin fazlası zarardır, et ağırlıklı beslenseniz de un ağırlıklı beslenseniz de bunların bir denge içerisinde olması gerekir. Bu dengeyi sağlayanlar kalp hastalığına yakalanmadan devam edebiliyor" diye konuştu.
Ekonomik zorluklar riski artırıyor
Küçürkarslan, ekonomik zorluk içerisindeki kişilerin beslenme alışkanlıklarının genellikle karbonhidrat yönüne doğru kaydığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Unlu mamullerin belli bir noktadan sonra yağa dönüşme özelliği vardır. Yağa dönüştükten sonra da damar içerisinde bunların birikimi ortaya çıkmakta ve damar sertliği oluşmakta. Sebze ağırlıklı beslenmeli, unlu mamullerden uzak durulmalı. Beslenmenin yanı sıra kişinin yaşam faktörü, yaşadığı yer de çok önemli. Giresun'da normalde bir kimsenin kalp hastası olmaması gerekir. Daha yerleşik bir memleket, insanlar evlerine giderken gelirken hareket halindedir. Hareket halinde olmak kalbi koruyucu, yağları azaltıcı bir faktör."
"Bölgesel beslenmelerde yanlış bilgiler var"
Bölgesel beslenmelerde birtakım yanlış olduğuna dikkati çeken Küçükarslan, "Bal üreten kesimlerde yaşayanlar balın çok sağlıklı bir ürün olduğunu, her derde deva olduğunu, fındık üretenler fındığın her derde deva olduğunu, posasının ayrı faydası olduğunu, kabuğunu kaynatır içerseniz ayrı faydası olduğunu söylerler. Bunlar halk arasında artık efsane haline gelmiş yanlış bilgilerdir" ifadelerini kullandı.
Küçükarslan, fındığın yağlı bir ürün olduğunu ve Karadeniz'de üretilen her şeyin fındıkla bir temasının bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Fındık üreticileri buna alınmasınlar. Fındık elbette ki güzel bir gıda fakat her şeyin içerisine fındık konulması, tozunun üzerine serpilmesi, fındığın yağının konulması doğru bir olay değildir. Eşit oranlarda dengeli bir şekilde diğer ürünlerle süslendiği takdirde fındığın faydası var. Ne fazla ne az, her şey kararında olmalı. Dengeli olmadığı takdirde damar sertliği açısından bir risk faktörü."