Ders kitaplarında rejimi kendilerine göre yazıyorlar

Ders kitaplarında tarihi yeniden dizayn ediyorlar.

Mustafa Solak,Nazif Ay

Yeni ders kitaplarında ABD’nin terör örgütleriyle ilişkisi eleştiriliyor, NATO tatbikatında Atatürk ve Erdoğan’ın düşman gösterildiği, Atatürk’ün çok yönlü dış siyasetinden uzaklaşılarak ülkenin ve milli savunmanın NATO’ya bağlandığı, 68 Hareketi’nin bağımsızlıkçı olduğu belirtiliyor. Behice Boran, Doğan Avcıoğlu, Mihri Belli, Uğur Mumcu’nun ders kitabına eklendiğine tanık oluyoruz. Bu yönlerden olumlu ama çoğu ders kitabı milli birliği sağlamaktan uzaktır. Zira laik, millete dayanan tarih yerine, padişahın milli mücadelede payı olduğunu ima yoluyla belirten, çağdaş hukuk yerine dini hukuku ikame etmeye çalışan bir toplum ve tarih oluşturma çabası görülmektedir.

İlköğretim 4. sınıftan lise sonuncu (12.) sınıfa kadar okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarından Atatürk, Atatürk’ün din ve vicdan özgürlüğüne dair ünite, cümleler, görseller kaldırıldı. Öyle ki yeni kitaplardan Atatürk’e 1 kelime dahi değinilmiyor. Sosyal Bilgiler 5. sınıf kitabında Atatürk ilkeleri çıkarıldı. Tarih kitaplarında da benzer durumlar fazlasıyla yer aldı.

Atatürk vatanı kurtarsın diye mi Samsun’a gönderildi?
12. sınıf “T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük” ders kitabında Vahdettin’in Atatürk’e “şimdi yapacağın hizmet, şimdiye kadar yaptıklarından mühim olabilir. İstersen devleti kurtarabilirsin” cümlesi aktarılmıştır.(1) Bu cümleleri okuyan öğrenci padişahın, Atatürk’ü milli mücadeleyi başlatması, vatanı kurtarması için yolladığını düşünür. Önceki ders kitabında Atatürk’ün Samsun’a İstanbul’dan uzaklaştırarak gizli çalışmalarının da önlenmek istendiği belirtilmişti.(2) Bu cümleye yeni kitapta yer verilmedi.

Gizlenen teslimiyet
Padişah Vahdettin’in işgalcilerle işbirlikçi tavrı gizlenerek sadrazam Damat Ferit sorumlu tutuldu. Önceki ders kitabında Atatürk’ün Vahdettin’e yönelik sözleri şu sözleri çıkarıldı:
“Saltanat ve hilafet makamında oturan Vahdettin... şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği Damat Ferit Paşa’nın başkanlığındaki hükûmet aciz, haysiyetsiz ve korkak.”
Vahdettin’in İngilizlerin isteğiyle Tevfik Paşa Hükümeti’ni görevden alması, “İşgalcilerin baskıları karşısında Tevfik Paşa Hükümeti de padişaha istifasını sundu” şekline sokuldu. Böylece padişah sorumluluktan kurtarıldı.

Geçen yılın 8. sınıf T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ders kitabında yer alan “Türkler padişahın buyruklarına uymaktan vazgeçtiler. Mustafa Kemal’e her yandan yardım yağmaya başladı” cümlesine yeni kitapta yer verilmedi. “Padişah ve onun hükümeti milletin haklarını korumaktan uzaktı” ifadesi ile Atatürk’ün padişahın işbirlikçi rolünü sergileyen sözü de çıkarıldı.
Vahdettin’in Kurtuluş Savaşı sonrası İngilizlere sığındığı belirtilerek emperyalizm işbirlikçiliği gösteriliyordu(3), kaldırıldı. Padişahtan hiç bahsetmeyip suçların hep Damat Ferit’e yüklendiği cümlelere örnekler verelim:
1. “Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan sonra Osmanlı toprakları, İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmeye başlandı. Bu duruma Osmanlı devlet adamlarının, özellikle de Damat Ferit Paşa Hükümeti’nin seyirci kalması, üstelik halka sükûnet tavsiye etmesi, halkın harekete geçerek kendini savunmasını gerekli kıldı.”(4)
2. “İngiliz Muhipleri Cemiyeti: İngilizlerin desteği ile İstanbul’da kurulmuştur. Başta Sadrazam Damat Ferit Paşa ve bazı devlet adamlarınca desteklenmiştir.”(5) Vahdettin de bu cemiyetin üyesi ve destekçisi ama söylenmiyor.
3. “İşgallere karşı gösterilen tepkilerden rahatsız olan İngilizler, Damat Ferit Paşa Hükümeti’ne baskı yaparak Mustafa Kemal’in geri çağrılmasını istedi (8 Haziran 1919).”(6)
4. Geçen yıl kitapta yer alan “Damat Ferit Paşa Hükûmeti, sivil ve askerî yöneticilere Mustafa Kemal’in görevden alındığını resmî bir sıfatı kalmadığı için emirlerinin de dinlenmemesi gerektiğini bildirdi.” cümlesi kaldırıldı.(7)
5. 12. sınıf T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ders kitabında aşağıdaki cümleleri okuyan Atatürk ve Vahdettin’in birlikte, Damat Ferit’ten saklı vatanı kurtarma planı yaptığını düşünmez mi?
“Temsil Heyeti, Sivas’taki millî kongrenin çalışmaları hakkında bilgi vermek ve milletin iradesine aykırı hareket eden Damat Ferit Paşa Hükûmeti’ni şikâyet etmek için, padişah ile telgraf aracılığıyla görüşmek istedi. Yapılmak istenen bu görüşmeye izin verilmeyince, ulusun güvenini yitirmiş bulunan Damat Ferit Paşa Hükûmeti görevden çekilene kadar, İstanbul ile her türlü haberleşmenin kesilmesine karar verildi.”(8)
Oysa önceki ders kitabında padişah tarafından Damat Ferit Paşa’nın sadrazam yapılmasının temel amacının “her ne pahasına olursa olsun Anadolu’da millî hareketin güçlenmesini engellemek”(9)  olduğu belirtiliyordu.

Büyük Millet Meclisi’ni padişah mı açtırdı?
Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin açılması, “padişahın sayesinde oldu” algısına neden olunan şu cümleler geçiyor:
“16 Mart 1920’de İstanbul’u resmen işgal ettiler. Meclisi basarak Millî Mücadele yanlısı milletvekillerini tutukladılar ve Malta’ya sürgüne gönderdiler. Yaşanan gelişmeler üzerine 11 Nisan 1920’de Padişah Vahdettin’in buyruğuyla Mebusan Meclisi dağıtıldı. Bu durum Ankara’da TBMM’nin açılmasını sağladı.”
Önceki ders kitabında “İtilaf Devletlerinin padişaha Mebusan Meclisini kapattırmaları” ifadesiyle Osmanlı Mebusan Meclisi’nin kapattırılmasında padişahın rolü açıkça vurgulanmıştı.

Şeyh Sait İsyanı yerine “Ülkemizin doğusunda bir ayaklanma” 
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılmasının bir gerekçesi geçen yılın “8. sınıf T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük” ders kitabında hilafet ve saltanat yanlısı olmasına dayandırılmıştı. Yeni kitapta ise bu bağ gösterilmediği gibi, Şeyh Sait İsyanı’ndan da “ülkemizin doğusunda bir ayaklanma” diye bahsediliyor.
“O günlerde ülkemizin doğusunda bir ayaklanma çıktı. Ayaklanmanın bastırılmasından sonra ayaklananları yargılayan Doğu İstiklal Mahkemesi, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının programının ayaklananları cesaretlendirdiğini hükûmete bildirdi. Hükûmet de ayaklanmanın çıkmasında etkili olduğu gerekçesiyle Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasını kapattı (3 Haziran 1925).”(10)

Musul’un kaybı ile Şeyh Sait ve İngiltere arasındaki bağ koparıldı
Önceki ders kitabında Musul’un kaybında etkili olan Şeyh Sait’in başlattığı ayaklanmanın “İngiltere’nin silah ve para desteği sonucu kısa sürede yayıldığı” belirtilmişti.(11) Yeni ders kitabında ise Musul Sorunu bağlamında Şeyh Sait’e değinilmedi.

Halife Abdülmecit’in TBMM’ye karşıt tavrı çıkarıldı
Halife Abdülmecit’in saltanat unvanı kullanması, Meclis’in üstünde olduğunu ima eden davranışlarına Atatürk’ün tepkisi ortaya koyan şu cümleler de kaldırıldı:
“Halife, ataları olan padişahların yolunu izler görünmektedir. Halife ve bütün dünya bilmelidir ki bugün var olan Halife’nin ve hilafet makamının gerçekte ne din ne de siyaset bakımından hiçbir anlamı ve gerekçesi yoktur. ”(12)

Menemen ve Kubilay olayları kaldırıldı
Atatürk’ün Menemen Olayı ve Kubilay’ın katlini “cumhuriyete karşı bir suikast” olarak değerlendirilmesi meselesi çıkarıldığı gibi, hem 8. hem 12. sınıf T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ders kitaplarından Menemen Olayı ve Kubilay’ın katline değinilmedi.

II. Abdülhamit öne çıkarılıyor
II. Abdülhamit ulusalcı, laik tarihçiliğe karşı alternatif İslamcı tarih kurgusu pekiştirilmeye çalışılmaktadır. Lise Tarih 11 ders kitabında II. Abdülhamit üzerinden İslamcı tarih alternatifi, “1876-1913 arasında gerçekleştirilen darbelerin Osmanlı siyasi hayatı üzerindeki etkileri” ifadesiyle yerleştirilmeye çalışılmaktadır.(13) II. Abdülhamit darbelere direnen kişilik olarak devleti bir arada tutan kişilik olarak öne çıkarılmaktadır. Sırbistan, Bulgaristan, Girit, Bosna-Hersek, Arnavutluk’un kaybedilmesi II. Abdülhamit’e değil “darbeciler” olarak gösterilen İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne yıkıldı.

Düyunu Umumiye İdaresinin faydaları sıralandı
Osmanlı Devleti’nin borçlarını tahsil etmek üzere kurulan Düyunu Umumiye’nin faydaları belirtilmiştir.‘Muharrem Kararnamesi’ ile zor durumdaki devlet ekonomisinin biraz nefes aldığı, alacaklıların bağlı oldukları devletleri muhatap almak yerine doğrudan alacaklıları muhatap alıp uluslararası baskıyı az da olsa hafiflettiği vurgulandı.(14)

Çözüm
Görüldüğü üzere yeni ders kitapları padişahın, halifenin, Şeyh Sait’in teslimiyetçi, emperyalizm işbirlikçisi, Cumhuriyet yıkıcısı rollerini, Menemen Ayaklanmasını gözden uzak tutarak ve Atatürk ilkelerini kaldırarak yeni bir tarih anlayışı yaratılıyor. Dahası laik nitelikteki hukuk yerine şeriat hukukuyla insan onuru, kadının özgürlüğü ortadan kaldırılıyor. Emperyalizm destekli 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra birleştirici kişi olarak Atatürk’ün posteri iktidar partisinin genel merkezine asılmıştı ve çok doğruydu. Şimdi ise Atatürk kaldırılıyor.
Sendika, dernek gibi kitle örgütleri önümüzdeki 3-4 ayı “Milli Eğitim”, “Atatürk” adlarıyla eğitim platformu kurmakla, panel, konferans, seminerler düzenlemekle, “Atatürksüz Eğitim İstemiyoruz”, “Gayrimilli Eğitim Değil Milli Eğitim” gibi adlarla imza masaları açarak değerlendirmelidir. Zira önümüzdeki yılın ders kitaplar