Derbi tarihinin en unutulmaz 10 maçı!
Yarın akşam karşı karşıya gelecek olan Galatasaray ve Fenerbahçe, bugüne kadar Türk futbolunun en unutulmaz maçlarından bazılarına imza attı. İşte derbi tarihinin en akılda kalan 10 maçı.
Cengiz Uygur1. Her şeyin başlangıcı (23 Şubat 1934)
Fenerbahçe ve Galatasaray’ın karşı karşıya geldiği maçlarda seyirciler her zaman maçta bir olay çıkacağından endişelidir ne yazık ki. Bütün bunların temeli ise, 23 Şubat 1934’te oynanan maça dayanır. Boğazın iki yakasındaki takımların rekabetinin bu maçla başladığı söylenir. Müsabakanın 4. dakikasında Fenerbahçe’nin yıldız oyuncusu Zeki Rıza Sporel’in attığı tekmeyle gergin başlayan mücadelede dakikalar 60’ı gösterdiğinde kızılca kıyamet kopar. Galatasaraylı Hamza Dağ ile Fenerbahçeli Mehmet Reşat arasında yaşanan pozisyonun ardından iki takımın oyuncuları birbirine girer. Bu gelişmenin ardından taraftarlar da kavgaya karışır ve olayların faturası iki takıma da ağır olur. Fenerbahçe ’den 9, Galatasaray’dan ise 8 futbolcu, futboldan ömür boyu men ile 2 ay uzaklaştıma arasında değişen cezalar alır.
2. Ağları delen gol (10 Haziran 1959)
İki grup halinde oynanan Türkiye 1. Futbol Ligi’nin ilk sezonunda gruplarını 1. sırada bitirenFenerbahçe ve Galatasaray, çift ayaklı final müsabakalarının ilkinde karşı karşıya gelir. İnönü Stadı’ndaki maçın 39. dakikasında, o sırada stadyumda olanları hayrete düşüren, daha sonra da nesilden nesile anlatılacak bir olay yaşanır. Galatasaray ’lı genç santrfor Metin’in şutu, ağları delerek gol olur. Golden sonra Fenerbahçeli futbolcular, ağları kontrol etmekten kendilerini alamazlar. Sarı-Kırmızılılardaki Metin Oktay efsanesi başlamıştır artık. Ama bu gol Galatasaray’ı şampiyon yapmaya yetmez, zira rövanş maçını Fenerbahçe 4-0 kazanır ve Türkiye 1. Futbol Ligi’nin ilk şampiyonu olarak tarihe geçer.
3. Metin Oktay’ın jubilesi (23 Ağustos 1969)
Galatasaray ’ın ‘Taçsız Kral’ı Metin Oktay, Sarı-Kırmızılıların şampiyon olduğu 1968-69 sezonunun ardından futbolu bırakmak istemektedir ve jubile maçı için karşısında ezeli rakip ebedi dostFenerbahçe’yi görmek ister. Bu teklif Fenerbahçe tarafından da olumlu karşılanır ancak Sarı-Laciverlilerde yöneticilik yapan Eşref Aydın’ın bir isteği vardır: "Tek bir şartım var. Fenerbahçe kulübü ve taraftarı her zaman sana hayrandı. 10 dakikalığına da olsa Fenerbahçe formasını giyer misin?" Taçsız Kral bu isteğe, “Şeref duyarım.” şeklinde cevap verir ve jübile maçında Metin Oktay ile Can Bartu formalarını değiştirir. 10 dakikalığına Metin Oktay Fenerbahçe , Can Bartu ise Galatasarayforması ile mücadele eder.
4. ‘Siz alay edilecek çocuklar değilsiniz’ (3 Mayıs 1989)
O zamanlar adı ‘Federasyon Kupası’ olan Türkiye Kupası, çeyrek finalde dev bir eşleşmeye sahne olur. Şampiyon Kulüpler Kupası yarı finalisti Galatasaray ile ligi 103 golle bitirerek rekor kıracak olan ve o maça da epey istim üstünde gelen Fenerbahçe eşleşir. 2-2 biten ilk maçın rövanşındaFenerbahçe favori gösterilse de ilk yarı Galatasaray’ın resitaline sahne olur. Ali Sami Yen’de adeta Tanju Çolak şov vardır. Formda golcü, ilk yarıda bulduğu gollerle Sarı-Kırmızılılar’ı 3-0 öne geçirir. Devre arasında Fenerbahçe soyunma odasında bir matem havası esiyordur. Hem ezeli rakibe karşı 3-0 yenik durumda olmak, hem de Tanju, Prekazi ve Simovic üçlüsünün Sarı-Lacivertli futbolcularla alay eder bir tavırda olması Sarı-Lacivertli futbolcuları derin bir depresyona sokmuştur. O noktada teknik direktör Todor Veselinovic sahneye çıkar. Tecrübeli teknik adam, “Siz alay edilecek çocuklar değilsiniz. Şimdi ilk devreyi unutun. 45 dakikalık bir maç yaptığınızı ve 3-0 kaybettiğinizi düşünün. Önünüzde 45 dakikalık bir maç daha var. Gidin ve o maçı 1-0 kazanmaya uğraşın.” sözleriyle takımı ateşler. Takım soyunma odasından ayrılırken de ekler: “Ha, bu arada golü ilk 5 dakikada bulursanız o maç 5 olur.” Bu sözlerin etkisiyle sahaya çıkan Fenerbahçe, Aykut Kocaman’ın perde açtığı ikinci devrede Hasan Vezir’le 3 gol daha bulur ve maç 3-0’dan geri dönerek 4-3 galip bitirir.
5. 6-0 (6 Kasım 2002)
6. haftada oynanması gereken Kadıköy’deki Fenerbahçe - Galatasaray maçı, iki takımın Avrupa’da oynayacağı maçlar sebebiyle 6 Kasım’a ertelenmişti. Maç öncesinde Galatasaray’da pozitif bir hava hakimdi. Özlenen İmparator Fatih Terim önderliğinde Sarı-Kırmızılılar Fenerbahçe deplasmanına lider gelmişti. Fenerbahçe ise Werner Lorant yönetiminde liderin 7 puan gerisinde zor günler geçiriyordu. Sarı-Lacivertliler Tuncay ve Ortega’nın golleriyle devreyi 2-0 önde geçse de, daha etkili olan, pozisyonlar bulan taraf Galatasaray’dı. Üstüne bir de Ortega’nın kırmızı kartıyla 10 kişi kalmıştıFenerbahçe 58. dakikada. Ne olduysa o andan sonra oldu. Birden bire atağa kalkan Fenerbahçe, Serhat(2), Ceyhun ve Ümit Özat’iın golleriyle skoru 6-0’a taşıyor, günümüzde bile konuşulan bir galibiyet alıyordu.
6. Ribery şov! (11 Mayıs 2005)
2005 Türkiye Kupası Finali, boğazın iki yakasının mücadelesine sahne olacaktı. Bir yanda 22 senedir kupaya hasret olan Fenerbahçe , diğer yanda ise bu kupayı en çok müzesine götüren ekip olanGalatasaray. Ligdeki yarışta önde olan Fenerbahçe , kupa için de favori gözüküyordu. Ancak, ilk yarıda gerçek bir Galatasaray fırtınası esti. Özellikle genç Fransız yıldızı Franck Ribery’yle Sarı-Lacivertli savunmayı adeta felç eden Cim-Bom, Ribery, Hakan Şükür ve Necati’nin golleriyle 3-0 öne geçiyordu. Bu noktadan sonra ise maç dengelendi, hatta Fenerbahçe ’nin hakim olduğu bir tarafa geçti. Luciano ile farkı 2’ye indiren Sarı-Lacivertliler, pozisyonlar bulsalar da, Mondragon geçit vermiyor, son 20 dakikada ise oyundan düşüyordu. 71 ve 88. dakikalarda bulduğu gollerle hat-trick yapan Hakan Şükür kupanın Galatasaray’a gelişini müjdelerken, sezon sonunda ayrılacak Ribery’nin futbol herkesin damağında ayrı bir tat bırakıyor, 6-0 rövanşı bir manada alınmış oluyordu.
7. Sulu Derbi (19 Mayıs 2007)
2006-07 sezonunda şampiyonluğunu 2 hafta önceden ilan eden ve 100. yılında zafere ulaşanFenerbahçe , 33. hafta müsabakasında Ali Sami Yen’de Galatasaray’ın konuğuydu. Maç öncesinde yaşanan ufak tefek olaylardan ve ezeli rakibin stada şampiyon gelmesinden gerilen ortam, maç sırasında iyice alevlendi. Galatasaraylı taraftarlar, eline geçen her şeyi stada atıyor, Fenerbahçe ’nin gelen golleri de taraftarların sakinleşmesine pek yardımcı olmuyordu. Sahada adeta su bardağı yağmuru vardı. Maç bir şekilde tamamlansa da, bu olay Türk futbol tarihinin en önemli tribün olaylarından biri olarak tarihe geçiyor, Galatasaray sonraki sezonda 5 maçı seyircisiz oynamak zorunda kalıyordu. Maçı 2-1 kazanan Fenerbahçe ise, taraftarına bir hediye daha vermişti.
8. Gol yok, futbol yok, kart çok! (12 Nisan 2009)
2008-09’da zirveden uzakta kalan Fenerbahçe ve Galatasaray, Ali Sami Yen’de karşı karşıya gelmişti. İki takım için de son şans niteliği taşıyan mücadelede futbol namına pek pozitif işler yaşanmamıştı. Maçın sonuna doğru taraftarlar tarihin en sıkıcı derbilerinden birini izlediğini düşünürken, Lugano’nun Emre Aşık’a attığı kafa sonrası ortalık yangın yerine döndü. Fenerbahçe ’den Roberto Carlos veGalatasaray’dan Lincoln hariç tüm futbolcuların karıştığı kavgada tam 4 kırmızı kart çıktı. Fenerbahçe’den Semih ve Lugano, Galatasaray’dan ise Arda ve Emre Aşık oyundan atıldı, beraberlik iki takımı da ligden kopardı. Sezon sonunda şampiyon Beşiktaş olurken, maçtan arda kalan da, kavga eden meslektaşlarını kol kola izleyen Lincoln ve Roberto Carlos’un verdiği fotoğraf oldu.
9. Türk Telekom’da ilk maç (18 Mart 2011)
Galatasaraylıların uzun yıllar süren bekleyiş sonucu kavuştuğu Türk Telekom Stadyumu’nda ilkFenerbahçe derbisi, 2010-11 sezonunun ikinci yarısında oynandı. Şampiyonluk yarışından kopanGalatasaray, maça bir prestij mücadelesi olarak görüyordu. Fenerbahçe içinse şampiyonluk yolundaki en sert virajlardan biriydi. Maçın başında eski Fenerbahçeli Colin-Kazım’la öne geçen Galatasaray, ilk 75 dakikada rakibine karşı üstün bir oyun ortaya koysa da, Semih’in golüyle oyundan düşmüştü. Saldırıya geçen Fenerbahçe, 88. dakikada efsanesi Alex’le öne geçti ve hem şampiyonluk yolundaki en sert virajlardan birini dönmüş oldu, hem de ezeli rakibinin yeni stadyumundaki ilk maçı kazandı.
10. Saracoğlu’nda her şeye rağmen kalkan kupa! (12 Mayıs 2012)
3 Temmuz sürecinin gölgesinde başlayan 2011-12 sezonunda özellikle ikinci yarıda harika bir performans sergileyen Galatasaray, o sezona özel düzenlenen play-off sistemine 9 puan önde girmişti. Normal sezonda Kadıköy’de oynanan maçta 2-0 geri düşmesine rağmen maçı 2-2’ye getiren, Baros’un son dakikada direkten dönen topuyla galibiyeti kaçıran Sarı-Kırmızılılar, Süper Final’de yaşadığı form düşüklüğü nedeniyle 4.5 puanlık avantajını kaybetmişti. Fenerbahçe ise, 3 Temmuz’un ardından, Süper Final’de evinde Galatasaray’ı yenerek şampiyon olmak, taraftarına unutulmaz bir hediye vermek istiyordu. Son derece gergin bir havada başlayan maç, başladığı gibi bitti. Bitmesiyle de olayların patlak vermesi bir oldu. Şampiyonluğun kaçışına oldukça sinirlenen Fenerbahçeliler, stadyum koltuklarını sökerek sahaya fırlatmaya başladı. Stadyum dışında da Polisin müdahale ettiği olaylar, bir benzincide bir otomobilin ters çevrilmesine kadar gitti. Yaşanan olaylar nedeniyleGalatasaray teknik ekibi ve başkan Ünal Aysal’a kupanın Türk Telekom Stadyumu’nda verilmesi teklif edildi, ancak Sarı-Kırmızılılar kararlı bir şekilde bu teklifi reddetti. Bu karara Fenerbahçe yönetimi sahayı sulayarak ve stadyumun elektirklerini keserek karşılık verdi. Böylece, Galatasaray ezeli rakibinin sahasında, karanlıkta 18. şampiyonluğunu elde etmiş oldu.