Depremzedeler göçe zorlanıyor
Deprem sonrası evleri yıkılan vatandaşlar, faizlerin yüksek ve kısa vadeli olmasından dolayı evlerini yaptıramıyor. Parası olan fırsatçılar ise evleri yarı yatına almaya çalışıyor
Mehmet İnmezİzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen ve 118 kişinin ölümü ile sonuçlanan depremin acısı unutulmaya çalışılırken evleri yıkılan ve hasar alan 150 bine yakın depremzede devletin teşvik diye adlandırdığı kredinin mağduriyetini yaşıyor. Faizli kredinin 10 yıl geri ödemesinin aylık 5 bin 500 TL olduğunu söyleyen depremzedeler, kredi çekemeyen yurttaşların evlerini değerinin yarısına çantalı simsarlara sattığını ve zorunlu olarak bölgeden göçe zorlandıklarını söyledi.
YÜKSEK FAİZ
Binlerce depremzedenin yeterince desteklenmediğini belirten İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) Başkanı Haydar Özkan, bankaların verdiği faizli krediyi 10 yıla değil 20 yıla kadar uzatması gerektiğini istedi. Evi yıkılan, oturulamaz raporu bulunan ve kentsel dönüşüme girecek durumda olan 150 bine yakın kişinin evlerini yıkıp yeniden yapmak için para bulamadığını ifade eden Haydar Özkan, “Depremin ardından 6 ay geçti. Devlet, ‘Evini yık, güçlendir veya kentsel dönüşümle yap’ teklifinde bulunuyor. ‘Sana da, düşük faizli 10 yıl vadeli kredi imkânı veriyorum’ diyor. Sıfırdan bir ev yapmanın bedeli en az 350-400 bin TL. Bankalar, düşük faizle 10 yıl vadeli kentsel dönüşüm kredisi olarak 200 bin lira veriyor. Para yetmediği için 100 bin TL de konut kredisi çektiğiniz zaman bunun aylık ödemesi 5 bin 500 TL’yi buluyor. Depremi yaşamış, eşyaları gitmiş, psikolojisi bozulmuş ve ortada kalmış bir depremzede bu parayı nasıl ödeyecek. Taksitleri ödendi, peki nasıl geçinecek?” diye konuştu.
Karşıyaka, Bayraklı ve Bornova ilçelerinde bazı depremzedelerin evlerini zorunlu olarak satmaya başladığını da açıklayan Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kredi çekemeyen ev sahipleri mecburen düşük fiyata satıp başka yerlerde yaşamak zorunda kaldı. Hatta bölgede arsa simsarları dolaşıyor. Peşin para ile yarı fiyatına değerli arsaları ve evleri satın alıyor. Çaresiz olan kişiler mecburen evlerini satıyor. Devlet, ‘Paran yoksa evini sat git’ diyor. İki yıl sonra evler 4 katı değerinde satışa çıkacak. Devlet bizi bu simsarların eline düşürmesin. Bu sistem depremzedeyi evini satmaya zorluyor.”
Kısa vadeli kredi nedeniyle hiçbir depremzedenin yeni ev yapamadığını da anlatan Haydar Özkan, “Kredi alıp, evini yıkıp yeni bina yapan bir kişi yok. Çünkü yapacak durumları bulunmuyor. 6 aydır hâlâ konteynır ve yurtlarda kalan depremzedeler var. Bu kişiler böyle giderse yıllarca burada yaşamak zorunda. Biz vadelerin uzatılması, kredilerin en az 3 veya 5 yıl geri ödemesiz olmasını istiyoruz. Çünkü biz depremden dolayı evlerimizden olduk” diyerek seslerinin duyurulmasını istedi.
YARI YARIYA FİYAT TEKLİF EDİLİYOR
Halit Değirmencioğlu (Realty World Bora Gayrimenkul Danışmanı) Bakanlık tarafından bölgede deprem anında yıkılan 7 adet bina ve çevresinde ağır, orta veya az hasarlı olduğu belirlenen binalar için proje alanı oluşturuldu. Bu alanların içinde ve dışında zorunlu tutulan az hasarlı veya hasarsız olduğu halde deprem korkusu nedeni ile de kentsel dönüşüme girmeyi düşünen yüzlerce konut bulunmakta. Ancak kentsel dönüşüm kredi faiz oranı ve vade süresi nedeni ile konutunu yaptıramayacak olan bireyler evlerini satışa çıkarmaya başladı. Tarafımıza bu şekilde ulaşan taleplerde yapılan pazarlama faaliyeti sonrası gelen fiyat teklifleri yaklaşık yüzde 50 değerinin altında oluyor. Örneğin Manavkuyu mahallesinde değerinin 765 bin TL olduğunu öngördüğümüz daireye arayıp 500 bin TL teklif veren kişiler çıkıyor. Bölgede artık bu yükü kaldıramayacağını ve evlatlarına ölümünden sonra borç bırakmak istemediğini söyleyen insanlara, çantacı diye tabir edilen veya elinde nakit parası olan fırsatçı kişiler tarafından çok düşük teklifler verilerek evler satın alınıyor. Bayraklı’nın en işlek caddesinde minimum değeri 550 bin TL olup 200 bin TL’ye müteahhite satılan daireler mevcut.