Deprem kuşağındaki Türkiye'ye kötü demir

İnşaatlarda kullanılan demirde kalitesizlik alarmı. İthalatı kolaylaştırmak için gümrük vergisi inince İtalya’dan Türkiye’ye 1 haftada 80 bin ton civarında kalitesiz ürün geldi.

Şehriban Kıraç

 

İnşaat sektöründe demir sıkıntısı yaşanıyor bahanesiyle geçen mayıs ayında ithalatın önünü açmak için indirilen gümrük vergileri kalitesiz ve denetimsiz demir çelik ürünlerinin Türkiye’ye girmesine neden oluyor. Geçen ay İtalya’dan Cezayir pazarı için üretilen 80 bin ton civarında kalitesiz ürün denetlenmeden Türkiye pazarına girdi. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, “Kalitesiz ürünler bir ay önce Türkiye’ye geldi. Bir hafta içinde 80 bin ton çeliğin girmesi çok büyük bir orandır. Biz sorunu gümrüklere bildirene kadar ürün pazara girmişti. Denetimler artmazsa kalitesiz ürünler Türkiye’ye gelmeye devam edecek” dedi. Mayıs ayında inşaat demiri ithalatına uygulanmakta olan gümrük vergisi oranları yüzde 30’dan yaklaşık yüzde 10’a düşürüldü. Cumhuriyet’e açıklama yapan Yayan, “Çelik hangi ülkeye ihraç edilecekse ona göre sertifikalandırılır ve başka bir ülkeye satamazsınız. İtalya Cezayir pazarı için ürettiği ürünü Türkiye’ye sattı” dedi. Yayan, Türkiye’nin çelikte ihtiyacın üç katı üretim kapasitesine sahip olduğunu, demir fiyatlarının artmasının Türkiye pazarına has bir durum olmadığını belirterek, “Fiyatlar dünya ile aynı oranda artıyor. Ürün 320 dolara iken iyi de 450 dolara çıkınca niye şikâyet ediliyor. Fiyat düşünce kimsenin şikâyeti olmadı. İnşaat çeliği konusunda suni bir ortam oluşturuldu ve bunun faturasını sektör olarak biz ödedik” diye konuştu.

Bir yıldan eski

TÇÜD’ün açıklamasına göre haziran ayının ilk haftasında, Türkiye’nin değişik limanlarına Cezayir’in AFNOR standardına göre üretilmiş, her bir gemide 5 bin ton ile 20 bin ton arasında değişen, İtalya menşeli, TS 708 standardına uygun olmayan, sertifikasız, bir yıldan fazla bekletilmiş ve paslanmış inşaat demirinin indirildiği görülüyor. Yalnızca çelik sanayiini baltalamakla kalmayıp, aynı zamanda dünyanın en büyük ikinci inşaat demiri ihracatçısı olan ve deprem bölgesinde bulunması nedeniyle, belirli standartlarda inşaat demiri kullanma yükümlülüğünün bulunduğu Türkiye’de, tüketicilerin güvenliğini de göz ardı eden bu ve benzeri durumların önlenmesi gerekiyor.

 

Son yılların en kötü dönemi

Müteahhitlerin inşaat çeliği bulunamadığı iddiasıyla ithalatın kolaylaştırılması isteğinin ardından birçok çelik üreticisi ihracat siparişlerinin teslimini ötelemek için yurtiçi piyasaya yönelik üretim yapmıştı. Bunun etkisiyle temmuzun ilk iki haftasında inşaat çeliği ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 64 azalarak 92.4 bin tona düştü. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği’nin açıklamasına göre, Türk çelik sektörü, 2012- 2015 arasında, son yılların en kötü dönemini geçirdi. Türkiye’nin çelik üretimi yüzde 12.2, çelik ihracatı yüzde 17.5 gerilerken, çelik ürünleri ithalatı ise yüzde 61.8 yükseldi. 2016’da sektörde iyileşme başlarken bu tarihten sonra uygulanan politikalar, sektörde başlayan iyileşmeyi frenledi. TÇÜD’e göre Türkiye gibi tükettiğinin 2 katı inşaat demiri üretimi ve 3 katı üretim kapasitesi bulunan bir ülkede, vergilerin fiyatların suni şekilde yüksek kalmasına imkân sağladığı iddiaları, gerçeği yansıtmıyor. 30 civarında ham çelikten üretim yapan kuruluşun, 50’den fazla haddecinin ve çok sayıda tüccarın faaliyet gösterdiği inşaat demiri piyasasında, fiyatların çok yükselmesi mümkün değil. Gümrük vergilerinin indirilmesi, bir yönüyle Türk çelik sektörünün sahipsiz olduğu, dolayısıyla Türkiye piyasasına kolaylıkla kalitesiz de olsa ürün satılabileceği yönünde kanaat oluşturdu.