Denizli'de maden ihalelerine tepki: Çevre ve halk sağlığı tehdit ediliyor

Denizli’de ihaleye açılacak 12 maden sahasına karşı 20 meslek ve çevre örgütü ortak basın açıklaması yaptı.

cumhuriyet.com.tr

Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Ağustos-Eylül aylarında ihale edilecek maden sahalarının listesini yayımladı. İldeki meslek ve çevre örgütleri bugün Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde yaptıkları basın açıklaması ile ihalelerin iptalini talep etti. Denizli Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Sevtap Demirci’nin yaptığı basın açıklamasında kendisine TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Mehmet Akköse, İnşaat Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı Nigar Hüyük ve Büyük Menderes İnisiyatifi Sözcüsü Mustafa Çallıca eşlik etti.

Sevtap Demirci kamuoyunda bilgi kirliliği bulunduğunu ve Denizli halkının bu bölgelerde altın bulunacağını sandığını ifade ederek “Gerçekte ilimizdeki bu sahalar mangan, krom, demir, bakır gibi rezervlere sahiptir. Bölgeler yoğunlukla ağaçlandırılacak alan, tarım ve mera alanı, ormanlık alan, doğal sit alanı ve yaşam alanları niteliği taşımaktadır” dedi. 

Demirci, son ihaleler ile maden sahalarının açılıp işletilmesinin iklim krizine etkisinin, erozyon ve toprak bozumu, biyo çeşitlilikte kayıplara neden olacağını söyleyerek, ayrıca su havzalarını da yok etme ve kirletme riski taşıdığını belirtti.

Türkiye çölleşme haritası verilerine göre Türkiye arazilerinin yüzde 53’ünün orta, yüzde 26’sının yüksek çölleşme riski altında olduğunu vurgulayan Demirci, “Son 16 yılda 3.5 milyon hektar tarım arazisi tarım dışı amaçlara tahsis edilmiş olup ekosistemimizi zarara uğratan maden işletmeleri ülke topraklarını adeta köstebek yuvasına çevirmiş, üstün kamu yararı hiçe sayılmıştır. 2004’de korumacı maden yasalarından vazgeçilerek vahşi madenciliğin önü iyice açılmıştır. Durum böyle iken oldu bittiye getirilen ihaleler ile çevre ve halk sağlığı tehdit edilmektedir” dedi.

"HERKES SAĞLIKLI VE DENGELİ BİR ÇEVREDE YAŞAMA HAKKINA SAHİPTİR"

Anayasanın 56. maddesinde yer alan “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşın ödevidir” cümlesini hatırlatan Sevtap Demirci, “Bizler bu ülkenin vatandaşları olarak bugün ve gelecekte sağlıklı kuşakların devamı için doğayla barışık, ekosistemleri koruyan politikalar geliştirmek ile yükümlüyüz. Henüz çok geç olmadan ülkeyi yöneticilerini, kişi yararını değil kamu yararını gözetmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

Maden işçilerinin ölümüne kadar giden ihlallerle ilgili de konuşan Demirci, “Hafife alındığında defalarca tanık olduğumuz madenlerde çalışacak işçilerin sağlık riskleri ve iş kazalarıdır. Ağır ve tehlikeli iş kapsamındaki madencilik sektörü yeterli önlemler alınmadığı için ciddi hastalık ve ölüm risklerini barındırmaktadır. Başta pnomokonyoz, kronik obstruktif akciğer hastalığı, astım, akciğer kanseri tüberküloz gibi solunum sistemi hastalıkları, yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları, işitme kayıpları, cilt kanseri dâhil deri hastalıkları, kas ve iskelet sistemi hastalıkları ve ağır bedensel çalışma koşullarının getireceği diğer fiziksel ve ruhsal hastalıklar ile çalışan sağlığı tehdit altında olacaktır” dedi.

Halk ve idarecilerin, hep birlikte ve çok geç olmadan, doğayla sağlıklı ilişkiler geliştirmesinin önünün açılması gerektiği vurgulanırken, “Yer üstü ve yeraltı kaynaklarının akılcı, bilime uygun, doğayla barışık bir şekilde projelendirilerek değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. İnsan ve doğada yaşayan tüm canlıların hayatı ve habitat madenlere kurban edilmemelidir” denildi.