Deniz Seki: Bana "Torbacı" bile dediler
Cezaevinde geçen 3.5 yıl mahkumiyetin ardından 5 ay önce tahliye edilen şarkıcı Deniz Seki, tekrardan yargılanmak istediğini söyledi.
cumhuriyet.com.trHaberTürk Magazin'in sorularını yanıtlayan Deniz Sekinin açıklaması şöyle:
Zayıflamak için mide ameliyatı olma kararı verdiniz mi?
Hastaneye tetkik yaptırmaya gittim. Olacağım ameliyat o kadar kolay değil. Adı gastrik-bypass. Mideden parça alınmıyor. Kontrol aşamasında safrakesemde çamur çıktı. Ameliyat olursam o da temizlenecek. Ameliyatı yaptıran arkadaşlarım arasında diyaframını kullanan yoktu. Cengiz Kurtoğlu’nu aradım, ameliyat olmamı tavsiye etti. “Bu ameliyatı olduktan sonra bülbül gibi şakıyacaksın” bile dedi. Ancak hâlâ karar veremedik. Verdiğim kiloyu stres, sıkıntı nedeniyle geri aldım ki almamak mümkün değil. Bir odanın içerisindesiniz, ister istemez şişiyorsunuz.
"Yılbaşına fıstık gibi gireceğim"
Diyet ve sporla zayıflamak daha sağlıklı olmaz mı?
Hızlı bir sonuç istiyorum, çok yorgunum, halim yok. Spor tabii ki yapacağım. Ameliyattan sonra yüzmeye başlamamı önerdi doktorum.
Ameliyat ne kadar sürede etki ediyor?
1 ay içerisinde çok fark ediyor. Yılbaşına fıstık gibi gireceğim. Yaptığım işte görsellik çok önemli. Bünyem kilo almaya çok müsait, çabuk kilo alıp verebiliyorum. Memleketimizde kilo mevzuu artık çok çirkin, can sıkıcı bir mevzu haline geldi. Belki bundan kaynaklanıyordur bu acelem bilemiyorum.
Bu ameliyat meselesi sizinle ilgili aşk ve ayrılık gündemini değiştirmiş oldu...
Ne olay kadınım, her yaptığım olay. Keşke şarkılarım konuşulsa, onlar olay olsa. Ne güzel şarkılar yazmışım, içlerinde neler saklı. Şarkı sözlerimde her şeyi anlatıyorum ama anlatmak yetmiyor işte.
Hapisten çıkınca hayatı, ve müzik dünyasını nasıl buldunuz?
Çok karışık buldum. Her şey çok değişmiş, ben de değişmişim. Ben kalbimi bu geçen sürede bile karartmamışım, kötülük ve fesatlık bulundurmamışım ancak bazı insanlar bunu yapamamışlar. Daha da fesatlaşmışlar. Kapılarının önünü süpürmeden başkalarına çamur atmakla uğraşır olmuşlar. Başarılar ve mutluluklar kıskanılıyor. Alkışlamak unutulmuş.
"Henüz tek başına dışarı çıkamadım"
Sanat dünyasına hızlı bir giriş yaptınız. Size sağlıklı gelen strateji bu muydu?
Menajerim Özgür (Aras) sayesinde çabuk toparlayabilmek için hızlı bir giriş yaptım. Bunu çok sağlıklı buluyorum. Beni saklasaydı daha da içime kapanabilirdim.
Dışarı çıkalı beri sokakta tek başınıza dolaşabildiniz mi?
Henüz tek başıma hiç dışarı çıkmadım. Şu sıralar yalnız kalma ihtiyacı hissediyorum. 5 ay içerisinde annemin hasta olduğu bir dönemle karşı karşıyaydım. Ben yanında değilken 2 büyük ameliyat geçirdi, yaşadıklarım zor şeyler.
Peki şu anda vaktinizi nasıl geçiriyorsunuz?
Kitap okuyorum, bir şeyler karalıyorum, geleceğimi planlıyorum, köpeğimle vakit geçiriyorum, sevdiğim birkaç arkadaşımla ve yeğenimle ilgileniyorum. Kardeşim evlendi, çok güzel bir yuva kurdu.
"Sıkıldım artık bu Deniz'den"
Sizden artık bir albüm bekleniyor, single mı geliyor?
Yılbaşı sonrası albümde gelecek. Albümle birlikte daha genç, dinamik, hayata tutunmuş bir Deniz geliyor. Hayat dolu biri olarak geri dönmek istediğim için kendimi değiştirmek istedim zaten. Sıkıldım artık bu Deniz’den. İskender Paydaş’la çalışıyoruz. İçinde bir türkü, bir de Sezen Aksu şarkısı var. İçeride Adalet Bakanlığı’nın izniyle bana bir oda tahsis edildi. Haftanın 4 günü saat 13.30-17.00 arası çalışma iznim vardı. Bir sürü şarkı yazdım. Albümde bu parçalardan da dinleyeceksiniz. Şarkılarım beni ayakta tuttu, tutmaya devam ediyor.
"Dostumu da düşmanımı da çok iyi tanıdım"
İçeride yaşadıklarınız yaşam standardınızı etkiler mi? Sorguluyor musunuz bazı şeyleri?
Şu an çok küçük şeylere çok üzülüp kendimi harap etmiyorum, eskiden bunu çok yapıyordum. Çok lüzumsuzmuş, ne büyük dertler varmış. İçerisi çok başka, orada kocaman olaylara karşı dağ gibi durmak zorundasın. İçerideyken spagetti çıktığında nasıl seviniyorduk mesela. Yemekleri dönüştürerek mahkûm mönüsü bile yapmıştık kendimize.
Dostlarınızı, düşmanlarınızı tanımış oldunuz mu?
Evet, dostumu da düşmanımı da çok iyi tanıdım. Çok iyimser yaklaşıyorum insanlara ve bu huyumu kaybetmek istemiyorum. Kalbimde kötülüğün yerinin olmasını istemiyorum. Orada yaşayan çoğu kadının gözlerinin altı simsiyah, yeşil oluyor insanın rengi, ister istemez kalpleri kararıyor bazılarının. İsyan ediyorlar, ben hiç isyan etmedim.
"Orası üçüncü sayfa sokağı"
3 yıl içerideydiniz, sizdeiz bırakan hikâyeler var mı?
Bir kitap projemiz var. Bu projemizin asıl amacı sizlere de yaşanan ve yaşanmaya devam eden olayları ulaştırmak. Çok travmatik olaylar var. Minik minik yazmaya başladım. Ne hikâyeler var. Hepsi, “Bizim yaşadıklarımız da dert mi?” denecek türden olaylar. Görüp duymanız lazım. Orası gerçekten üçüncü sayfa sokağı.
İçerideyken nasıl güçlü kaldınız?
Allah’a olan inancımla atlatmaya çalıştım. İçerideyken maneviyatım daha da güçlendi. Sabır denen kelimenin gücüyle karşılaştım, hep “Sabır” dedim.
"Sabıkalı kadınların yolunu açmak istiyorum"
Yılbaşında 3.5 yılını geçirdiği cezaevinde moral konseri vereceğini açıklayan Seki, “Sabıkalı insanlar çalışamıyorlar. Bir gün bu konuda bir sosyal sorumluluk projesi yapmak, kadınların, özellikle de sabıkalı kadınların yolunu açmak istiyorum. Onlara iş imkânı sağlamak istiyorum” diyor.
"Oratada çok zor bir baba faktörü var"
Faruk Salman’la evleneceğiniz beklenirken karşılıklı ‘ayrılık’ açıklamaları geldi. Ne oldu?
O benim kıymetlim, ben de onun kıymetlisiyim. 3 sene çok başka bir hayat yaşadım. Hayata yeniden adapte olmaya çalışmak kolay değil. Bazı günler yalnız kalıp kafamı dinlemek istiyorum. 3 senenin üzerine 5 ay çok kısa bir süre. Benim yerime kendinizi koyun. Karanlık bir odada 1 gün bile duramazsınız. Bir de üzerinize kilitlenen bir kapı var.
Faruk Bey’le ilişkiniz tamamen bitti mi?
Yarın ne olacağı hiç belli değil. O vefalı bir adam, ben de nankör bir kadın değilim. Öyle yansıtılmaya çalışıldı. O benim çocukluk aşkım, birlikte yıllanmışlığımız var. Şu an ikimiz de içimizi dinliyoruz. Bu ilişki evlilikle taçlandırılmalıydı, bunu hak ediyordu. Oğlu ne kadar rest çekmiş olsa da zor bir baba faktörü var ortada. Saygı duyuyorum. Bana özel bir durum değil. Dominant bir baba, oğlunun hayatında kimseyi istemiyor. Bazen hayaller gerçekleşemeyebilir, gecikebilir. Biz 30 yıl önce de hayaller kurduk Faruk’la, o benden ayrıldı, ben de inadına ona benzeyen bir adamla evlenmiştim. Çok eski ve çok köklü bir aşktı bizimkisi ama kısmet.
"Adımın bana bir faydası yokmuş"
Yaşadıklarınızda dışarıdan etki ya da toplumsal bir baskı olduğunu düşünüyor musunuz?
Günah keçisi seçildiğimi ve çok yalnız bir kadın olduğumu düşünüyorum. Kuru bir şöhretim varmış, kendi adımın bana bir faydası yokmuş ama herkesin faydalandığı bir isimmişim. Beni yargılayan hâkim ve savcıların çoğu kaçak, birçoğu da içeride. Avukatım bir gün “Deniz Hanım okuduğum kitaplar sizin davanız için yetersiz kalıyor” dedi. Daha ne diyebilirim ki?
Peki pişmanlıklarınız var mı?
Pişmanlıklar değil, kabullenmişlikler, farkındalıklar var. “Keşke” lafını hiç sevmiyorum. Yaşanılanların yaşanması gerekiyormuş.
"İtibarımı kurtaracağım"
Neden günah keçisi seçildiğinizi düşünüyorsunuz?
Bana sahip çıkacak, arkamda duracak kimsem olmadığı için. Sanat dünyasındaki insanlara gözdağı vermek için böyle bir yola başvurduklarını düşünüyorum. Asıl bu işleri yapan insanların başına hiçbir şey gelmedi. Geçen yıllarıma, şarkılarıma, verdiğim emeklere yazık edildi. Ben bu sınavdan alnımın akıyla çıktım ancak geçen 1192 günün hesabını kim verecek?
Kumpas mağduru olduğunuzu mu düşünüyorsunuz?
“Uyuşturucu temin ve tedarik eden Deniz Seki” diye anılıyor olmak beni çok kırıyor. Bana “Torbacı” bile dediler. Bu konuyla ilgili yeniden yargılanmak ve gerçekten beraat etmek istiyorum. Adalet Bakanlığı’na yeniden yargılanmak üzere bir talepte bulunduk. İnsanlar sadece yargılıyor, bilmiyorlar. Ben neyi, kime, nasıl temin edebilirim bana lütfen açıklasınlar. Bir gün kumpas mağdurlarından sayılacağımı düşünüyorum. Yıllar sonra itibarımı kurtaracağım ve bunun için sonuna kadar savaşacağım. Benim için bu mesele artık şeref, namus meselesi. Tekrar tekrar bunları konuşmak çok canımı acıtıyor. Bu konuyu tamamen kapatmak istiyorum.