"Deniz Feneri dosyası elimizde"

CHP MYK üyesi Ali Kılıç, hükümetin 150 gündür getiremediği Deniz Feneri dosyasını Almanya'dan getirdiklerini belirterek, "İsterlerse Adalet Bakanı'na veririz" dedi. Kılıç, dosyanın 100 trilyonluk bir soygunun belgesi olduğunu belirterek, "Almanya'daki Deniz Feneri Derneği olayı bireysel bir para toplama olayı değildir. Siyasi amaçla para kullanma aracıdır. Başında da sonunda da her aşamasında siyaset vardır" diye konuştu.

cumhuriyet.com.tr

CHP'li Ali Kılıç, CHP Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Tolantıda Deniz Feneri Dosyası'nın 150 gündür Türkiye'ye getirilemediğine dikkat çeken Kılıç, 4 bin 500 sayfalık dosyanın ellerinde olduğunu, istenmesi durumunda başta Adalet Bakanı olmak üzere savcılığa verilebileceğini kaydetti.

Mahkeme dosyasındaki belgeye göre, kara para aklama ve uyuşturucu kaçakçılığının da sözkonusu olduğunu belirten Kılıç, dosya içindeki belgelerin yakın zamanda Leman isminde çıkacak bir yayında yer alacağını söyledi.

CHP'li Kılıç, Alman Makemesi'nin kayıtlarında RTÜK Başkanı Zahit Akman, aynı zamanda Erdoğan'ın akrabasıda olan Kanal 7'nin sahibi Zekeriya Karaman'ın isimlerinin bulunduğunu ifade ederek, her iki isimin de AKP yandaşı oldunun altını çizdi.

Kılıç, "Almanya'daki Deniz Feneri Derneği olayı bireysel bir para toplama olayı değildir. Siyasi amaçla para kullanma aracıdır. Başında da sonunda da, her aşamasında siyaset vardır" diye konuştu.

Kayıtlarda ismi geçen ASTEAM adlı şirketin daha sonra ASSPLAN şirketinin yüzde 50 hissesini aldığını anlatan Kılıç, RTÜK Başkanı Akman'ın bu şirkette 2005'ten 2006'ya kadar Genel Müdürlük görevinde bulunduğunu söyledi. ASTEAM'e 1 milyon 290 bin Euro'yu aktaran ve uyuşturucu kaçakçılığı,kara para aklama işi yaptığı iddia edilen Şükrü Gültekin'in kim olduğu sorusunu soran Kılıç, "Zahit Akman, Deniz Feneri'nden gelen paralarla kaç şirkete ortaktır. Şirketlerine 580 bin euro sermaye yatırıldı mı?" gibi sorular yöneltti.

Akman'ın Mehmet Gürhan isimli şahısa vekalet verdiğinin de kayıtlarda yer aldığını söyleyen Kılıç, vekalet verdiği kişilerin de Akman adına Almanya'da iş takibi yapıp yapmadığının bilinmesi gerektiğini kaydetti.

CHP'li Kılıç, Aynı zamanda Başbakan Erdoğan'ın akrabası da olan Kanal 7'nin sahibi Zekeriya Karaman'ın Deniz Feneri oluşumunda hiyerarşinin en üstüdeki isim olduğunu da vurguladı.
 

"Başbakan'ın oğlunun gemisi neyle ödendi?"

Ali Kılıç, Deniz Feneri yöneticilerinin Baltıc Khristina isimli gemiyi alabilmek için Vakıfbank Frankfurt Şubesi'nden kredi kullandıklarını, bakım onarım masrafı dahil olmak üzere maliyetin 1 milyon 300 bin euro olduğunu anlattı. Bankanın 1 milyon 700 bin euro kredi verdiğini belirten Kılıç, artan 400 bin euro'nun İstanbul'da bulunan Haliç LTD'ye aktarıldığını belirtti. Şirketin Karaman'ın oğlu Habib Karaman'a ait olduğunu ve Habib Karaman'ın da Burak Erdoğan ile bacanak olduğunu hatırlatan Kılıç, "Artan 400 bin euro ile Başbakanın oğlunun gemisi mi ödendi? Başbakanın oğlu bu yıllarda Almanya'daki Deniz Feneri Merkezi'ne gitti mi? Gittiyse yanında kırmızı pasaportlu biri mi vardı? Bunların cevaplarını öğrenmek istiyoruz" dedi.

Kılıç, kredi taksitlerinin kimler tarafından ödendiğini merak etiklerini de kaydetti.
Kayıtlarda sahte faturalar olduğu, boş makbuzlar bulunduğu gibi bilgilerin de dikkat çektiğini kaydeden Kılıç, "Soruşturma sürerken Başbakan Erdoğan ile Adalet Bakanı Şahin Alman Büyükelçiliğine konuyu özellikle de Kanal 7 bağını sormuş olması dikkat çekiciydi" şeklinde konuştu.

Deniz Feneri olayının AKP ile birlikte ortaya çıkan bir olay olduğunu da söyleyen Kılıç, soruşturma başladığından beri hükümetin telaş içinde olduğunu vurguladı.
Kılıç, "Bu tablo hiç kuşku yok ki bugükü iktidarın finansmanının niteliğini de ciddi ölçüde ortaya koymuştur" dedi.

 

Bakan Şahin,  Dışişleri Bakanlığı'na yazı gönderdi

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Dışişleri Bakanlığı'na gönderdiği yazıda, Deniz Feneri Derneği davasına ilişkin dosyasının Alman makamlarınca CHP MYK Üyesi Ali Kılıç'a verilip verilmediğinin, verilmişse hangi amaçla verildiğinin araştırılmasını istedi.

Adalet Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin tarafından Dışişleri Bakanlığına gönderilen yazıda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine Deniz Feneri Derneği ile ilgili Almanya'da görülen davanın dosyasının gönderilmesine ilişkin Alman adli makamlarından talepte bulunulduğu anımsatıldı.

Yazıda, ''Bunun üzerine 18 Aralık 2008 tarihli yazınız ekinde alınan, Alman Federal Adalet Dairesinin 5 Aralık 2008 tarihli yazısında Frankfurt Savcılığı'nın talep edilen kapsamlı adli bilgi ve belgelerin 1 aylık süre zarfında ibraz edilebileceğinin bildirildiği görülmüştür. Ancak, aradan 2,5 aya yakın bir süre geçmesine rağmen söz konusu evrak Bakanlığımıza ulaşmadığı gibi akıbeti hakkında bir bilgi edinilmemiştir'' bilgisine yer verildi.

Adalet Bakanı Şahin'in Dışişleri Bakanlığına gönderdiği yazıda daha sonra şunlar kaydedildi: ''Söz konusu dava dosyasının Alman makamlarınca CHP MYK Üyesi Ali Kılıç'a verilip verilmediğinin, verilmişse hangi amaçla verildiğinin, aradan uzun bir zaman geçmesine karşılık, bahis konusu dosyanın -bir parti yetkilisinin elinde bulunduğu iddiasına rağmen- henüz Türkiye'ye gönderilmemiş olmasının sebebinin diplomatik yolla araştırılarak Bakanlığıma bilgi verilmesini ivedilikli arz ederim.''

Zahid Akman'ın Avukatı Ali Yıldız da yaptığı yazılı açıklamada, CHP MYK Üyesi Ali Kılıç'ın bugün yaptığı basın toplantısında müvekkili hakkında bazı açıklamalarda bulunduğunu belirterek şunları kaydetti: ''Müvekkilimin adı, tanımadığı birtakım kişilerle anılarak birçok suç isnat edilmiş, yeni iftiralar atılmaya devam edilmiştir. Bu mesnetsiz iddia ve iftiraların hangi sebeple ve hangi niyetle yapıldığını kamuoyu çok iyi bilmektedir.
Bugünkü basın toplantısındaki tüm iddia ve iftiraların mesnetsiz olduğunu, sahiplerinin de müfteri olduğunu bu kişilere karşı yasal yollara başvurulacağını kamuoyuna saygı ile duyururuz.''